sevgililer günü

reklamcıların en sevdiği gün ve dönemlerdendir. markalara acaba bu dönemde ne kakalayabiliriz diye düşünüp, derhal uygulamaya geçerler.
ticari amaçlı olup, allahın her hangi bir gününden farksız olan ve çoğu sevgilinin birbirine hediye alma bahanesinde bulunduğu gündür
tüketim çılgınlığının geldiği akıl almaz noktaları bize gösteren bir gündür. fakat sevme ve sevilme ihtiyacını da haddinden fazla kamçılar. sonuç olarak yalnızlar bu günde bunalırda bunalır, sevgililer de tepişirde tepişir.
sevgililer günü, sabah 07:00 de sokak arasında çiçek satmaya çalışan kadın, şuan saat 23:00 ve kadın hala aynı yerde, çiçekleriyle. mahallede bizim paralarımızla yaptırılmış muhteşem akp bayrakları. hem memleketime üzülüyorum, hem koparılan çiçeklere, hem de 15 saattir sokakta yağmurda ıslanan ve üzerinde ince yeleğiyle soğukta üşüyen kadına... devletin ve hayatın acımasızlığına...

sevgililer günü olmasına rağmen hakkında bugün hiç entry girilmemiş. sanırım kimsenin sevgilisi yok veya çok önem taşımıyor. ben yine de sevgililer gününü kutluyorum tüm sevenlerin.

(bkz: sevgili yapınca sözlüğü ihmal eden yazar)
herkesin başına '' aşk '' denen çorabı örmek için gün zamanla yarıştığı gün. sabahında kimse çorabı nerde çıkardığını hatırlamak bile istemeyecektir.
duyduğum kadarıyla dünkü cuma hutbesinde kutlanılması yönünde yönlendirilmede bulunulmuş.şaşırttı açıkçası hiçbir şey bıraktığım gibi değil.şöyle bi geçmişe baktım da hiçbir 14 şubatı hatırlamıyorum, sırf bu yüzden bu akşam kendim için bir şey yapacağım.en azından ilerde hatırlayacağım bi gün olarak kalsın, lazım olur.
sevgilisi olan insanların bir nevi vergi ödedikleri gün. çöp vergisi gibi, motor vergisi gibi...
* *
kutlamalar başlamış izlenimlerim kadarıyla şimdiden.partnerler doyasıya sahne alıp oyunlarını sergiliyorlar,banalliğin doruklarında volta atıyorlar. * *
bazılarımız için yılın en acılı, en kötü, en günah keçisi günü. (örneğin ben). fakat, ortalık olumsuzluk kaynarken, en olmadık şeylerden bile negatif bir pay çıkarma yeteneği sahibi olan bizlerin de bu günü değerlendirmesi gerekir diye düşünüyorum. tabii bir zorunluluk, zorbalık olmamalı. (kaldı ki beraber olduğun kişinin beklentileri seni korkutuyorsa, o güne gelene kadar başka sorunlar var demektir.) neyse, bunu da sevgilililililer (!) düşünsün.

gelelim biz nadasdaki acılı, korkulu, mağdurun da mağduru garibanlara... eyyyy sevgililer. sevmeyi, sevilmeyi sizden öğrenecek değiliz. (hı hı, oldu...)

sevgilin yok mu? arkadaşınla paylaş. planları mı var? ailenle o zaman. o da mı olmadı? sev sokakta ki hayvanı. zaten sevilecek yer arıyorlar. yok o da olmadıysa kendini şımart. hatta seçim yapma, hepsiyle yap. hatta, elini kolunu nereye koyacağını bilemeyen sevgili gibi, kendine hiç olmadık bir şey al. pis kapitalizm mi? çık o zaman dışarı. birey olarak yaşadığını, var olduğunu bir daha hisset. bakarsın o çevrendeki sevgi budalası, şapşal "ayy aşkımmm"ları yüzünü güldürmüş. sen değil misin sevgi kimsenin tekelinde değil diyen.

ne demişler kendiyle barışık olmayan kimseyle olmaz. zor mu zor. ama imkansız değil.
ölmeden bi sevgili gününe sevgili ile gireydim iyiydi bea.
bir sevgililer günü daha geldi çattı beyler, bayanlar. sevgilisi olanlara hepi valentins dey. olmayanlara sori valentins dey. ayrıca bekarlık sultanlıktır ohh canıma comcom. yemişim sevgiliyi.
istediği kadar ticari olsun, bu sevgisizlik ve nefret ortamında sevginin kutlandığı her an baş tacıdır. varsın isteyen kapitalizm seline dönüştürsün. sevginin kutlandığı her gün mübah.
ne gereksiz şey bu 14 şubat. virüs gibi.
kapitölizminicadı demeden önce bir sevgilim olmasını beklediğim gün.
  • /
  • 4