edmond kirsch

Durum: 9 - 0 - 0 - 0 - 04.02.2023 16:31

Puan: 298 - Sözlük Kezbanı

5 yıl önce kayıt oldu. 8.Nesil Yazar.

- Henüz bio girmeye vakti olmamış.

yalnıztanrı

bu yazar gibi dostun olsun düşmana ihtiyacın olmaz.*

ayı sözlük’te tanışmak için atılan ilk mesaj

entrysini giremeyeceğim kadar acımasız bir gerçeklik içeren cevap mesajı olur o

the last of us

3. bölümün ibne lobisi tarafından parlatılarak güzel reklamı yapılmasına karşı rezalet olması rağmen en azından ellie nin zenci olmaması sevindirici bir unsurdur. sezon sonu bu başlığa tekrar döneceğim.

hoşlanılan erkeğe açılamamak

kimseye açılmayın hoşlanılan erkek olun. millet gelsin açılsın, hiç...

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

28 mart 2020 ayı sözlük istanbul zirvesi

eşcinsellik

eşcinsellik evet... eşcinsel olarak doğduğumuz andan itibaren hayatımızın en güzel yıllarını çoğu zaman yalnız geçiriyoruz. sosyal çevremiz ve aile yapımızın izin verdiği kadar eşcinsel olabiliyoruz. hislerimiz bastırılıyor. hatta cüretkâr çevreler hasta olduğumuzu ima ediyor bize. ki gerçekten hasta olduğumu düşünmeye başladığım dönemlerde otizm aklıma geliyordu. yani bu şekilde doğduysam ve herhangi bir kalıcı tedavisi yoksa neden bize de iyi davranılmıyor diye düşünürdüm? eğer hastaysam neden bana da iyi davranılmıyor? ve zaman içerisinde birçok insanla tanıştım farklı hayat hikayeleri anlayışlı aileler, olayı namus meselesine çevirenler... hatta ve hatta eşcinsel olmasına rağmen hislerimizi ötekileştiren, durumumu sadece yatak odası muhabbetinden daha ileriye götüremeyen insanlar ilede tanıştım. bir eşcinsel olarak bende baskı ile büyüdüm ve hetero olarak yaşadım yıllarca yada bunun taklidini yapmak zorunda kaldım. bunun bana ileride bir sürü eksi getireceğini düşünerek daha çok kendimi geliştirmeye çalıştım çünkü eşcinselleniz insanllar cahilliğini size nefret ve öfke olarak çeviriyordu. ben gerke yabancı dil gerek genel kültür olarak o kadar iyi olmalıydımki mesleki veya sosyal hayatımda kimsenin altında kalmamalıydım. burada daha çocukluktan kafama yerleşen düşünceler yıllar içerisinde beni acımasız bir insan yaptığı kanısına vardım. evet ben bir yerlere gelmiştim, iyi kazanıyordum konserler, tiyatro modern sanat, bilgisayar oyunlarına kadar... herşeyi öğrendim her konuda kendi fikrime sahiptim ama dediğim gibi benim gibi olan insanları önemsememeye onların duygularını hiçe saymaya başlamıştım. "eşcinsellik" olarak adlandıran ve doğduğumdan beri içimde yaşayan hem cinsimin kollarında bulduğum huzur sapkınlık olarak adlandırıldı ve ben bunu bencilce berbataraf etmeye çalışmıştım. bugün bu eşcinsellik konusunun aklıma gelme sebebi hayatımda artık büyük değişikliklere imza atıyor olmam. üniversite yıllarımdaki gibi yaşamıyor ve insanlığa karşı bir sorumluluk hissediyor olmam.

