güne nasıl kalktığıyla alakalı ... eğer asabi uyandıysa bizimkisi hep solunda kalıyor. (bkz: solundan kalkmak). eğer günlük gülistanlık bir güne uyandıysa sağda takılır... bizimki de böyle bir cins.. böyle sevdik ve kabüllendik hınzırı..
bunun için mesela bir organizasyon düzenlenebilir. siteden hiç kimseyi tanıdığımı düşünmüyorum , bundan dolayı kimin nerede yaşadığını da bilmiyorum. mesela çoğunluğun yaşadığı şehirde , bir organizayon ayarlansa, buluşulsa , eğlenilse , içilse , tanışılsa , o şehre gelenler ağırlansa mümkün olduğunca ve gelecek gelirde sözlüğümüze adansa fena mı olur. bence üzerinde düşünülmeli. böylece daha çok kişi tanınır ve kimlerin-maddiyat haricinde-yetenekleri doğrultusunda , çevresi doğrultusunda ne faydası olabilir bu yüz yüze oturulup konuşulur falan diye düşünmekteyim.
oral seksten yaklaşık bir saat önce ve bir saat sonra yapılmaması gereken eylem. yapanlara dur diyelim , bilmeyenleri de uyaralım zira sağlığınız tehlike altında.
(bkz: badlik amiri)
zamanında yapılmış sağlam şarkılardan. başlığı görünce aklıma geldi dinliyorum ve korayın o güzel sesi ve vokaline tekrar aşık oluyorum be sözlük...
kaç yıldır gider gelirim istanbula ancak bir kere gitmek kısmet oldu. ankarada çıktığımız zamanlarda alışmışız kadın kısmıyla dans etmeye , e garip geldi o kadar adamı bir arada görmek. idrak etmek , alışmak derken , saçma sapan girilen bir kaç diyalog ve yeterince alkol alamamanın verdiği etkiyle soluğu arkadaşlarımınn yanında aldım. tek yöne tek gitmemek gerekliymiş bunu öğrendim mesela... bir dahası gidişimde bu öğüdümü hatırlatcam kendime ..
yaşama dair ne varsa paylaştığım iki kedi kızım var. hüznümde de, sevincimde de, sinirli anlarımda da , aşık olduğumda da, aşk acısı çektiğimde de hep onlar vardı. bilirdim ki herkes gider ama onlar kalırdı. bunun kadar yüce bir duygu var mı ? bence yok. kimse için hayatımı ve/veya koşullarımı değiştirmem ama onlar için imkanlarım elverdiğince herşeyi yapabilirim, düşünmeden. sayelerinde empati kurmayı daha iyi kavradım , sokaklardaki dostları da unutmadan elbetteki. kısaca ki iyiki varlar. konu onlar olunca duygusallaşıyorum bir tek ben napayım..
kutsaldır bunlar. çok gevezelerdir. sanılanın aksine soğuk değil , mesafelilerdir insanlara karşı. mesela benim kız evime gelen misafirlerimize eğer ilk defa görüyorsa hiç pas vermez , koklar ve totosunu döner gider. misafirler gittikleri zaman da başlarız dedikodularını yapmaya. sahiplerine inanılmaz bağlıdırlar. bir gün eve gelmediniz mi ? allah korusun sizi çenesinden. yabancı cisimleri yeme alışkanlıkları pek fazladır. coğunun ölümü bundan kaynaklı oluyormuş. başka kedilerle anlaşamaz diyorlar ama bizimkisi tekir ablasını çok iyi tolere edebiliyor. umarım herkesin bir dönem yolu siyam kedisiyle kesişir , o zaman daha iyi anlarsınız sanırım demeye çalıştıklarımı. saygılar.
güne nasıl kalktığıyla alakalı ... eğer asabi uyandıysa bizimkisi hep solunda kalıyor. (bkz: solundan kalkmak). eğer günlük gülistanlık bir güne uyandıysa sağda takılır... bizimki de böyle bir cins.. böyle sevdik ve kabüllendik hınzırı..
4 sene önce bizim büyük çaresizliğimiz ile başladı tanışıklığımız. bir ankaralı olarak ankaraya özgü kasveti , donukluğu en güzel anlatan kalemlerdendir kanımca. hele ki ankara dışında bir barış bıçakçık kitabını okuyorsanız , daha bir özlersiniz ankarayı. onunla birlikte başlarsınız ankara sokaklarını arşınlamaya. ve sonra ankarayı sevdiğinizi itiraf edersiniz kendinize,en sessiz ve içten haliyle. bugünlerde de yeni kıtabıyla haşır neşirim. olabildiğince yavaş okumaya gayret ediyorum , bitmesin - bitemesin diye.. sinek ısırıklarının müellifinden bir alıntıyla yazıya son vereyim istedim.. buyrun efenim...
"cemil in bütün gün evde ruhsal söküklerle uğraştığını da biliyordu nazlı. ev, iplik parçalarıyla, kırpıklarla dolu oluyordu, iki ucu bir araya getirilememiş hatıralarla ve partal fikirlerle. yaşamak bu küçük evde de eksik kalıyordu; elli dört metrekare içinde cemil in yetişemediği, tamamlayamadığı şeyler vardı. sessizlikler vardı. hissettiği şeyi tam o anda kimseye söyleyememiş cemil in kuytuya köşeye bıraktığı sessizlikler, yutkunmalar ve toz.
(bkz: badlik amiri)
zamanında yapılmış sağlam şarkılardan. başlığı görünce aklıma geldi dinliyorum ve korayın o güzel sesi ve vokaline tekrar aşık oluyorum be sözlük...
sanılanın aksine intihar etmemiştir , özlü ... doyamamıştır da aslında doyumsuz dünyasına. ölümden oysa ne çok korkuyordu. kendi kendine cesur olan bir insan , neden ölümünü kendi elleriyle gerçeklemesindi ki ? yada neden istekle ölmesindi ? o öldü , çünkü kanserdi. ve ben çok özledim . keşke yeni öykülerini , mektuplarını okuyabilseydik...
sanılanın aksine intihar etmemiştir , özlü ... doyamamıştır da aslında doyumsuz dünyasına. ölümden oysa ne çok korkuyordu. kendi kendine cesur olan bir insan , neden ölümünü kendi elleriyle gerçeklemesindi ki ? yada neden istekle ölmesindi ? o öldü , çünkü kanserdi. ve ben çok özledim . keşke yeni öykülerini , mektuplarını okuyabilseydik...