metrobüsten adam kaldırmak

çark alanlarından, bar ve gece kulüplerinden, farazi olarak ihtimal dahilinde de olsa sözlükten kaldırma oluyor da dünyanın 8. ve yukarısı katları olan harikaları şeklinde metrobüse atılmış taş çocuklar neden kaldırılamıyor şeklinde akıl kurcalayandır. kaldırılabilmedilir.

duvardan duvara halı gibi metrobüs zemininde serilme isteği yaratan bu canlıları, yolculuk bitip iniş alanına kadar geçen zaman zarfında tavlamak zorunda olma gerçeği, kısa zaman aralığı ve dar vakte yönelik beşeri isyandır aslında.

örneklemli öneri:cumartesi geceleri saat 03:00'ten sonra tıka basa gerçekleşen metrobüs yolculukları arz ve talep esnekliği maksimum olan zaman aralığıdır. kaldırma yanlıları boş geçirmemelidir.
metrobüsün o bilindik kimin eli kimin cebinde- ya da arzu edilen başka yerlerinde- kalabalığında kaldırılmaktan kendinizi kurtarabilirseniz- yok yok çok da itirazım yok- yapabileceğiniz davranış. peki diyelim arzulanan adamı kaldırdınız, o kalabalıkta nasıl indireceksiniz?

(bkz: adam kaldırmak)
metropol şehirlerin bir numaralı fantezilerindendir.
fordculuk down
metrobüsten adam kaldırmak up
bir gey fantezisidir.
gerçekleşme olasılığı sıfıra yakındır.
bi kere o gördüğünüz taş gibi adamların tamamına yakını gey bile değil, kimi nereye kaldırıyorsunuz...
zorunda kalmadıkça metrobüs kullanmıyorum, zira kullanınca da metrobüse yetişme, inme ve binme hengamesi komando eğitimi gibi olduğundan adam kaldırma sözkonusu bile olamaz. metrobüsten değil de metrodan olan versiyonu ciddi anlamda hayallerimi süslemekte. öyle ki, her gün metroda en az 5-10 tane taş, kendi halinde, mr right olabilitesi yüksek bey görüyorum ama gelip geçen duraklar gibi onlar da geçip gidiyor çok üzülüyorum sözlük.
şok içindeyim. az önce açık bir şekilde metrobüste tacize uğradım. insanların cesaret boyutları inanılmaz yükselmiş. en arka kapı önünde kapıya paralel duruyordum, benden sonra binen birisi de yüzü kapıya dönük sekilde duruyordu ve kapı açılınca mecburen öne doğru hareket etmek zorunda kaldım. aramızda mesafe olmasına rağmen fermuar bölgem o kişinin eline temas etti. çarptı zannettim ama üç bes durak boyunca giderek yaklaşıp daha sert bir baskı hissetmeye başlayinca tesadüfi bir çarpma olmadığı gerçeği dank etti. metrobüs dolmaya başladıkca bu arkadaş kalabalıktan istifade edip en son -cesaretine sağlık - baya alenen avucladi ve sıktı. kıpkırmızı oldum. kalabalıktan ilerleyip kacamadim. yer değiştiremedim. ifşa etmek istemedigim için bir şey de diyemedim çünkü bunu mesele haline getirip tüm yolcuları da bu olaya dahil etmek ardından çıkacak hengame ile de akşam 7 haberlerine konuk olma gibi senaryolar kafamda cirit atiyordu. kim bilir millet nelere sebep olacaktı. usulca kacinmaya çalıştım. bi yandan da birisi beni beğenip ileri seviyeye geçebilecek cesareti gösteriyor diye egom oksaniyor falan. fena bir tip de değildi ayı. çılgın çılgın kafa karışıklığı var yani bende de.neyse bir boşluk bulup arkaya doğru kacayim dedim. nasreddin hoca da durur mu yapıştırmis cevabi! peşimden geldi. ya ben gülsem mi ağlasam mi bilemez haldeyim. eli ayağı birbirine karışmış halde ne yapacağımı bilemeden adım adım kaçıyorum o da adım adım bana yaklaşıyor. kurtulamadim. en son naber dedi. bakabildim sadece ama ses de çıkaramiyorum diye yüz bulup hala eliyle aşağıda bir şeyler yapmaya devam ediyor bir yandan da. iki durak sonra indim. arkamdan indi. artık durdurulamaz bir cigin ortasında idim. herif gurledikce gurluyor, arkasında koca bir cig ile bana doğru 400 km hızla geliyor. "tanışmak isterim çok tatlısın, numaranı alabilir miyim?" diye soruyor. tabi nstrgt inince bu macera bitecek sanmıştı ama -bu aşk böyle bitemez, bırakma terketme beni....- şarkısı eşliğinde fortcu abi cevap bekliyor. e dışarıda da şarıl şarıl yağmur yağıyor. nstrgt şaşkın, nstrgt korkmuş, nstrgt bugün yorgun ,üzgün ve yaşlanmış,biraz kilo almış ,ağlamış yine, rimelleri akıyor. neyse teomani boşverin de ben yağmurda da islanmis olmanın siniriyle "mitribis kilibilik diyi bişi dimidim imi ilmiz bini rihit birik litfin " deyip kaciveriyorum. fortcu ayı arkamdan bakakaliyor. bi yandan da içimden " allahım ya bu kadar tatlı yakışıklı yaratirsan olacağı bu, hehehe " diyerek hafif tirsak hafif zevk almış bir şekilde böyle manyak duygularla evimin yolunu tutuyorum. kusura bakma fortcu ayı ilk defa başıma böyle bişey geldi, o yüzden kezbanligimdan kaciverdim. belki de hayatımın aşkı olacaktın. olamaz mı? olabilir. bu da böyle bir anı oldu işte sözlük. ay ben şok.
- yavrım çok yoruldum sabahtan beri çalışıyorum, müsaadenle oturabilir miyim?
- tabi teyze...
uluorta yerlerden adam kaldırmak benim için hayal , kırk yılda bir growlr dan kaldırabilirsem kendimi başarılı sayıyorum.*
growlr hornet gibi online mağaza mantığında bir platformdan adam kaldırmaktansa -fırsatım olursa- tercih ettiğim yöntemdir. enini boyunu rengini vb görerek seçebiliyorsun. lakin artık metrobüs kullanmıyorum. 4 5 yıl öncesine kadar toplamda 5 yıl kullandım. gayet de memnun kaldım. güzel adamlar oluyor. hatta bazen olay çılgınlık boyutuna bile varabiliyor. komikli ve heyecanlı dakikalar yaşanabiliyor. bazen sadece bakmakla yetinip ah ulan diyordum. çok beğendiğim ama pas vermeyenler olunca canım yanıyordu ama epey adam kaldırmışlığım var toplu taşimalardan.

eski günler eskide kaldı meal-esef
ee ben kaldırdım bikaç kere, boğaz köprüsü durağının altında da seviştim. bir bakışmaya bakar. tabi maharet gerek biraz.