yakın zamanda askere gitmeye karar verdim. ben eşcinselim diye ortalıkta gezinmesem de sorana söyleyen cinsten biriyim. aile hedimime bunu paylaştığımda beni tabiki psikiyatriye yönlendirdiler. hikaye gerçekten çok uzun ama kısaca şundan bahsetmek isterimki hetero görünüşüm ve cocukken hiçbir şekilde etek giymek veya makyaj yapma isteklerim bulunmadığı için eşcinsel kategorisine giremeyeceğimi öğrenmiş bulunmaktayım. aslında hiçbir zaman vatani görevimden kaçma isteiğim olmamıştı fakat bu yapılan saçma sapan tespitler beni yıkamasada benimle aynı şeyleri yaşayan birçok eşcinsele zarar verebileceğini zaten hayatının en güzel dönemlerinin çoğunda yalnız olduğu için intahara sürüklenen birçok gence zarar verebileceğini düşünmeye başladım.

değerli yazar arkadaşlarım, aramızda eşcinseller, heterosekküller ve transeksüel arkadaşlarımızda bulunmakta en azından öyle varsayıyorum. döndükten sonra artık daha somut adımlar atmak istiyorum. bugün hepinizinde bildiği gibi bir app i açtığınızda 16-17-18 yaşıdna arkadaşlarımızın normal bir date i nasıl gerçekleştireceğini bilemediği gibi veya bir sokakta bir cafede kimseyle oturup konuşamadığı için kendi geliştirdiğimiz yanlışlarıda onlara aktarıyoruz ve sadece sonuç olarak mutsuzluk üretiyoruz. insanlar demek öyleymiş diyip birbirlerinin kalplerini kırmaya devam ediyorlar.

evet eşcinselliğin ülkemizde tam olarak bu şekilde korkunç bir yere gittiğini düşlünüyorum. gün gelirde herşey yasalar ile korunan hale gelse bile evliliklerimiz bu güzel ülkemizin toplarında resmi hale gelse bile birbirimize karşı nefret ve güvensizlik tophumları ekiyoruz sürekli.sonuç olarak böyle doğduk ve eşcinsel olarak devam edeceksek ki ben kendimde artık herhangi bir sorun göremiyorum, daha duyarlı tanımlamalar yapmamız gerektiğine inanıyorum. geçmişte yapılan hataları acımasızca eleştirme yerine. (bkz:evli erkeğin evli erkekle eşcinsel ilişkisi) gibi daha yapıcı olmamız gerekiyor veya gidin "adam gibi" askerliğinizi yapın şeklinde yorumlarda bulunurken kişinin orada az uyuyacağı veya fiziksel olarak zorlanacağından çok aşağılanma ve hor görülme korkuları yaşayabileceğini varsayarak yorum yapın.

eşcinselliğin şuan ülkemizde çok yanlış tanımlara sahip olduğunu ve bunu düzeltmek adına yapıcı yorumlarla yorulmadan ilerleyebileceğimizi düşünüyorum.

edmond kirsch

dan brown'un origin/başlangıç adlı kitabından bir karakter. fütürist, dahi ve kaliteli bir sanat tüketicisi.

(bkz:aynı benim gençliğim)

ayı sözlük yazarlarının şu an okuduğu kitaplar

justin richards - doctor who/siluet

yalnıztanrı

sadece üstteki entrisine bakarak ne denli entelektüel olduğunu görebileceğiniz yazar.
heleki (ayrı yazılır)
benim ki (bitişik yazılır)
yada (ayrı yazılır)
virgülden önceki kelime ile arasına boşluk koyulmaz. virgülleri de kısıtlı kullanmış zaten jdfskl
yaptığı anlatım bozuklukları da cabası.

hiçbirimiz edebiyat öğretmeni değiliz. yazım yanlışı yapıyoruzdur biz de ama bunun cehaleti fışkırıyor trol değilse.

küstah insanlara eğer bu küstahlığın altyapısı varsa saygı duyarım ama böyle cahil çomarlarda çok komik duruyor bu üstten bakan tavırlar.

