kayip otoban

Durum: 150 - 0 - 0 - 0 - 07.03.2025 21:12

Puan: 2600 - Sözlük Kezbanı

11 yıl önce kayıt oldu. 5.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 8

mandalina

pastalara da muhteşem tat veren kış meyvesi. hele özsüt'te satılan bir pastası vardır ki, mandalinalı kreması ve mandalina suyuyla ıslatılmış kekinin tadılmasıyla insana orgazmik dakikalar yasatir.

müge anlı

her sabah sevgilinin izlediği (benim de izlemek zorunda kaldığım) programı sunan kadın. son izlediğimde, öldürülen bir kadının bakkaldan aldığı ekmek sayısını tartışarak cinayeti çözmeye çalışıyorlardı.

bir hadise var

nazan'ın en çok dinlediğim; leylim yar, bir hadise var, nokta nokta, ağla erkeğim ağla gibi güzide şarkıları barındıran albümü. 80'lere buruk bir hoşçakal mı demişti nazan, yoksa 90'lara umutlu bir başlangıç mı yapmıştı bu albümle bilinmez; ama içindeki kederle, hüzünle, ayrılığın en saf halini anlatan sözleriyle 2010'larda da dinlenmeye devam edilir, her gün farklı bir tadı kesfedilerek.

lgbti temalı filmler

escinsel temalı olmasa bile eşcinsel klişelere sahip dialoglarıyla, gay şifrelerden oluşan alt metinleriyle oz büyücüsü'nden de (1939) bahsedilmesi gereken başlık..
film kahramanı dorothy'nin hep daha renkli, daha özgür ve kendini daha iyi ifade edebileceği bir yer bulma isteği ön plandadır. "farklı" olmak büyük bir sorundur, yaşanılan yer kendini anlamayan, ondan kurtulmak isteyenlerle doludur. oz ülkesi ise bir umuttur, her tür farklılığa, sıra dışılığa tolerans gösterenlerin yaşadığı bir yerdir. dorothy'e yolculugunda eşlik eden garip ve renkli tipler, kimsenin hayatının sorgulanmadan yaşayabileceği bir ülke hayali, gay ikonu judy garland'ın filmde oynuyor olması, "görünür olmak"ın yarattığı korku ve bunu yenme çabası yıllar boyu eşcinselleri etkileyecek; filmdeki karakterleri niteleyen deyimler türeyecek, filmde geçen olaylar ve kişileri hatırlatan pek çok gay bar zaman içinde açılacaktır. filmin dillere düşen şarkısı bile çok şeyi anlatır aslında: "over the rainbow"

gizli yüz

1991 yılında çekilen, ömer kavur'un yönettiği, orhan pamuk'un kara kitap adlı yapıtının ana temasından yola çıkılarak senaryolaştırılan; simgeler, metaforlar, düşler (ya da gerçekler)le akıp giden, bir fotografla baslayıp bambaşka boyutlara varan ilginç film.

samsun'da yaban domuzunun linç edilmesi

tek suçu şehre inmek olan domuzu taşlayan, döven, işkence ederek deşarj olmak isteyen insanların "linç orgy'si". bu kadar nefret yüklü, kin dolu insanlar yakında ateistleri, eşcinselleri, öteki olan her şeyi aynı şekilde yok etmek isterler mi diye düşündürtür insana.

yarın yapayalnız

40'lı yaşlardaki bir opera divasıyla, 20'li yaşların başındaki bir terzi kızın eşcinsel aşkını anlatan kitap. tüm aşklar gibi başta her şey çok güzeldir, dünya sadece ikisinden ibarettir. zamanla yaşanılan toplumla, toplumun bakış açısıyla yüzleşilir, yaş farkı kendini hissettirir bazı bazı, araya başka kızlar da girer, kavga ve barışmalar, yanlış anlaşılmalar da... uzun yıllar sürer birliktelik ama terzi kızı "elalemin" beklentilerine uygun bir şekilde evlenir. opera divasının düğüne gelişi, kenar mahalle insanlarının eğlencesiyle ilgili düşünceleri, hele damatla aynı masada oturan geline düğünden çıkarken verdiği selam muhteşemdir: sanki tüm ışıklar kapanmış, diva sahne almış ve son selamını vererek sahneyi terk etmiştir, hayatı da. yaşlanmakta olan, yalnız bir lezbiyenin iç çekişleri, hüzünleri ve karamsarlığı eşliğinde bazen iç sıkıntısı, bazen merak, en çok da yarın, yapayalnız kalacağımı defalarca düşündürerek okutan bir selim ileri kitabı.

