arkanızda bir duvar vardır da bir anda yok olmuştur öyle sendelersiniz baba gittiğinde veya uykudan düşermişcesine uyanmaktır baba kaybetmek. çoğumuzun b uraya entry girdiği yaşlarda çocuk bakan adamlardır hataları belki çoktur ama acımasız olmadan önce 2-3 kez düşünmek gerekir.
aşkların en güzelidir. sizi birbirine bağlayan toplum normlarını bırakın birde kötü bakarlar ama siz her şeye rağmen berabersinizdir ve hayatı birbiriniz için kolaylaştırır çocukluğunuzdan itibaren eksik hissettiğiniz sevgi ve kabullenmeyi bulursunuz.
3. bölümün ibne lobisi tarafından parlatılarak güzel reklamı yapılmasına karşı rezalet olması rağmen en azından ellie nin zenci olmaması sevindirici bir unsurdur. sezon sonu bu başlığa tekrar döneceğim.
eşcinsellik evet... eşcinsel olarak doğduğumuz andan itibaren hayatımızın en güzel yıllarını çoğu zaman yalnız geçiriyoruz. sosyal çevremiz ve aile yapımızın izin verdiği kadar eşcinsel olabiliyoruz. hislerimiz bastırılıyor. hatta cüretkâr çevreler hasta olduğumuzu ima ediyor bize. ki gerçekten hasta olduğumu düşünmeye başladığım dönemlerde otizm aklıma geliyordu. yani bu şekilde doğduysam ve herhangi bir kalıcı tedavisi yoksa neden bize de iyi davranılmıyor diye düşünürdüm? eğer hastaysam neden bana da iyi davranılmıyor? ve zaman içerisinde birçok insanla tanıştım farklı hayat hikayeleri anlayışlı aileler, olayı namus meselesine çevirenler... hatta ve hatta eşcinsel olmasına rağmen hislerimizi ötekileştiren, durumumu sadece yatak odası muhabbetinden daha ileriye götüremeyen insanlar ilede tanıştım. bir eşcinsel olarak bende baskı ile büyüdüm ve hetero olarak yaşadım yıllarca yada bunun taklidini yapmak zorunda kaldım. bunun bana ileride bir sürü eksi getireceğini düşünerek daha çok kendimi geliştirmeye çalıştım çünkü eşcinselleniz insanllar cahilliğini size nefret ve öfke olarak çeviriyordu. ben gerke yabancı dil gerek genel kültür olarak o kadar iyi olmalıydımki mesleki veya sosyal hayatımda kimsenin altında kalmamalıydım. burada daha çocukluktan kafama yerleşen düşünceler yıllar içerisinde beni acımasız bir insan yaptığı kanısına vardım. evet ben bir yerlere gelmiştim, iyi kazanıyordum konserler, tiyatro modern sanat, bilgisayar oyunlarına kadar... herşeyi öğrendim her konuda kendi fikrime sahiptim ama dediğim gibi benim gibi olan insanları önemsememeye onların duygularını hiçe saymaya başlamıştım. "eşcinsellik" olarak adlandıran ve doğduğumdan beri içimde yaşayan hem cinsimin kollarında bulduğum huzur sapkınlık olarak adlandırıldı ve ben bunu bencilce berbataraf etmeye çalışmıştım. bugün bu eşcinsellik konusunun aklıma gelme sebebi hayatımda artık büyük değişikliklere imza atıyor olmam. üniversite yıllarımdaki gibi yaşamıyor ve insanlığa karşı bir sorumluluk hissediyor olmam.
yakın zamanda askere gitmeye karar verdim. ben eşcinselim diye ortalıkta gezinmesem de sorana söyleyen cinsten biriyim. aile hedimime bunu paylaştığımda beni tabiki psikiyatriye yönlendirdiler. hikaye gerçekten çok uzun ama kısaca şundan bahsetmek isterimki hetero görünüşüm ve cocukken hiçbir şekilde etek giymek veya makyaj yapma isteklerim bulunmadığı için eşcinsel kategorisine giremeyeceğimi öğrenmiş bulunmaktayım. aslında hiçbir zaman vatani görevimden kaçma isteiğim olmamıştı fakat bu yapılan saçma sapan tespitler beni yıkamasada benimle aynı şeyleri yaşayan birçok eşcinsele zarar verebileceğini zaten hayatının en güzel dönemlerinin çoğunda yalnız olduğu için intahara sürüklenen birçok gence zarar verebileceğini düşünmeye başladım.