edit: baktım şimdi de tarzı cidden white wine'a benziyor. yeni sosyopatımız hayırlı olsun ahahha

maço göbekli olgun bıyıklı erkeklerden hoşlanan genç pasif

geçen gün imla kurallarını bilmeyen erkekler daha seksi başlığında milleti cahillikle suçlayan yazar burada dahi anlamındaki da yı bitişik yazmış jdfskl
bu başlıkta da olgun severleri paragözlükle suçlayıp acınası diye tanımladığına göre yarın başka başlıkta babası yaşında sevgilisinden bahsederse şaşırmayın jdfskl
bir salın insanları artık. illa birine acıyacaksanız kendinize acıyın mk

anal seks yaparken tırtıklı prezervatif kullanmak

sanal sekste bile kullanmayacağım prezervatif türü.

karar verdim

tam bir coming out şarkısı bence
görüyordum duyuyordum biliyordum susuyordum
istemedim neden hayır diyemedim ki
kızıyordum kaçıyordum köşelerde yaşıyordum
söyleyecek sözüm çoktu neden sustum ki
benim kendimle ufak bir sorunum var
içimde patlamaya hazır bir bomba var
ben bu gece karar verdim
kuş olup gökte uçmaya
sevdiğimi kızdığımı
dünyaya haykırmaya

puslu puslu duruyordum uslu uslu yaşıyordum
açıklarda yüzmenin tam zamanı şimdi
hep bir sebep buluyordum uzaktan seyrediyordum
ne varsa tutuklu bende bıraktım gitti
benim kendimle ufak bir sorunum var
biriktirdiğim ne varsa şimdi patlar
ben bu sabah karar verdim
yıldızları yakmaya
bildiğimi gördüğümü dünyaya anlatmaya

yalnız yaşayan gay

içinde bulunduğum durumdur ama gerçekten hayatınızda biri de yoksa işte o zaman tam anlamıyla yalnızsınızdır

ayı sözlük hacker zirvesi

ayı sözlük olarak, lgbt topluluğunun kokuşmuşluğunun, izoleliğinin, zorbalığının ve bencilliğinin önüne geçmek için hack zirvesi yapmayı düşünüyorum. aynı zamanda homofobi için de mücadele edilecek. sadece homofobik lgbtliler ile mücadele edilmeyecek. zirveye katılacaklar için gereklilikler:

2 yıl veya daha fazla deneyimli,
erkek,
ayı veya olgun,
apache ve linux ile ilgili olan,
php, html, css ve javascript konusunda bilgili,
hacklemeye tutkulu olan,
askeri eğitimini tamamlamış,
penisi 18cm'den uzun olan,
bakire olmayan(ama esneklik gösterilebilir, çünkü güzel hackerlar hep bakire oluyor),
artı: gözlük takmak.

konum: antalya ışıklar starbucks.

gelenlere "eşcinsel hackerlar vardır" yazılı mor tişörtler verilecek.

sevişilmek istenen sözlük yazarları

adını arayan tek ben miyim.

sözlük yazarlarının bestelediği müzikler

ben müzik besteleme işine yeni başladım, ama yine de bir şeyler denemeyi seviyorum. yaptığım müziklerin %99'u, yaptığım oyunlara bestelendi. ilk müzik, acıklı(bence). enstrümanını arp yapmayı düşünüyorum. ikincisi de digimon world 3'ün seabed adlı müziğinden esinlenme. o müzik biraz hareketli ve acıklıydı, bu biraz elmasımsı, bulutumsu, ıslak bir müzik oldu.

https://soundcloud.com/sphynxinator07/sa...
https://soundcloud.com/sphynxinator07/se...
https://www.youtube.com/watch?v=cwdOZl_X...

sizin de bestelediğiniz müzikler var mı?

gülse birsel

en iyi oyun müzikleri

karakterimi kastığımda bu haritaya ilk girişim ve müziği duyuşum. çok güzel bir histi.