ferzan özpetek

mutsuz sonla biten imkansız aşkların yönetmeni; o aşkları hatırlatan objelerin de ayrı bir önemi vardır aslında: hamam filminde sandıktan çıkan mektuplar bugünü anlatır birden bire; harem suare'de sahibesi için çok şey ifade eden sigara tutamacıysa köhne bir tren istasyonunda el değiştirir, bundan sonra genç bir kadının sigaralarına eşlik edecektir. karşı pencere'de gizli aşkın tanığı olan notlar da içerik değiştirerek yıllar sonra da kimseyle paylaşılmamış duyguların, yitip giden bir dosta seslenişin aracısı olacak; cahil periler'deki tablo her şeyi bilen bir suskunlukla yaşananları ilelebet saklayacaktır asıldıgı duvarda. geçmiş ve bugün hayal kırıklıkları, ayrılıklar, hüzünlerle doludur ama yaşanan güzel şeyler de vardır; on yıllar öncesinden gelen bir fotoğraf ya da eski bir mektup tarafından anımsatılacak ve yol gösterecektir şimdiki zamana. ancak bu şekilde, en kötü halimizde, ölmeyi istedigimiz zamanlarda bile gülümseyebilecek; aniden beliriveren sezen'in nameleriyle mutlu olabilecegiz.

otobüs

tunç okan'ın filmi, ilk yönetmenlik denemesi.
mizah ve trajedinin birlikteligi, çaresizligin acı halleri, ısvec'in "refah" toplumuna elestiri, hurda bir otobüs ve stockholm esliginde, bastan sona nerdeyse sıfır dialogla insanı alıp götüren kült film.

dönersen ıslık çal

karanlık ve can acıtan, hüzünlü ve umutsuz; ama ruha dokunan film.
"ötekilerin", bir travesti ve cücenin; dışlandıklari, korktuklari, mutsuz olduklari için gece yaşayan, yaşayabilen iki insanın kısa süren hikayesi. belki bu yüzden tüm sahneler karanlıktı, belki bu yüzden tüm şehir bana bakacak diye içiyordu. top oynayarak boy uzatmak kadar uzak bir ihtimaldi zaten mutlu olmaları. tıpkı yitip gidenin, bir gün geri dönüp ıslık çalma ihtimali gibi.
  • /
  • 8
Henüz hiç başlık açmamış.

radyo tiyatrosu

spotify'da, youtube'da filan onlarca radyo tiyatrosu var artık.

aramızdan ayrılmış, hayatta olan birçok sanatçıyı bu oyunlarda bulabilirsiniz.

tiyatro severler için bulunmaz nimet. yürüyüş yaparken dinliyorum. acayip dinlendirici.

never gonna give you up

rick astley'in unutulmaz 80'ler parçası. rick reis'in bu klipte yaptığı dans figürleri dönemine bir nevi damga vurmuştu. hatta onun alameti farikası da olan bu dans hareketleri adamın üzerine de yapışmıştı. trump da aslında bu figürleri yapıyor dikkatli bakarsanız. neyse öyle işte.

bana-kadinligimi-hissettirdi

öncelikle hayırlı tezkereler.

umarım bedelli filandır da bir an önce hukuk sözlüğünden yarak kürek sözlüğüne geçiş yaparsın.

bunu da bir zahmet doğru nick altına taşıyalım lütfen hukuksal bir durum oluşmasın durduk yere.

mehmet ali erbil

mükemmel bir tiyatro oyunculuğu kariyeri ve saygın bir ismi olacakken, bunları elinin tersiyle itip medya hede hödösü, kimsenin sevmediği adam olmayı seçmiş tv kişisi.

