gri

Durum: 54 - 0 - 0 - 0 - 06.06.2018 22:58

Puan: 816 - Sözlük Kezbanı

8 yıl önce kayıt oldu. 6.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 3

murat beşer

kendisi 1962 doğumlu, "yoldan çıkmış simalar" dan biridir. bildiğim kadarıyla da cumhuriyet ve sol'da köşesi olan müzik eleştirmeni.

doğu perinçek

fidel castro

2016 yılının bizden aldığı bir başka değerli insandır. 55 yıl önce gerçekleşen küba devriminin lideri. hoşçakal comandante! dünya halklarının mücadelesi sürecek!


http://ilerihaber.org/icerik/fidel-castr...

yıllar sonra ilk kez nisan ayında, komünist parti'nin kongresinde konuşan castro, yakında öleceğini söyleyip partililerden inandıkları ideallere sahip çıkmalarını istemişti.

rothmans

tavsiye üzerine, 8 tl olduğu için yoklukta iyi gider diyerek aldığım ve 2 aydır kullandığımı fark etmemle birlikte yoklukta olduğumu bu olay üzerinden de anladığım, ingiliz sigarası. ingilizlerin yine o farklı olma çabalarını bir kez daha gün yüzüne çıkaran, filtresi değişik bir desenle üretilmiş, fiyatı uygun, tadı kötü olmayan sigaradır.
zifir: 9 mg
nikotin: 0.7 mg
karbon monoksit: 9 mg

günahlar şehri

sözlükçülerin nick hikayeleri

insanlar renkler üzerinden örnek verecekse, genelde siyah veya beyaz'ı kullanırlar.gri silik bi renktir; benim gibi.

yazarların whatsapp durumları

eşcinsel öğrencinin cinsel yönelimi sebebiyle okuldan atılması

dün haberi okuyunca sarılmak istediğim liseli kardeşim. keşke sözlükten birkaç kişi olayın takipçisi olsak ve bu çocuğa ziyarette bulunsak.

josef stalin

rus değil gürcüdür."bir insanın ölümü trajiktir, 10 insanın ölümü dramatiktir,1 milyon insanın ölümü ise sadece bir istatistiktir.” sözünün sahibi değildir. ayrıca sovyet rusya'nın değil sovyetler birliği komünist partisi'nin genel sekreteridir. 1940 tarihinde troçki'nin suikast sonucunda meksika'da öldürülmesinin talimatını vermiştir.
abd öncülüğünde avrupa'da uygulanmaya konan marshall planına karşı sosyalist ülkelerin ekonomik ve siyasi birliğini amaçlayan ve sosyalist ülkeler arasındaki ticareti geliştiren comecon'u kurdu. lakabı, gürcü dilinde çivi (koba) olan stalin 5 mart 1953'te moskova'da öldü.

akp

pensilvanya'da bulunan molla ile cumhuriyetin ne kadar ilerici değeri varsa düşman olan, milli bayramlarda utanmadan rapor alıp törenlere katılmayan, ''dindar nesil'' istiyorum kafasıyla yola çıkıp imam hatip ortaokulları açabilecek kadar ileri giden, militan, kendi cumhuriyetine düşman bombok bir nesil yaratmayı başarabilen, emperyalizm ve siyonizmin taşeronluğunun doğrultusunda ılımlı islamcı,gerici bir coğrafya oluşturabilmiş,devlet kadrolarına parti yapılanmasından ve tarikatlardan adamları sokmayı başarabilmiş (özellikle hakimler ve polisler), ırak işgali için amerika'ya üs açmış, yine emperyalizme ve siyonizme ses çıkartan ve(ya) çıkartabilecek potansiyele sahip suriye ve lübnan topraklarına cihatçıları sürmüş bir hükümet ve gözü dönmüş topluluğun taraf olduğu şavaşın ortasında bu soytarılarla yüzü yüze bakıyoruz.21 yaşında bir komünist olarak sözlükteki devrimci, laikçi, sosyalist, yurtsever yani kısaca tüm ilerici arkadaşlara, abilere, ablalara, ayılara,yoldaşlara bu partiye ve zihniyetine karşı gençliğe hitabeden bir alıntı yapasım geldi.malum özellikle şu ''ohal'' günlerinde içi iyiden iyiye boşaltılan laikliğin artık açık açık tartışılmaya açılması, sola karşı iyice yıpratma, yargılama, pasivize edilmeye çalışıldığı bir süreçten geçiyoruz. bu gemide ve bu zamanda birlikteyiz..yalnız ve aciz hissetmeyin diye:

"bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

ey türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!"

