koku

her canlının güzeldir ama değildir bir kokusu vardır. güzel olanlara "iyi, harika ve farklı olanlara kötü, pis kokuyor." deriz. eşcinsel ilişkilerde karşıdaki kişiden alınan hasın önde gelen sebeplerinden bir tanesidir.
benim ise aklıma aynı isimli güzel bir film geldi.
koku-perfume: the story of a murderer http://www.imdb.com/title/tt0396171/
beyza durmaz şarkısı.

güzel filmdi.canım çekti izleyeyim bari
burun vasıtasıyla hissetiğimiz duyu. karmaşıklığı tartışılmaz haz yada iğreti duyduğumuz anlar..burun tkanıklığı dönemlerinde yediğimiz içtiğimiz vs birçok şeyden haz alamayız herşey tatsızlaşır.filme gelince dönemi çok iyi yansıtan emek verilmiş fim.adam eksikliğinin farkına vardığında toplum içinde var olabilmenin yolunu kendini insanmış gibi hissetmek için insansı kokular sürüp ve üretmeye ve cinayetlere devam eder.insanda böyle değilmidir eksikliklerimizi tamamlama peşinde yaşar gideriz hep en iyisine doğru.filmin sonuna doğru en iyisini ve gücü elde ettiğinde adam ölümsüzleşir son sahnede insanlar sere serpe düzüşür bir vaziyette olmasi akılları karıştırabilir
patrick süskind'in mükemmel bir anlatıma sahip süprizlerle dolu romanınının adıdır. romanın özgün adı " das parfum " olup, romandan uyarlanan filiminin adı ise " koku: bir katlin hikayesi" dir. malesef dilmi kitap kadar güzel olamamıştır. hatta gözümde kitabın bile ününe leke düşürmüştür.
okuduğum en yaratıcı romanlardan biri. kitaptaki gerilim sizi daha ilk sayfada yakalayıp, sonuna kadar bırakmayacaktır.
kendi sıktığı parfüm kokusuna dayanamadığı için parfüm kullanamayan bir insanım
kitabı da filmi de ayrı güzeldir. orijinal ismi das parfum gibi bir şeydi. film kadrosunda alan rickman da bulunur.
bir de izlediğim en ilginç ve etkileyici final sahnelerinden birine sahiptir.
birini hatırlatıp genelde seni üzen şey.
toplu taşımanın yürekleri dağlayan, burun direklerini kıran ve intiharlara sürükleyen problemlerinden biri. çözüm olarak bir şişe oda spreyinin çantada bulundurulması ve sıkıntı başladığında çıkarılıp vatana millete hayırlı bir evlat olunmasını öneriyorum.

bir de zengin-şımarık-piç sıfatlarının oscar ödüllü oyuncusu (kıskanç trip mi ne) justin bieber'ımızın tr konserinden sonra bu konuyla ilgili attığı bir twit vardı hatırlarsanız: ''türk kızlarının vermiş olduğu ilgiye teşekkür ederim ama aynı şeyi ter kokuları için söyleyemem''
benim için en güçlü duyudur.bir insanın yüzünü, sesini unutabilirim ama kokusu her daim içimde bir yerlerde kalmıştır.arkadaşlarımı, hayatıma girecek olanları tamamen kokusuna göre seçerim.bu demek değil ki ter kokusu veya kötü kokuları sevmem.öyle kokular var ki, yolumdan çeviriyor,öyleleri var ki uykumu kaçırıyor ya da uykudan uyandırıyor.
yani anlayacağınız: önce sizi test etmem lazım (!)
benim anlayamadığım ise eskilerden bir koku denk geldiğinde eskileri hatırlıyoruz eyvallah ama o dönem o kokuya ait hislerimizi nasıl tekrar hissediyoruz çok ilginç
ne zaman çay paketinden çay almaya kalksam, o çayı sallayarak aldığım için kokusunu içine çekiyorum ve bu koku bana bir türlü hatırlayamadığım bir şeyler hatırlatıyor gibi oluyor, ama hatırlayamıyorum. bunun yanında kendimi çok iyi hissediyorum ve geçmişte mutlu olduğum bir yere gidiyorum ama orası neresi bilmiyorum. sadece ne hissettiğimi biliyorum, neden hissettiğimi değil.