israil'in soykırım yapması

insanlık dramı olduğunu kabul ediyorum ama bu direkt soykırım demek değildir. soykırım çok ciddi ve ağır bir suçtur arap ırkının kökünü kazımaya çalışmış olması gerekir ki bu 200 milyonun üstünde insan öldürmek demektir.

arap yahudisi holocaust'tan kaçan çok fazla insan olduğu için ve israil'de önemli bir nüfus teşkil ettikleri için ben o kadar basite indirgenmemesi gerektiğini düşünüyorum.

israil'in lgbt hakları konusundaki hareketlerini yapay ve pink washing olarak görüyorum ama hamasla karşılaştırırsanız bir ışık yılı ilerdeler hamasın gay olduğu iddia edilen insanlara bile neler yaptıklarını araştırabilirsiniz. sizin savunmaya çalıştığınız insanların size bakış açısını düşünüp tekrar yorumlamak en doğrusu.

kilolu olmanın kötü tarafları

net ideallerindeki profil ile cinsel birliktelik yaşayamamak. kendin gibi kilolular zerre ilgini cekmez ama görece daha fit olanlarin da sana bakmayacağını bilirsin. pandemiden bu yana gecen surede kilolu olmayi deneyimliyorum -sanirim psikolojik bir tur yeme bozuklugu sebebi ile- ve kesinlikle öz güveni öldüren bir durum

bahçelievler

ankara'ya ilk geldiğimizde cücük kadarken bizi sarıp sarmalamıştı. sonra kaşarlandıkça gözümüze pek küçük geldi. eser parkı'na sığamaz olduk. beşevler'den milli kütüphaneye arşınladığımız patikalarda izlerimiz silindi. ankara'dan çıkınca hepimizin burnunun direği sızladı tabii, sızlar.

istanbullular gelir, 7.caddeye iner ve ''ankara cennetmiş lan'' derler. aralardaki müstakil evlere bakıp bakıp memur emeklisinden hallice gri hayaller kurarlar. sonra istanbul'a geri dönerler. bahçeli de ,biz bahçeli deriz, asıl sahiplerine; cıvıldak kuşlara ve atatürkçü dedelere kalır.

ayrıca özel bir yeri de vardır bende; bknz: beni burada öpmüştün .

yalnızlık

bir tercih ise çok değerli, mecburiyet ise dayanılmaz bir şey

ankara

ilk defa bir yaz mevsimini geçirdiğim şehrim.
benim diyen yazlık kentlere taş çıkarır bu sene

sevgili ile mutlu olamamak

bazen sevdiğin insan değişir depresyona girer yakınını kaybeder bazen çok yoğundur bazende sizden daha iyisini bulmuştur yada öyle olduğunu düşünüyordur.çoğu zaman neyin önemli olduğunu ayırt bile edemezsiniz eşcinsel ilişkiler heteroseksüel ilişkilere benzemez olmazsa olmazı daha azdır.kriterler sizin bakış açınızdır. seks ,sosyalleşme baş başa vakit geçirme ,mesajlaşma ve araşma sıklığı hepsi sizin beklentileriniz üzerinden şekillenir. sonuç olarak olay karşı tarafın sizin için ne kadar çaba gösterdiğine göre değişir. ilişkide bir duygusal alışveriştir. verdiğiniz oranda alamazsanız mutsuz olursunuz. siz atabildiğiniz 5 adımı atarken o atabileceği 1-2 adımı bile atmıyorsa yapabileceği oranda fedakarlık yapmıyorsa mutsuz olursunuz. bu tür ilişkiler yürümez yürüsede özgüveni sarsar. yalnız kalmaktan korksanızda yalnız kaldığınızda yaşayacağınız depresyon ve boşluk hissinden daha çok yıpranırsınız.