sevilmeyi istemek

bir süredir fark ettim. çoğu şeyi bunun için yapıyorum. dönüp dolaşıp varacağımız yer yalnızlık olmamalı.

tanımadığı insanlarla içen insan

bir haftadır benim bu. 2 gün önce tek başıma içerken bir dayı geldi. bugünde arkadaşlarla bira içtikten sonra eve dönerken, tanımadığım bi dayıyla içtim.sigara istediğim dayı eski devrimcilerden çıktı. hemide troçkist eheheheh. laf lafı açtı, bi birada o ısmarladı. güzelmiş böyle içmek. neler neler anlatıyorlar. ilk içtiğim karısıyla olan problemlerini anlattı. diğeriyle hayatın içinden her konuda konuştuk. baya keyifliydi. eskiden ateistmiş. her hafta muhakkak cigara sarar 2 günde bir rakı veya bira içermiş. tabi keyifli olduğu kadar karanlık bir yanıda vardı. bu çeşit içkili muabbetlerde, genelde insanların nasıl kaybettiklerini dinlersiniz.. ben de böyle yaptım.. dinledim.. allah güzel güzel çakır keyif muhabbetler nasip etsin. imam hatipler kapatılsın. amin. neyse bira susattı, ben su içip yatayım

sakarya üniversitesi

3 temmuz 1992 tarihinde kurulmuş, 14 fakülte, 4 enstitü, 3 yüksekokul ve 14 meslek yüksekokulunu bünyesinde barındıran, telefonla öğrenci işlerine ulaşmakta sıkıntı çektiğim üniversitem.

ayı sözlük yazarlarının gördüğü ilginç rüyalar

zeki alasya'nın öldüğü hafta gördüğüm rüyayı unutamam. rahmetli rüyamda bana tecavüz ediyordu. bundan daha ilgincini görmem heralde.

anderson talisca

beşiktaş formasıyla, ilk resmi golünü frikikten benfica'ya atan 1 şubat 1994 doğumlu brezilyalı futbolcu.

ayı sözlük yazarlarının şu an dinlediği şarkılar

the pogues featuring kirsty maccoll - fairytale of new york

kendini hiçbir yere ve hiçbir şeye ait hissetmemek

bir filmde görüp not almıştım: "yoktur semaların kazancı gitmemden benim. artmayacaktırda büyüklüğü, görkemi gitmemden benim. kimseden duymadı iki kulağımda benim, neden neydi gelmemden gitmemden benim."

25 yıl sonra bakıcılarını gören şempanzelerin mutluluğu

linda koebner, 25 yıl önce bir hepatit araştırma laboratuvarında tutulan şempanzeleri kafeslerinden çıkarıp vahşi doğaya uyum sağlamalarına yardım etmiş.25 yıl sonra tekrar ziyarete geldiğinde şempanzeler kadını hatırladıkları gibi birde sarılıp yanından ayrılmamışlar.

http://haber.sol.org.tr/video/video-semp...

gazetecilik

halkla ilişkiler ve reklamcılıktan geçiş yaptığım yeni bölümüm.

yunus emre

13. yüzyılda yaşamıştır.taptuk emre'nin öğrencisidır. "ben dervişim diyene" ve "gelin ey aşıklar gelin" en sevdiğim şiirleridir.

  • /
  • 3

hayal kırıklığı

eşcinsellerin sevgi kulvarında alışkanlık haline getirdiği olumsuz bir "davranış".

bir heteroya açılmak

biraz uzun bir entry olacak kusuruma bakmayın

(bkz:özet) heteroya aşık olan zavallı bir gay'in aşkını kusması.

***

mart ayında tanıştığım x kişisine önce uzaktan bakıp "hmm hoş adam" demiştim. ama sonra hiç aklımdan çıkmayışı garip bir ikileme sokmuştu beni. zamanla unutsam da ara sıra instagram'da kapalı olan profiline bir iki bakıp çıkardım. haziran'da şans eseri bir daha karşılaştık. ben tabi elinde tesbihli, sakallı gizli takılanlardan olduğumdan hiç yürümemiştim. ulan dedim, bunu neden kendime yapıyorum. e hoş adam, kendime neden bir şans vermeyeyim? sonra ben bu x ile görüşmek için karşılaştığımızın ertesi günü instadan ekleyip yazdım. iş yerine çağırdı görüştük. iş çıkışı onun arkadaşlarıyla bir yere gideceğiz, kapıda laf arasında hızlıca "ara sıra yazabilir miyim sana?" dedi.