değerli yazar arkadaşlarım, aramızda eşcinseller, heterosekküller ve transeksüel arkadaşlarımızda bulunmakta en azından öyle varsayıyorum. döndükten sonra artık daha somut adımlar atmak istiyorum. bugün hepinizinde bildiği gibi bir app i açtığınızda 16-17-18 yaşıdna arkadaşlarımızın normal bir date i nasıl gerçekleştireceğini bilemediği gibi veya bir sokakta bir cafede kimseyle oturup konuşamadığı için kendi geliştirdiğimiz yanlışlarıda onlara aktarıyoruz ve sadece sonuç olarak mutsuzluk üretiyoruz. insanlar demek öyleymiş diyip birbirlerinin kalplerini kırmaya devam ediyorlar.
evet eşcinselliğin ülkemizde tam olarak bu şekilde korkunç bir yere gittiğini düşlünüyorum. gün gelirde herşey yasalar ile korunan hale gelse bile evliliklerimiz bu güzel ülkemizin toplarında resmi hale gelse bile birbirimize karşı nefret ve güvensizlik tophumları ekiyoruz sürekli.sonuç olarak böyle doğduk ve eşcinsel olarak devam edeceksek ki ben kendimde artık herhangi bir sorun göremiyorum, daha duyarlı tanımlamalar yapmamız gerektiğine inanıyorum. geçmişte yapılan hataları acımasızca eleştirme yerine. (bkz:evli erkeğin evli erkekle eşcinsel ilişkisi) gibi daha yapıcı olmamız gerekiyor veya gidin "adam gibi" askerliğinizi yapın şeklinde yorumlarda bulunurken kişinin orada az uyuyacağı veya fiziksel olarak zorlanacağından çok aşağılanma ve hor görülme korkuları yaşayabileceğini varsayarak yorum yapın.
eşcinselliğin şuan ülkemizde çok yanlış tanımlara sahip olduğunu ve bunu düzeltmek adına yapıcı yorumlarla yorulmadan ilerleyebileceğimizi düşünüyorum.
7 yıldır ekseriyetle televizyon izlemiyorum ancak bu sene 102. yaşına basmış anneannemin tek zevki survivor izleyip mavililerle kırmızılılar arasında beğendiği insanları bana anlatmak, onun minnoş kalbi çıt etmesin diye senede 2-3 defa bile olsa oturup onunla ciddi ciddi izliyorum
"tabii tüm bunlar için cis-hetero düzeni suçlamak kolay. ancak lgbti+ sineması da ve hatta edebiyatı da biraz suçlu olabilir tüm bu durumdan. çünkü, sağ olsunlar, var olsunlar ama onlar da çok zaman, çoooook uzun bir zaman bize mutluluğu, sağlıklı aşkları, yaşamı reva görmediler. l de g de b de t de i de artı da hep sonunda ya öldü ya ince hastalığa yakalandı. ne aşktan ne hayattan bir hayır gördüler. yönetmenleri cis-het olan filmlerden bahsetmiyorum sadece; lubunyalar da çektikleri filmlerde, yazdıkları öykü ve romanlarda ve hatta şiirlerde ve senaryolarda bize kıydılar. bu yüzden de aslında lgbti+’ların sevme biçimleri türlü türlüyken sevilmeme biçimleri tek yumurta ikizleri gibi. her yiğidin vegan yoğurt yiyişi farklı ama suratımıza kapatılan kapıların çarpma sesi ve yarattığı etki birbirine çok benziyor. çünkü sadece bunu gördük, çünkü sadece bunu anlattılar."
sadece üstteki entrisine bakarak ne denli entelektüel olduğunu görebileceğiniz yazar. heleki (ayrı yazılır) benim ki (bitişik yazılır) yada (ayrı yazılır) virgülden önceki kelime ile arasına boşluk koyulmaz. virgülleri de kısıtlı kullanmış zaten jdfskl yaptığı anlatım bozuklukları da cabası.
hiçbirimiz edebiyat öğretmeni değiliz. yazım yanlışı yapıyoruzdur biz de ama bunun cehaleti fışkırıyor trol değilse.
küstah insanlara eğer bu küstahlığın altyapısı varsa saygı duyarım ama böyle cahil çomarlarda çok komik duruyor bu üstten bakan tavırlar.