Toplam entry sayısı: 150

engin ardıç

iyi bilmezdik. alçak ve sefil bir ruhtu.

seninle bir dakika

bu şarkının bir de ingilizce versiyonu hazırlanmıştı stockholm'e gitmeden. trt son dakikaya kadar karar veremediginden, provalarda hem ingilizce, hem türkçe olarak olarak okumuş semiha. sonra türkçe okumasına karar verilmiş.. böyle gereksiz bilgiler niye zihnimi işgal ediyor, rahatsızım aslında

ayı sözlük yazarlarının keşkeleri

biraz klişe olacak ama.. keşke hiç keşke ile başlayan cümleler kurmasaydım

en muhteşem üçlü

insanın aşık olduğunu fark ettiği an

kaybetmekten korkmaya başladığı andır

engin ardıç

iyi bilmezdik. alçak ve sefil bir ruhtu.

ağlarken sevişmek

bizzat basima gelendir. yurt disina gidecek ve 2 senelik egitimden sonra dönecegini soyleyen; donmeyecegi ikimiz tarafından da bilinip dile getirilemeyen sevgiliyle bir otel odasinda yasanandir. istiklal'in nesesi, müziği, kalabaligi odada yankılanırken hic konusmamaktir, göz yaşlarının bir birine karışmasıdır. son gece oldugu icin uyumayıp, sevgiliyi izlemektir. bitecek de olsa, kavgayla, dövüsle geçen 1 sene de olsa;
son gece onu izlemek ve tanrı'ya sukretmektir.

dönersen ıslık çal

karanlık ve can acıtan, hüzünlü ve umutsuz; ama ruha dokunan film.
"ötekilerin", bir travesti ve cücenin; dışlandıklari, korktuklari, mutsuz olduklari için gece yaşayan, yaşayabilen iki insanın kısa süren hikayesi. belki bu yüzden tüm sahneler karanlıktı, belki bu yüzden tüm şehir bana bakacak diye içiyordu. top oynayarak boy uzatmak kadar uzak bir ihtimaldi zaten mutlu olmaları. tıpkı yitip gidenin, bir gün geri dönüp ıslık çalma ihtimali gibi.

ümit özdağ

bir türlü ısınamadığım, samimiyetsiz gelen politikacı.

bana bana

1989'da değil de, yerel motiflerin ilgi görmeye basladığı 2000'lerin başında yarışsaydı çok daha iyi sonuç elde edebilecek eurovision şarkımız. türkiye finali'ndeki hali çok daha güzeldir, timur selcuk'un gaza gelerek orkestrayı hızlı yönetmesi arzu ece'nin deyimiyle grup üyelerini "papağana" çevirmiştir. o haliyle bile gecenin en farklı ve güzide eserlerinden biri olmus, isvec'te remixleri yapilmistir. avrupali eurovision fanları arasında bu şarkının hastası pek çok insan tanımıslıgım da vardır.
(dipnot: grup üyelerinden biri, peruklu haliyle vedat sakman'dir)

burcunuz nedir

ikizlerden nefret eden bir akrebim.

sabah ezanı

sabah sessizliğinde hem korku, hem huzur. aynı zamanda hüzün ve umut. geçici bir dine yakınlaşma hali, aciz hissetme durumu; es-salatu hayrun mine'n-nevm'in gizemli tınısı, belki güvenebileceğin bir varlığın olduguna inanma isteği. eğer uyanmıssam pencereyi açtırır gayrı ihtiyari, dinlerken hafif gözlerim dolabilir bile.
sabahın o vaktinde su lavaboya degil de süngere aksın, ses olmasın alt komşuya diye abdest alırken lavabo giderine sünger koyan annemi hatırlatır sonra, anneannemi hatırlatır, fakültede çizim masası başında sabahladığım geceler gelir aklıma.
ve hayat geçer.

günümüz şarkılarında eski şarkıların tadının olmaması

şu sıralar ilk gençlik (ya da gençlik) çağını yaşayanların, 20 yıl sonra söyleyeceği söz öbeği. aranan tat şarkılarda değil, geçip giden zamanda.

kıllı koltuk altı sevdası

sexten soğutan şeyler, madde 1

eurovision

gay turnusolu şarkı yarışması olur kendisi