Toplam entry sayısı: 9

eşcinsellik

eşcinsellik evet... eşcinsel olarak doğduğumuz andan itibaren hayatımızın en güzel yıllarını çoğu zaman yalnız geçiriyoruz. sosyal çevremiz ve aile yapımızın izin verdiği kadar eşcinsel olabiliyoruz. hislerimiz bastırılıyor. hatta cüretkâr çevreler hasta olduğumuzu ima ediyor bize. ki gerçekten hasta olduğumu düşünmeye başladığım dönemlerde otizm aklıma geliyordu. yani bu şekilde doğduysam ve herhangi bir kalıcı tedavisi yoksa neden bize de iyi davranılmıyor diye düşünürdüm? eğer hastaysam neden bana da iyi davranılmıyor? ve zaman içerisinde birçok insanla tanıştım farklı hayat hikayeleri anlayışlı aileler, olayı namus meselesine çevirenler... hatta ve hatta eşcinsel olmasına rağmen hislerimizi ötekileştiren, durumumu sadece yatak odası muhabbetinden daha ileriye götüremeyen insanlar ilede tanıştım. bir eşcinsel olarak bende baskı ile büyüdüm ve hetero olarak yaşadım yıllarca yada bunun taklidini yapmak zorunda kaldım. bunun bana ileride bir sürü eksi getireceğini düşünerek daha çok kendimi geliştirmeye çalıştım çünkü eşcinselleniz insanllar cahilliğini size nefret ve öfke olarak çeviriyordu. ben gerke yabancı dil gerek genel kültür olarak o kadar iyi olmalıydımki mesleki veya sosyal hayatımda kimsenin altında kalmamalıydım. burada daha çocukluktan kafama yerleşen düşünceler yıllar içerisinde beni acımasız bir insan yaptığı kanısına vardım. evet ben bir yerlere gelmiştim, iyi kazanıyordum konserler, tiyatro modern sanat, bilgisayar oyunlarına kadar... herşeyi öğrendim her konuda kendi fikrime sahiptim ama dediğim gibi benim gibi olan insanları önemsememeye onların duygularını hiçe saymaya başlamıştım. "eşcinsellik" olarak adlandıran ve doğduğumdan beri içimde yaşayan hem cinsimin kollarında bulduğum huzur sapkınlık olarak adlandırıldı ve ben bunu bencilce berbataraf etmeye çalışmıştım. bugün bu eşcinsellik konusunun aklıma gelme sebebi hayatımda artık büyük değişikliklere imza atıyor olmam. üniversite yıllarımdaki gibi yaşamıyor ve insanlığa karşı bir sorumluluk hissediyor olmam.

yakın zamanda askere gitmeye karar verdim. ben eşcinselim diye ortalıkta gezinmesem de sorana söyleyen cinsten biriyim. aile hedimime bunu paylaştığımda beni tabiki psikiyatriye yönlendirdiler. hikaye gerçekten çok uzun ama kısaca şundan bahsetmek isterimki hetero görünüşüm ve cocukken hiçbir şekilde etek giymek veya makyaj yapma isteklerim bulunmadığı için eşcinsel kategorisine giremeyeceğimi öğrenmiş bulunmaktayım. aslında hiçbir zaman vatani görevimden kaçma isteiğim olmamıştı fakat bu yapılan saçma sapan tespitler beni yıkamasada benimle aynı şeyleri yaşayan birçok eşcinsele zarar verebileceğini zaten hayatının en güzel dönemlerinin çoğunda yalnız olduğu için intahara sürüklenen birçok gence zarar verebileceğini düşünmeye başladım.

değerli yazar arkadaşlarım, aramızda eşcinseller, heterosekküller ve transeksüel arkadaşlarımızda bulunmakta en azından öyle varsayıyorum. döndükten sonra artık daha somut adımlar atmak istiyorum. bugün hepinizinde bildiği gibi bir app i açtığınızda 16-17-18 yaşıdna arkadaşlarımızın normal bir date i nasıl gerçekleştireceğini bilemediği gibi veya bir sokakta bir cafede kimseyle oturup konuşamadığı için kendi geliştirdiğimiz yanlışlarıda onlara aktarıyoruz ve sadece sonuç olarak mutsuzluk üretiyoruz. insanlar demek öyleymiş diyip birbirlerinin kalplerini kırmaya devam ediyorlar.