edit: baktım şimdi de tarzı cidden white wine'a benziyor. yeni sosyopatımız hayırlı olsun ahahha
geçen gün imla kurallarını bilmeyen erkekler daha seksi başlığında milleti cahillikle suçlayan yazar burada dahi anlamındaki da yı bitişik yazmış jdfskl bu başlıkta da olgun severleri paragözlükle suçlayıp acınası diye tanımladığına göre yarın başka başlıkta babası yaşında sevgilisinden bahsederse şaşırmayın jdfskl bir salın insanları artık. illa birine acıyacaksanız kendinize acıyın mk
tam bir coming out şarkısı bence görüyordum duyuyordum biliyordum susuyordum istemedim neden hayır diyemedim ki kızıyordum kaçıyordum köşelerde yaşıyordum söyleyecek sözüm çoktu neden sustum ki benim kendimle ufak bir sorunum var içimde patlamaya hazır bir bomba var ben bu gece karar verdim kuş olup gökte uçmaya sevdiğimi kızdığımı dünyaya haykırmaya
puslu puslu duruyordum uslu uslu yaşıyordum açıklarda yüzmenin tam zamanı şimdi hep bir sebep buluyordum uzaktan seyrediyordum ne varsa tutuklu bende bıraktım gitti benim kendimle ufak bir sorunum var biriktirdiğim ne varsa şimdi patlar ben bu sabah karar verdim yıldızları yakmaya bildiğimi gördüğümü dünyaya anlatmaya
eşcinsellik evet... eşcinsel olarak doğduğumuz andan itibaren hayatımızın en güzel yıllarını çoğu zaman yalnız geçiriyoruz. sosyal çevremiz ve aile yapımızın izin verdiği kadar eşcinsel olabiliyoruz. hislerimiz bastırılıyor. hatta cüretkâr çevreler hasta olduğumuzu ima ediyor bize. ki gerçekten hasta olduğumu düşünmeye başladığım dönemlerde otizm aklıma geliyordu. yani bu şekilde doğduysam ve herhangi bir kalıcı tedavisi yoksa neden bize de iyi davranılmıyor diye düşünürdüm? eğer hastaysam neden bana da iyi davranılmıyor? ve zaman içerisinde birçok insanla tanıştım farklı hayat hikayeleri anlayışlı aileler, olayı namus meselesine çevirenler... hatta ve hatta eşcinsel olmasına rağmen hislerimizi ötekileştiren, durumumu sadece yatak odası muhabbetinden daha ileriye götüremeyen insanlar ilede tanıştım. bir eşcinsel olarak bende baskı ile büyüdüm ve hetero olarak yaşadım yıllarca yada bunun taklidini yapmak zorunda kaldım. bunun bana ileride bir sürü eksi getireceğini düşünerek daha çok kendimi geliştirmeye çalıştım çünkü eşcinselleniz insanllar cahilliğini size nefret ve öfke olarak çeviriyordu. ben gerke yabancı dil gerek genel kültür olarak o kadar iyi olmalıydımki mesleki veya sosyal hayatımda kimsenin altında kalmamalıydım. burada daha çocukluktan kafama yerleşen düşünceler yıllar içerisinde beni acımasız bir insan yaptığı kanısına vardım. evet ben bir yerlere gelmiştim, iyi kazanıyordum konserler, tiyatro modern sanat, bilgisayar oyunlarına kadar... herşeyi öğrendim her konuda kendi fikrime sahiptim ama dediğim gibi benim gibi olan insanları önemsememeye onların duygularını hiçe saymaya başlamıştım. "eşcinsellik" olarak adlandıran ve doğduğumdan beri içimde yaşayan hem cinsimin kollarında bulduğum huzur sapkınlık olarak adlandırıldı ve ben bunu bencilce berbataraf etmeye çalışmıştım. bugün bu eşcinsellik konusunun aklıma gelme sebebi hayatımda artık büyük değişikliklere imza atıyor olmam. üniversite yıllarımdaki gibi yaşamıyor ve insanlığa karşı bir sorumluluk hissediyor olmam.