ben durur muyum çılgın atıyorum ama tabi delikanlılıktan * ödün vermeyeceğim ya. "tabi tabi kardeşim ne zaman istersen" diyorum. sonra gidiyoruz içiyoruz falan bu benim sandalyeme arkadan yaklaşıp "bu gece bende kalacaksın" diyor ve omuzlarımı sıkıyor. ben o sıra uçuyorum. ilk iki gün adeta rüya gibi, çift gibi takılıyoruz. balkonunda otururken "burada seninle çok kahvaltılar yapacağız" , "birlikte sabahlayacağız dışarda" hayalleri falan kuruyor adam. bir başka gün masada biseksüellik muhabbeti dönüyor, koluma kolunu sürtüyor "rahatsız oldun mu?" diyor.

ben de düşündüm; eh bundan açık mesaj olamaz. "yooo olmadım?" diyorum. "yaa" deyip boynuma kadar elin günün içinde okşamaya kalkınca sertçe itiyorum. "napıyorsun oğlum" falan deyip taşağa vuruyorum. ama içimden de tamam diyorum sanırım nokta atışı ilk ve tek oldu süperim ben, çok iyiyim, başardım.

sonraki gün x kişisi sanki yok kişisi. birden kesti ilgi alakayı. ne olduğumu anlamadım. whatsapp'tan bir gün öncesine kadar kalpleşip "bizim gidişat iyi değil ha ehemehe" diyen adam mesajlarımı okuyup yanıtlamıyor falan anlayacağız. ben tabi saplantı haline getirdim, bir iki gün daha gittim. sanki bir bok parçasıymışım gibi davranıyor, arkadan yürüyor, onu beklediğimde sen ilerle diye işaret ediyor falan. len dedim bu ne yapıyor?

yine yanına gideceğim gün aradım bunu. işim var da biraz sonra konuşsak? dedi bana. iyi dedim. akşamına ortak arkadaşlarla içmek için bir mekana gittik. benim tabi üzerimden domuzluk akıyor bu şerefsiz niye bunu yaptı bana falan diye. bana mesaj atıyor "bu gece ev arkadaşım yok bende kal." tamam diyorum, gece bitiyor eve yürüyoruz. "niye moralin bozuk senin?" diyor. "birinden hoşlanıyorum." diyorum. "kim, ben mi?" diyor. ben tabi dumur. "hee, sen amk" diyorum, o da gülüyor "çok eğlendim yaa, takılıyorum." diyor.

sonra yol boyunca kim, kim sorularının arasına benim işte, söyle benim hadi ya of gibi ısrarlar ve bokunu çıkarmalar ekleniyor. evine gidiyoruz. bir ton ısrar da evde. bir kız arkadaşının ismini söylüyor ara sıra, reddettiğim halde. en son dayanamıyorum "evet sensin" diyorum. "oh be, niye bu kadar zorlanıyorsun? onur duydum, çok mutlu oldum" diyor.

sonra mı?

sonra gidip uyuyor. ben uyandırıyorum, temelli ailemin yanına döneceğimi söylüyorum -ki bunu yaptım, şu an kilometrelerce uzaktayım- buna gerek olmadığını söylüyor, iyi değilim diyorum. iyi ol ve geri dön diyor. elbette ne dönüyorum ne de yazıyorum.

ek bilgi: öğreniyorum ki bana birkaç kez ismini sorduğu kız arkadaşı benden hoşlanıyor. o kıza da küçük kardeşi gibi değer verir korur kollar.

şimdi sonuç olarak ne mi oldu? ben gittim, ona aşık oldum, açıldım. hayatımda ilk kez yaptım bunu. daha yirmi üç yaşında bir bakir ve erkek kezbanı olarak buna cesaret ettim. sonra ne o yazdı, ne ben. böyle askıda kaldı, aptal gibi kalakaldım. merak ettiğim acaba arkamdan ne diyor? arkadaşlarına anlatırken nasıl kahkahalar atıyor?

rezillik, kepazelik ve yanlış anlamanın dibine vuran bir garip zavallı gay hikayesi okudunuz. sonuna kadar okuyanlara helal olsun.

