fotoğraf, resim, kamera, ileti ve benzeri görsellerle beslenen paylaşım zincirinde, daha önceden reel anlamda hiç görmediği birine kapılmaktır.

fizik imkanlar yetersiz olduğundan daha çok subjektif kriterlerin etkisiyle oluşan bu hoşlantı hali, emin olup olamama arasında bir skalada gelip gider. kişi kendinden emin olduğunu sansa bile karşısındakinden emin olamıyordur. ne hissettiğinin tam anlamıyla yoluna girmesi ve adını koymak istediği duygularının netleşmesi için bir araya gelme şart olsa da netice genelde hayal kırıklığı olur. çünkü istediği öyle biri değildir, hayal ettiği şeye yaklaştıkça emin olamadığı hislerinin yarattığı mutluluğun yerini, yanılma hali almıştır.

(bkz: kamera görüntüsüyle birine aşık olmak)
(bkz: sanal aşk)

sese aşık olmaktır..

bi ara radyo dinlemek vardır.. dj kişisinin sesine tutulmak falan..

şimdi nerde anacımm..

bilimsel olarak mümkün olmayan durumdur.

en azından fotoğraflardan kesseydin çocuğu bu ne şıllıklık , az toparlayın kendinizi .

bazen insan öyle duygusal boşluğa düşer ki, hiç görmediği birinden gelen (çoğu zaman chat odalarında) gelen güzel sözlerle kendince bir ilişki yaşar içinde, bu normal midir belki öyle belki değil, hem kime göre, ama insanı mutlu eden o sözler o sözlerin sahibinin kafada idealize edilmesiyle birlikte kalbi pıt pıt attırır. ama geçiyor eninde sonunda.

(bkz: biz seni görmeden sevdik ya resullullah) *

körler de aşık olur. illa sanal bir aşk olması gerekmez görmeden birine aşık olmak için. kaldı ki, reel-sanal kavramları gitgide ayrımlarını yitirmekte.

genelde "boncuk mu dağıtıyon böyle her önüne gelene aşık oluyon" derim ve kestirip atarım. hatta bunu ileti bile yapmıştım, o kadar saçma buluyorum bu durumu. bir kaç kelime daha ederdim ama saat 3:56.

yani ilginç ama oluyorböyle şeyler.birbirini görmeden günlerce mesajlaştığı kişiye aşık olduğunu zanneden insanlar var.ama son tahlilde karşılıklı etkileşim olmadan olmuyor.bir de sanırım hiç aşık olmamışlar ve ciddi ilişki ve hayat tecrübesi olmayanlar sanki görmeden daha kolay aşık oluyorlar ya da öyle olduklarını zannediyorlar.

beni görmediği halde aşık olduğunu iddia eden ben deneme amaçlı bir tane mesaj atınca 20 tane mesaj atan biri var. aşık olduğunu iddia ediyor aşırı hümanist olduğum için onu hiç bozmadım tepki de göstermedim, sırf içi rahat etsin diye karşısına da çıkacağım. nasıl bir yokluk hali bilemedim nasılsa görünce vazgeçer ve olay kapanır gider. peki ya vezgeçmezse hum bu konuda bir fikrim yok. sanırım onu kırmamak için ne isterse yaparım muhtemelen içinde bir şeyler büyütmüş kötü davranmak kırıcı olmak bana yakışmaz hacı abi.

uzun zamandır karmaşık duygulardan ziyade aradığını bulamayan insanların, bir anda karşısına çıkan, kendisine göre yakışıklı ya da sempatik ve bir o kadar da ( yeniden tekrarlıyorum kendisine göre ) ilgili birine beslediği duygu topluluğudur. psikolojik baskı sebeplerinden ötürü bir anlık alınmış ufak bir tebessüm hazzından kaynaklanan ve çoğu insanın kendini boşta hissettiği anlarda rastlayabileceği bir vakadır. bu süreç kötü sonuçlanırsa depresyon iyi sonuçlanır ise melankoli.

(bkz: aşkın gözü kördür)
(bkz: duvar yazısı minvalinde entry girmek)
(bkz: format dışı bkz ile sıçıp sıvamak)

o kişinin neye öncelik verdiğine bağlı. karşısındakinden fiziksel bir beklentisi olmadığından ve onu yalnızca o olduğu için sevdiğinden görmesine gerek yoktur. aşık olmanın koşulu olmaz.

fiziksel olarak yanyana gelinmeden, reel iletişim halinde olmadan aşk başlayamaz. evet görmeden bir hoşlantı olabilir tabi ki. bu normaldir. eğer kişi sadece sanal ortamda görüştüğü birine aşık olduğunu düşünüyorsa o kişi ciddi anlamda duygusal boşluktadır. karşısındaki insana aşık olma hissini yaşamayı özlemiştir, istiyordur. böyle bir aşk yaşadığını söyleyen insana da diyecek birşey yoktur. aşk delinen kelimenin hissiyatını yaşayan kişi belirler. benim aşk ve ilişkiden anladığım ile neredeyse ikiz olsak bu kadar benzeyemeyeceğimiz (huy olarak) kankamın aşk ve ilişkiden anladığı bambaşka şeyler.