yakın zamanda askere gitmeye karar verdim. ben eşcinselim diye ortalıkta gezinmesem de sorana söyleyen cinsten biriyim. aile hedimime bunu paylaştığımda beni tabiki psikiyatriye yönlendirdiler. hikaye gerçekten çok uzun ama kısaca şundan bahsetmek isterimki hetero görünüşüm ve cocukken hiçbir şekilde etek giymek veya makyaj yapma isteklerim bulunmadığı için eşcinsel kategorisine giremeyeceğimi öğrenmiş bulunmaktayım. aslında hiçbir zaman vatani görevimden kaçma isteiğim olmamıştı fakat bu yapılan saçma sapan tespitler beni yıkamasada benimle aynı şeyleri yaşayan birçok eşcinsele zarar verebileceğini zaten hayatının en güzel dönemlerinin çoğunda yalnız olduğu için intahara sürüklenen birçok gence zarar verebileceğini düşünmeye başladım.
değerli yazar arkadaşlarım, aramızda eşcinseller, heterosekküller ve transeksüel arkadaşlarımızda bulunmakta en azından öyle varsayıyorum. döndükten sonra artık daha somut adımlar atmak istiyorum. bugün hepinizinde bildiği gibi bir app i açtığınızda 16-17-18 yaşıdna arkadaşlarımızın normal bir date i nasıl gerçekleştireceğini bilemediği gibi veya bir sokakta bir cafede kimseyle oturup konuşamadığı için kendi geliştirdiğimiz yanlışlarıda onlara aktarıyoruz ve sadece sonuç olarak mutsuzluk üretiyoruz. insanlar demek öyleymiş diyip birbirlerinin kalplerini kırmaya devam ediyorlar.
evet eşcinselliğin ülkemizde tam olarak bu şekilde korkunç bir yere gittiğini düşlünüyorum. gün gelirde herşey yasalar ile korunan hale gelse bile evliliklerimiz bu güzel ülkemizin toplarında resmi hale gelse bile birbirimize karşı nefret ve güvensizlik tophumları ekiyoruz sürekli.sonuç olarak böyle doğduk ve eşcinsel olarak devam edeceksek ki ben kendimde artık herhangi bir sorun göremiyorum, daha duyarlı tanımlamalar yapmamız gerektiğine inanıyorum. geçmişte yapılan hataları acımasızca eleştirme yerine. (bkz:evli erkeğin evli erkekle eşcinsel ilişkisi) gibi daha yapıcı olmamız gerekiyor veya gidin "adam gibi" askerliğinizi yapın şeklinde yorumlarda bulunurken kişinin orada az uyuyacağı veya fiziksel olarak zorlanacağından çok aşağılanma ve hor görülme korkuları yaşayabileceğini varsayarak yorum yapın.
eşcinselliğin şuan ülkemizde çok yanlış tanımlara sahip olduğunu ve bunu düzeltmek adına yapıcı yorumlarla yorulmadan ilerleyebileceğimizi düşünüyorum.
aşkların en güzelidir. sizi birbirine bağlayan toplum normlarını bırakın birde kötü bakarlar ama siz her şeye rağmen berabersinizdir ve hayatı birbiriniz için kolaylaştırır çocukluğunuzdan itibaren eksik hissettiğiniz sevgi ve kabullenmeyi bulursunuz.
eşcinsellik evet... eşcinsel olarak doğduğumuz andan itibaren hayatımızın en güzel yıllarını çoğu zaman yalnız geçiriyoruz. sosyal çevremiz ve aile yapımızın izin verdiği kadar eşcinsel olabiliyoruz. hislerimiz bastırılıyor. hatta cüretkâr çevreler hasta olduğumuzu ima ediyor bize. ki gerçekten hasta olduğumu düşünmeye başladığım dönemlerde otizm aklıma geliyordu. yani bu şekilde doğduysam ve herhangi bir kalıcı tedavisi yoksa neden bize de iyi davranılmıyor diye düşünürdüm? eğer hastaysam neden bana da iyi davranılmıyor? ve zaman içerisinde birçok insanla tanıştım farklı hayat hikayeleri anlayışlı aileler, olayı namus meselesine çevirenler... hatta ve hatta eşcinsel olmasına rağmen hislerimizi ötekileştiren, durumumu sadece yatak odası muhabbetinden daha ileriye götüremeyen insanlar ilede tanıştım. bir eşcinsel olarak bende baskı ile büyüdüm ve hetero olarak yaşadım yıllarca yada bunun taklidini yapmak zorunda kaldım. bunun bana ileride bir sürü eksi getireceğini düşünerek daha çok kendimi geliştirmeye çalıştım çünkü eşcinselleniz insanllar cahilliğini size nefret ve öfke olarak çeviriyordu. ben gerke yabancı dil gerek genel kültür olarak o kadar iyi olmalıydımki mesleki veya sosyal hayatımda kimsenin altında kalmamalıydım. burada daha çocukluktan kafama yerleşen düşünceler yıllar içerisinde beni acımasız bir insan yaptığı kanısına vardım. evet ben bir yerlere gelmiştim, iyi kazanıyordum konserler, tiyatro modern sanat, bilgisayar oyunlarına kadar... herşeyi öğrendim her konuda kendi fikrime sahiptim ama dediğim gibi benim gibi olan insanları önemsememeye onların duygularını hiçe saymaya başlamıştım. "eşcinsellik" olarak adlandıran ve doğduğumdan beri içimde yaşayan hem cinsimin kollarında bulduğum huzur sapkınlık olarak adlandırıldı ve ben bunu bencilce berbataraf etmeye çalışmıştım. bugün bu eşcinsellik konusunun aklıma gelme sebebi hayatımda artık büyük değişikliklere imza atıyor olmam. üniversite yıllarımdaki gibi yaşamıyor ve insanlığa karşı bir sorumluluk hissediyor olmam.
