türk aile yapısı

yalan üzerine kurulu, sahte, maskeli bir yapıdır.

ailede başkası bilmediği sürece her şeyi yapmak serbesttir. aile bireyleri diğer bireylere kesinlikle söyleyemeyecekleri şeyleri yapar dururlar. sonra da bu yapı bozulmasın diye filmler, diziler sansürlenir, kitaplar toplatılır.
içeride herşey olsun ama dışarıdan kusursuz aileyi oynayalım temelli, hane namusu dışında herkesin namusuna dil uzatmaya meğilli aile yapısı. misal olarak ;kendi kızlarının eline el değmezken en yakın komşularının kızı elli dilli orospudur.
maskeli ahlakçılık rollerinin başarıyla kotarıldığı aile yapısıdır.
sevgi yumağı olarak da adlandırılabilir. bireyler kavgalarla/sorunlarla kopmuş olsa da yeri ve zamanı geldiğine, 'iki eli kanda da olsa' yardıma koşulan aile yapısıdır.
son zamanlarda yaşanan ve her ne kadar gündem saptırma amaçlı olduğu gün gibi aşikar olsa da can sıkan- "kız-erkek aynı evde yaşayamaz, yaşayanların kellesi tiz vurula", anlayışı ile beraber yeniden gün yüzüne çıkan yapı çeşidi. bu anlayışa göre türk aile yapısı muhafazakar, sevgi ve saygı dolu, kadınların konuşmadığı, erkek egemen, övündüğümüz bir yapıdır... bugün biri de çıkıp demiş ki, bütün bu dizilerde sunulan hayatlar filan dış güçlerin övündüğümüz türk aile yapımızı bozmaya yönelik çalışmaları falan filan... da mesela ben türk aile yapısından övgüyle filan bahsetmiyorum... bilakis bu türk aile yapısı diye diye töre cinayetlerini tırmandırdınız, gencecik insanların hayatlarını kararttınız, ailelerin çocuklarını öldürmesine göz yumdunuz, kol kırılır yen içinde kalır dediniz... batsın türk aile yapınız!
mesele ailenin, aile olmanın özünde değil. mesele aile bireylerinin nasıl yönlendirildiğinde.

sık sık girdilerimde bahsettiğim bir durum var. toplum olarak muhafazakar, müslüman dindar olarak görünsek de, hep birilerimizin ağzından bizim yapımıza uygun değil lafları çıksa da, sonuçta diğer tüm dünya insanları gibi et, kan ve kemikten oluşuyoruz. bir şeylere karşıyım demek o şeyi yapmamamızı, veya öyleyim demek, öyle olmanın kurallarına uyduğumuzu göstermiyor. bu insani bir özellik olabilir ama ahlaki anlamda iki yüzlü olmamızı haklı göstermiyor.

magazini gerçekten takip etmiyorum, ama bu konuyla ilgili turnasol kağıdı gibi bir olay örnek verebilirim. twitter'ı sıkı bir şekilde takip eden bir arkadaşımım tespitidir.

ebru şallı kocasıyla boşanma kararı aldığında, üstelik bir şey istemediğini söylediğinde, kadını en başarılı olduğu alan olan pilates nedeniyle dalga geçenler bile, çok taşş... yani cevizi sağlam, ya da her neyse, kadın çok sağlammış diye yorumlar yapmış. hatta kesin kocası aldatmıştır diye mağdure gözüyle bakan yorumlar yapılmış. sonra dedikodular falan derken, sinan akçıl ile ilişkisi ortaya çıkınca, kadını en takdir edenler bile "zaten çok çirkindi", "bak şu ırıspıya", "ebru şıllık" diye yorumlar yapmaya başlamış.

bunu bana aktaran arkadaşımın dün söylediği, bu yorum yapanların pek çoğunun rte'nin kızlı erkekli yurtları kabullenmeyen muhafazakar demokrat toplum yorumuna sert tepkiler verdiği.

ne yazık ki bu tür iki yüzlü yargılamalar toplumun sadece o malum %50'sine özel bir şey değil.
kol kırılır, yen içinde kalır. asla dışarıya çaktırılmaz, oyunculukta bir numarayızdır.
annelerin gizli lider olduğu aile yapısı.
ele verir talkımı kendi yutar salkımı misali, her türlü dedikoduyu fitneyi fesatı yapıp, sonra sütten çıkan ak kaşık gibi onun bunun hayatına müdahale eden aile yapısına türk aile yapısı denir.
gittikçe kapanan, muhafazakarlaşan aile yapısıdır. iyi kötü eskileri de biliyoruz. altyazıda "penis" kelimesini bile kullanamayan televizyonları gördükçe nasıl bir sihirbazlık kelimesine dönüştüğünü görebilirsiniz. televizyon ayağını, rtük denilen çağ dışı kuruluşun denetlediği bir şey bu yapı. kıl oldukları dizileri, programları "türk aile yapısına uymuyor" diye yasaklamak, kesip biçmek, buzlamak da bunun en bariz örnekleri. 12'den sonra teorik olarak hiçbir çocuğun ayakta olmadığı saatte yayınlanan programları bile eşek yüküyle cezaya boğmak bu toplumun görevidir.

öyle bir yapıdır ki sokakta sevgiline sarılıp dolaşırken "hoop aile var" denilerek savunulmaya çalışılır ancak denk gelindiğinde sokakta kadın döven magandalara ses edilmez. öpüşmeyi geçtim sarılmak bile suçtur. erzurum üniversite oyunlarına gelen sporcuların hepsine prezervatif dağıtılırken türk sporculara "kültürümüzde yok" diye prezervatif verilmemesi de bu yapıyla ilgilidir. koca koca adamların zihni bulanmasındır. bu aile yapısının "bizim" aile yapımız olmadığı aşikardır. birilerinin bir süredir bize dayattığı ve televizyonda altyazıda bile "penis", "prezervatif", "seks" gibi kelimelerin geçmesiyle zedelenen aile yapısıdır. pamuk ipliğiyle bağlı olduğu için her alanda denetlenmesi ve korunması gerekir.