kesinlikle sıkılan canlara can katan eğlenceli bir blogdur... okuyun, okutun, gülün...

ne tesadüf dün telefonuma kaydettiğim yeni playlist'imin ilk şarkısı... ne de güzel söyler dolores apla... bi de promises vardır daha bi kallavi...

4-6 yaş aralığında yapılması normal, ileri yaşlarda ise anormal olan, sobanın üstüne tükürüp cızırdayarak buharlaşmasını seyretmenin farklı bir versiyonudur. bu eylem sadece görsel değil, ayrıca o tükürüğün yere çarptığında çıkardığı ses ile de işetsel bir boyut kazanır ki, bu eylem, o ses duyulmadan asla tamamlanmış sayılmaz...

taksimin gizemli arkasokaklarında konuşlanmış, şark havası yakalayayım derken anti-hijyen bir hale getirilmiş, paşa olmayan naum bey'in konağı, üstüne üstlük inanılmaz kötü yemeklerin servis edildiği fena ötesi bir kebapçıdır. gani gani olarakta bilinir ve şayet seçenekleriniz arasındaysa, hemen ikinciye yöneliniz... http://www.naumpasakonagi.com/

tembellik yapmayıp, dal olarak alırsanız, doğal sallama poşeti niyetine rahatça kullanırsınız. kaynar su dolu bardağınıza bir dalı koyun, bardağın üzerine çay tabağı kapatıp 2-3 dk bekletin yeter... limonu unutmayın ve şeker koymayın. ya şekersiz için ya da illa tatlı olsun diyorsanız bal koyun.

mor rengin kokusu. lavanta gizemli hünerlere sahip bir bitkidir. çayı mideyi rahatlatır, uyku kalitesini arttırır. kokusuda rahatlatır, güzel rüyalar görmenizi sağlar. yatağınızın başucunda kurutulmuş lavanta bulundurmak iyidir. yatmadan, şöyle bir elleriniz karıştırısınız, mis gibi kokar, sizi yatıştırır. ayrıca, lavanta cadıları da uzak tutar...

içimi en yumuşak, şahsen en beğendiğim bitki çayıdır. cigerleri rahatlatır, kan dolaşımına güzel etki yapar, rahatlatır. uyku için papatya çayı ile karıştırılıp içilirse misler gibi uyunur, sabah ışıl ışıl kalkarsınız. kışın içebildiğiniz kadar için. şeker koymayın sakın, ya bal ile yada şekersiz...

süper bir bitkidir...
akcigerler ile ilgili her sorunda çayı işe yarar. verem dahil... kan basıncını arttırır biraz, bu sebeple hamilelere önerilmez ama bunun haricinde süperdir. ayrıca antiseptiktirde. çayı yapılırken yapraklar kaynatılmaz, kaynar suya atılıp demlendirilir bir süre. aksi halde acılaşır. limonla mis gibi olur. için, içtirin, dua alırsınız...

nefret sebebi, ah hele hayırda ciddi olduğumu belirttikten sonra devam ediyorsa, sonuçları karşıtaraf için ölümcül olabilir...

café del mar diyorum...

ikea can kurtaran bir yer olabilir, şayet malzemeden anlıyorsanız. örneğin dışarıda iki katına olacak metal ve camdan mütevellit şık masayı ucuza alabilirsiniz. bunun yanında 6 tane ahsabı birbirine takıp bunu tasarım harikasıymış gibi yanında tasarımcısının resmi ile "hede" yada "hödeget" gibi garip isimli ürünleri temaşa edebilirsiniz. ben şahsen seviyorum, eşyaları alıp birleştirmek bir nevi meditasyon gibi. ya da kend dekorasyonları ile vizyonunuz genişleyebilir ikea ile ilgili şahsi ipuçlarım;
- aydınlatma konusunda başarılılar. fiyatlar iyidir. uçmaz.
- eşya saklama, yerleştirme konusunda başarılılar, askı sistemleri vs.
- tekistile girmeyin, türkiye'desiniz, her zaman daha iyisini dışarıda bulursunuz. ( çarşaf, nevresim vs)
- koltuklar dikkat gerektiriyor - ama tidafors gibi konforlu koltuğu ömrümde görmedim.
- ofis ürünlerinde cam- metal ürünler başarılı, deneyiniz
- orkideleri güzeldir, mutlaka alın ( açmamış tomurcuğu açanlara oranla daha çok aolanı almanız gerekir)
- mumlar güzel kokar, baştan çıkarır ve hoşlardır...
- mutfak ürünleri başarılıdır, büyük cam bardaklar, dökme tencereler falan.. ailecek severek kullanıyoruz.