evet eşcinselliğin ülkemizde tam olarak bu şekilde korkunç bir yere gittiğini düşlünüyorum. gün gelirde herşey yasalar ile korunan hale gelse bile evliliklerimiz bu güzel ülkemizin toplarında resmi hale gelse bile birbirimize karşı nefret ve güvensizlik tophumları ekiyoruz sürekli.sonuç olarak böyle doğduk ve eşcinsel olarak devam edeceksek ki ben kendimde artık herhangi bir sorun göremiyorum, daha duyarlı tanımlamalar yapmamız gerektiğine inanıyorum. geçmişte yapılan hataları acımasızca eleştirme yerine. (bkz:evli erkeğin evli erkekle eşcinsel ilişkisi) gibi daha yapıcı olmamız gerekiyor veya gidin "adam gibi" askerliğinizi yapın şeklinde yorumlarda bulunurken kişinin orada az uyuyacağı veya fiziksel olarak zorlanacağından çok aşağılanma ve hor görülme korkuları yaşayabileceğini varsayarak yorum yapın.

eşcinselliğin şuan ülkemizde çok yanlış tanımlara sahip olduğunu ve bunu düzeltmek adına yapıcı yorumlarla yorulmadan ilerleyebileceğimizi düşünüyorum.

edmond kirsch

dan brown'un origin/başlangıç adlı kitabından bir karakter. fütürist, dahi ve kaliteli bir sanat tüketicisi.

(bkz:aynı benim gençliğim)

yalnıztanrı

bu yazar gibi dostun olsun düşmana ihtiyacın olmaz.*

eşcinsellik

eşcinsellik evet... eşcinsel olarak doğduğumuz andan itibaren hayatımızın en güzel yıllarını çoğu zaman yalnız geçiriyoruz. sosyal çevremiz ve aile yapımızın izin verdiği kadar eşcinsel olabiliyoruz. hislerimiz bastırılıyor. hatta cüretkâr çevreler hasta olduğumuzu ima ediyor bize. ki gerçekten hasta olduğumu düşünmeye başladığım dönemlerde otizm aklıma geliyordu. yani bu şekilde doğduysam ve herhangi bir kalıcı tedavisi yoksa neden bize de iyi davranılmıyor diye düşünürdüm? eğer hastaysam neden bana da iyi davranılmıyor? ve zaman içerisinde birçok insanla tanıştım farklı hayat hikayeleri anlayışlı aileler, olayı namus meselesine çevirenler... hatta ve hatta eşcinsel olmasına rağmen hislerimizi ötekileştiren, durumumu sadece yatak odası muhabbetinden daha ileriye götüremeyen insanlar ilede tanıştım. bir eşcinsel olarak bende baskı ile büyüdüm ve hetero olarak yaşadım yıllarca yada bunun taklidini yapmak zorunda kaldım. bunun bana ileride bir sürü eksi getireceğini düşünerek daha çok kendimi geliştirmeye çalıştım çünkü eşcinselleniz insanllar cahilliğini size nefret ve öfke olarak çeviriyordu. ben gerke yabancı dil gerek genel kültür olarak o kadar iyi olmalıydımki mesleki veya sosyal hayatımda kimsenin altında kalmamalıydım. burada daha çocukluktan kafama yerleşen düşünceler yıllar içerisinde beni acımasız bir insan yaptığı kanısına vardım. evet ben bir yerlere gelmiştim, iyi kazanıyordum konserler, tiyatro modern sanat, bilgisayar oyunlarına kadar... herşeyi öğrendim her konuda kendi fikrime sahiptim ama dediğim gibi benim gibi olan insanları önemsememeye onların duygularını hiçe saymaya başlamıştım. "eşcinsellik" olarak adlandıran ve doğduğumdan beri içimde yaşayan hem cinsimin kollarında bulduğum huzur sapkınlık olarak adlandırıldı ve ben bunu bencilce berbataraf etmeye çalışmıştım. bugün bu eşcinsellik konusunun aklıma gelme sebebi hayatımda artık büyük değişikliklere imza atıyor olmam. üniversite yıllarımdaki gibi yaşamıyor ve insanlığa karşı bir sorumluluk hissediyor olmam.

