bir kaç kişi var. minnet borcum olan. benim anlatamadığım daha doğrusu anlatmaya beceremediğim yaşanmışlıklarımı yazıp söylediği için. git dediği, gitme kal dediği için, beni unutma dediği için, nerede bende o yürek yardan cayacak dediği için, silinsin izim hiçliğim sokakta kalsın dediği için. ben sende tutuklu kaldım dediği için. herkes tepeden tırnağa yaralı dediği için. beni-bizi anlattığı için, ağlattığı için. borcum var sana sezen aksu.
ayık kafayla bu şarkıları kimse yazamaz.
git git git gitme dur ne olursun. gitme kal yalan söyledim. doğru değil ayrılığa daha hiç hazır değilim. aramızda yaşanacak yarım kalan bir şeyler var gitme dur daha şimdiden deliler gibi özledim. nasıl sözler lan bunlar. insanın aklını yemiş olması ya da kafasının güzel olması lazım.
efsanesin ama evet demeyecektin.
yıllar önce kayda alınmış atina konserini pek sevdim. ağızda cuğaraa, hafiften sirtaki, canlı performans dediğin beyleee olur der gibi.
...
aşkım da değişebilir gerçeklerim de
pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
yan gelmişim diz boyu sulara
hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
hiçbirinizle dövüşemem
benim bir gizli bildiğim var
sizin alınız al inandım
morunuz mor inandım
ben tam kendime göre
ben tam dünyaya göre
ama sizin adınız ne
benim dengemi bozmayınız.
spod'un kuruluş 1. yılı vesilesiyle "nefesim yettiği sürece, bu ayrımcılığın, bu türcülüğün, bu kendine benzemeyeni yok sayma ve yok etme zalimliğinin karşısında; yaşam hakkı engellenenlerin yanında yer alacağım. bütün kalbimle ve ümidimle..." mesajını yazmış müziğin tanrıçası.
onur haftası yaklaşırken lgbti+ bireylerle dayanışmak için bir mesaj yazmış;
"bir arada yaşamak ve farklılıklara hoşgörü ile yaklaşmak, naif bir dilek ya da çağrı olarak kalıyor her gün yaşadıklarımız karşısında. oysa bu içi boşaltılmış kelimeler bir arada yaşamak için çok değerli anlamlar ifade eder. bize benzemeyene tahammül geliştiremiyor, ölümün öncü ayak sesleri gibi gelen tehditlere giderek kayıtsızlaşıyoruz. günbegün şiddete biraz daha alışıyoruz.
hiçbir şiddet dönüştürücü olamaz. hiçbir şiddet birini doğasından, inandığından koparamaz. bir süre bastırabilir ama yok edemez. bir canlının varoluşsal doğasına saldırı, nafile bir çırpınıştır. şiddetin kazananı olmaz, eninde sonunda aşk kazanır.
saba tümer'in programında, ah kavaklar'ı yorgun sesiyle söylerken bile bizi ağlatabilen kadın. fakat o da ne? ah kavaklar,metin altıoklar falan diye dertlenirken kalkıp göbek atmaya başlayan fahir atakoğlu,flash tv'ye dönen ortam ve kanal değiştirmem...ahh tv ah!
saba tümer 'in programına katılmış ve arkasındaki harika müzisyenlerle adeta bir konser veren müthiş kadın. zaten çok severdim ama bazı şarkılarını ilk defa duydum.
ba-yıl-dım.