alca-seltzer ile hayatınız kurtulabilir. gece yatmadan bir bardağa iki tane atar içersiniz, sabahta tekrar edersiniz ve mis gibi olursunuz.

rogue... tüm x men'i tek başına yenecek kadar güçlü olan rogue, sevdiğine dokunamaz ve hep bunun acısını çeker. rogue olmazsa storm iyidir... bir tanrıça, rüzgarlarla uçan, asil...

doktoz xavier'in "yetenekli çocuklar" için açtığı okulda, özel eğitimler sonucu bir araya getirilen bu grubun hedefi, insanlar ve mutantların beraber yaşayabileceği bir dünya sağlamaktır. bu düşüncenin tam karşıtında ise doktorun bir zamanlar yakın dostu olan magento, dünyanın mutantlar tarafından yönetilmesini savunmakta ve taraftar toplamaktadır.

yukarıda da bahsedildiği gibi, karakterlerin herbirinin çok derin ve farklı bir kişiliği vardır... örneğin benim marvel dünyasında en sevdiğim kahraman olan rogue'un babasının, kızının mutant olmasını kabul edememesi ile evden kaçan bir amerikan taşralısı iken, storm kenya'da tanrıça olarak tapılan bir kadındır ve karakterlerin duruşundan konuşmasına kadar bu geçmişleri hep farkedersiniz. bu sebeple storm hep soğuk ve geridedir ama x men in en dişli liderlerindendir.

tabiki simgesel anlatımlarla doludur çizgiroman da, film de... zaten mutant olmak ve normal olmak birçok ayrımcılığı örnekleri siyah beyaz, kadın - erkek , düz cünsel - eş cinsel... örneğin filmde, magneto'yu oynayan sir ian mckellen'in ki kendisi gaydir, eşcinselliğe gönderme yaparak, mutant doğulacağını ve bunun bir tedavisinin olamayacağını söylemesi ya da cool kadın mystique'in kendisine istediği her şekle girebildiği halde neden mutant halinde kaldığını soran night crawler'a çünkü buna mecbur olmamalıyız diyerek ne isen o olmalısın göndermeli sözleri iştah kabartır.

herşey güzel başlamış, dudaklar nihayet buluşmuştur. eller sırtta, göğüste ve kasıklarda gezerken, dalga dalga yayılan şehvete boyun eğen partner, okşar gibi öptüğü boynu tutku ile emmeye başlar ( hatta bazan ısırır). hazzın esrikliği ile o an dikkat edilmeyen bu küçük seks oynu, herşey bitip, banyoda duşunuzu alıp, saçlarınıza bakmak için aynanın buğusunu eliniz ile sildiğinizde, boynunuzda mor bir imza olarak gözünüze çarpar ve "şimdi s.ctik" nidası ile son bulur. hemen internetten nasıl kurtuluruz diye bilimum yazı okunur ve en mantıklıları denenir.

en iyi yöntem ise sıcak- soğuk... moraran yere önce buz sürülür bir süre, sonra aynı noktaya, hemen sıcak su ile ıslatılmış bir bez ile kompres yapılır. soğutulmuş bölge iyice ısıtıldıktan sonra yumuşak bir fırça ile - traş fırçası gibi yada yumuşak kıllı diş fırçası - dairesel hareketlere fırçalanır. böylece hareketlilik kazandırılan damarlar deri altına oturmuş kanın dağılmasını hızlandırır. bu işlem bir iki saat aralıkla en az 3 kere yapılmalı ki en azında sabah insan içine çıkılacak hale gelebilsin o şehvet lekesi. tamamen geçirmese bile dikkatle bakılacak bir gölgeye dönüştürecektir... ( tabi aradan çok uzun zaman geçmemişse...)

"yaşasın gri eşofman modası" deme sebebim...

hande yener -şefkat gibi

samsung ultra book. hafif ısınma sorunu yaşayabiliyor ama şeker bir böcek o... şık, hoş, hızlı ve güzel...

1982 doğumlu tiyatrocu, oyuncu. kendisini kuzey/güney'de seyrettik en son ve evet itiraf ediyorum ben bu adamı çok beğeniyorum. yüz hatları, boyu posu ve özellikle güzel güzel bakması. böyle bana bakan biri olsun,güneşe yürüyüşe gider oradan pişkin ekmek getirir, okyanusun en derininden ona kum çıkarırım... mahcuplukla tütsülenmiş, herşeyi bilen ama söylemeyen, kabul eden, okşayan, için için gülerken ağlayan gözleri ile benim için türkiye'nin en yakışıklı oyuncusu. dünya ahiret kardeşim olsun... bir şekilde benim olsun da...

yatağın soğuk tarafı'nı dakikalar önce y.rrağın soğuk tarafı olarak okumak...