yakın zamanda askere gitmeye karar verdim. ben eşcinselim diye ortalıkta gezinmesem de sorana söyleyen cinsten biriyim. aile hedimime bunu paylaştığımda beni tabiki psikiyatriye yönlendirdiler. hikaye gerçekten çok uzun ama kısaca şundan bahsetmek isterimki hetero görünüşüm ve cocukken hiçbir şekilde etek giymek veya makyaj yapma isteklerim bulunmadığı için eşcinsel kategorisine giremeyeceğimi öğrenmiş bulunmaktayım. aslında hiçbir zaman vatani görevimden kaçma isteiğim olmamıştı fakat bu yapılan saçma sapan tespitler beni yıkamasada benimle aynı şeyleri yaşayan birçok eşcinsele zarar verebileceğini zaten hayatının en güzel dönemlerinin çoğunda yalnız olduğu için intahara sürüklenen birçok gence zarar verebileceğini düşünmeye başladım.

değerli yazar arkadaşlarım, aramızda eşcinseller, heterosekküller ve transeksüel arkadaşlarımızda bulunmakta en azından öyle varsayıyorum. döndükten sonra artık daha somut adımlar atmak istiyorum. bugün hepinizinde bildiği gibi bir app i açtığınızda 16-17-18 yaşıdna arkadaşlarımızın normal bir date i nasıl gerçekleştireceğini bilemediği gibi veya bir sokakta bir cafede kimseyle oturup konuşamadığı için kendi geliştirdiğimiz yanlışlarıda onlara aktarıyoruz ve sadece sonuç olarak mutsuzluk üretiyoruz. insanlar demek öyleymiş diyip birbirlerinin kalplerini kırmaya devam ediyorlar.

evet eşcinselliğin ülkemizde tam olarak bu şekilde korkunç bir yere gittiğini düşlünüyorum. gün gelirde herşey yasalar ile korunan hale gelse bile evliliklerimiz bu güzel ülkemizin toplarında resmi hale gelse bile birbirimize karşı nefret ve güvensizlik tophumları ekiyoruz sürekli.sonuç olarak böyle doğduk ve eşcinsel olarak devam edeceksek ki ben kendimde artık herhangi bir sorun göremiyorum, daha duyarlı tanımlamalar yapmamız gerektiğine inanıyorum. geçmişte yapılan hataları acımasızca eleştirme yerine. (bkz:evli erkeğin evli erkekle eşcinsel ilişkisi) gibi daha yapıcı olmamız gerekiyor veya gidin "adam gibi" askerliğinizi yapın şeklinde yorumlarda bulunurken kişinin orada az uyuyacağı veya fiziksel olarak zorlanacağından çok aşağılanma ve hor görülme korkuları yaşayabileceğini varsayarak yorum yapın.

eşcinselliğin şuan ülkemizde çok yanlış tanımlara sahip olduğunu ve bunu düzeltmek adına yapıcı yorumlarla yorulmadan ilerleyebileceğimizi düşünüyorum.

edmond kirsch

dan brown'un origin/başlangıç adlı kitabından bir karakter. fütürist, dahi ve kaliteli bir sanat tüketicisi.

(bkz:aynı benim gençliğim)

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

ayı sözlük yazarlarının şu an okuduğu kitaplar

justin richards - doctor who/siluet

yalnıztanrı

bu yazar gibi dostun olsun düşmana ihtiyacın olmaz.*