(bkz:sözlüğü foruma çevirmek)

Toplam entry sayısı: 54

gizli gay

hepimizin hayat şartları farklıdır ancak; bunların evli ve gizli olanlarından felaket tiksiniyorum. yanların da küçük çocuklarını görüyorum bir de.. bu tip insanlardan herşeyi beklerim. sizin ben o yalan dolu, tırsak ve vicdansızca yaşadığınız hayatlarınıza tüküreyim!

hornet

açmamla birlikte okuduğum fakültenin yarısının bu uygulamayı kullandığını gördüm. babama bile rastlayabilirim diye korkmaya başladım. :)

akp

pensilvanya'da bulunan molla ile cumhuriyetin ne kadar ilerici değeri varsa düşman olan, milli bayramlarda utanmadan rapor alıp törenlere katılmayan, ''dindar nesil'' istiyorum kafasıyla yola çıkıp imam hatip ortaokulları açabilecek kadar ileri giden, militan, kendi cumhuriyetine düşman bombok bir nesil yaratmayı başarabilen, emperyalizm ve siyonizmin taşeronluğunun doğrultusunda ılımlı islamcı,gerici bir coğrafya oluşturabilmiş,devlet kadrolarına parti yapılanmasından ve tarikatlardan adamları sokmayı başarabilmiş (özellikle hakimler ve polisler), ırak işgali için amerika'ya üs açmış, yine emperyalizme ve siyonizme ses çıkartan ve(ya) çıkartabilecek potansiyele sahip suriye ve lübnan topraklarına cihatçıları sürmüş bir hükümet ve gözü dönmüş topluluğun taraf olduğu şavaşın ortasında bu soytarılarla yüzü yüze bakıyoruz.21 yaşında bir komünist olarak sözlükteki devrimci, laikçi, sosyalist, yurtsever yani kısaca tüm ilerici arkadaşlara, abilere, ablalara, ayılara,yoldaşlara bu partiye ve zihniyetine karşı gençliğe hitabeden bir alıntı yapasım geldi.malum özellikle şu ''ohal'' günlerinde içi iyiden iyiye boşaltılan laikliğin artık açık açık tartışılmaya açılması, sola karşı iyice yıpratma, yargılama, pasivize edilmeye çalışıldığı bir süreçten geçiyoruz. bu gemide ve bu zamanda birlikteyiz..yalnız ve aciz hissetmeyin diye:

"bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

ey türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!"

josef stalin

rus değil gürcüdür."bir insanın ölümü trajiktir, 10 insanın ölümü dramatiktir,1 milyon insanın ölümü ise sadece bir istatistiktir.” sözünün sahibi değildir. ayrıca sovyet rusya'nın değil sovyetler birliği komünist partisi'nin genel sekreteridir. 1940 tarihinde troçki'nin suikast sonucunda meksika'da öldürülmesinin talimatını vermiştir.
abd öncülüğünde avrupa'da uygulanmaya konan marshall planına karşı sosyalist ülkelerin ekonomik ve siyasi birliğini amaçlayan ve sosyalist ülkeler arasındaki ticareti geliştiren comecon'u kurdu. lakabı, gürcü dilinde çivi (koba) olan stalin 5 mart 1953'te moskova'da öldü.

bugün ve bugün

özdemir asaf'ın çok sevdiğim şiiri.

öyle çabuk geçiyor ki günler.
hele sen de bir bak hayatına.
daha dün doğmuşuz sanki.
yeni okula başlamışız,
yeni sevmişiz.

öyle çabuk geçiyor ki günler.
hele sen de bir bak hayatına.
yarın bitecek sanki her şey.
yarın ölecek gibiyiz.

daha doymamışız yaşamasına.
günlerimiz dün bir, bugün iki.
sakın bir şey bırakma yarına.
yarın yok ki.

gizli gay

hepimizin hayat şartları farklıdır ancak; bunların evli ve gizli olanlarından felaket tiksiniyorum. yanların da küçük çocuklarını görüyorum bir de.. bu tip insanlardan herşeyi beklerim. sizin ben o yalan dolu, tırsak ve vicdansızca yaşadığınız hayatlarınıza tüküreyim!

25 yıl sonra bakıcılarını gören şempanzelerin mutluluğu

linda koebner, 25 yıl önce bir hepatit araştırma laboratuvarında tutulan şempanzeleri kafeslerinden çıkarıp vahşi doğaya uyum sağlamalarına yardım etmiş.25 yıl sonra tekrar ziyarete geldiğinde şempanzeler kadını hatırladıkları gibi birde sarılıp yanından ayrılmamışlar.

http://haber.sol.org.tr/video/video-semp...

muharrem ince

konuşurken sık sık ataerkil ifadelere başvuruyor.

gizli gay

hepimizin hayat şartları farklıdır ancak; bunların evli ve gizli olanlarından felaket tiksiniyorum. yanların da küçük çocuklarını görüyorum bir de.. bu tip insanlardan herşeyi beklerim. sizin ben o yalan dolu, tırsak ve vicdansızca yaşadığınız hayatlarınıza tüküreyim!
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.