yakın zamanda askere gitmeye karar verdim. ben eşcinselim diye ortalıkta gezinmesem de sorana söyleyen cinsten biriyim. aile hedimime bunu paylaştığımda beni tabiki psikiyatriye yönlendirdiler. hikaye gerçekten çok uzun ama kısaca şundan bahsetmek isterimki hetero görünüşüm ve cocukken hiçbir şekilde etek giymek veya makyaj yapma isteklerim bulunmadığı için eşcinsel kategorisine giremeyeceğimi öğrenmiş bulunmaktayım. aslında hiçbir zaman vatani görevimden kaçma isteiğim olmamıştı fakat bu yapılan saçma sapan tespitler beni yıkamasada benimle aynı şeyleri yaşayan birçok eşcinsele zarar verebileceğini zaten hayatının en güzel dönemlerinin çoğunda yalnız olduğu için intahara sürüklenen birçok gence zarar verebileceğini düşünmeye başladım.
değerli yazar arkadaşlarım, aramızda eşcinseller, heterosekküller ve transeksüel arkadaşlarımızda bulunmakta en azından öyle varsayıyorum. döndükten sonra artık daha somut adımlar atmak istiyorum. bugün hepinizinde bildiği gibi bir app i açtığınızda 16-17-18 yaşıdna arkadaşlarımızın normal bir date i nasıl gerçekleştireceğini bilemediği gibi veya bir sokakta bir cafede kimseyle oturup konuşamadığı için kendi geliştirdiğimiz yanlışlarıda onlara aktarıyoruz ve sadece sonuç olarak mutsuzluk üretiyoruz. insanlar demek öyleymiş diyip birbirlerinin kalplerini kırmaya devam ediyorlar.
evet eşcinselliğin ülkemizde tam olarak bu şekilde korkunç bir yere gittiğini düşlünüyorum. gün gelirde herşey yasalar ile korunan hale gelse bile evliliklerimiz bu güzel ülkemizin toplarında resmi hale gelse bile birbirimize karşı nefret ve güvensizlik tophumları ekiyoruz sürekli.sonuç olarak böyle doğduk ve eşcinsel olarak devam edeceksek ki ben kendimde artık herhangi bir sorun göremiyorum, daha duyarlı tanımlamalar yapmamız gerektiğine inanıyorum. geçmişte yapılan hataları acımasızca eleştirme yerine. (bkz:evli erkeğin evli erkekle eşcinsel ilişkisi) gibi daha yapıcı olmamız gerekiyor veya gidin "adam gibi" askerliğinizi yapın şeklinde yorumlarda bulunurken kişinin orada az uyuyacağı veya fiziksel olarak zorlanacağından çok aşağılanma ve hor görülme korkuları yaşayabileceğini varsayarak yorum yapın.
eşcinselliğin şuan ülkemizde çok yanlış tanımlara sahip olduğunu ve bunu düzeltmek adına yapıcı yorumlarla yorulmadan ilerleyebileceğimizi düşünüyorum.
arkanızda bir duvar vardır da bir anda yok olmuştur öyle sendelersiniz baba gittiğinde veya uykudan düşermişcesine uyanmaktır baba kaybetmek. çoğumuzun b uraya entry girdiği yaşlarda çocuk bakan adamlardır hataları belki çoktur ama acımasız olmadan önce 2-3 kez düşünmek gerekir.