overlok makinelerinden sonra ayağımıza kadar gelen hizmet. ayrıca 1 kasım erken seçimlerinde akp'nin kullanabileceği kıvamda bir vaat. hem "cumhuriyet tarihinde ilk defa akp döneminde kabe ayağınıza geldi. her şey senin için ey halk. sen türkiyesin böyyük düşün" diye balkon konuşması da yapılabilir. iyi oy artışı yapar, akp gör bunu. saygılar.
nazan öncel'in 1999 yılında çıkardığı "demir leblebi" albümünde olan olay yaratan şarkı. sözleriyse şöyle:
söylenmese de olurdu ama şimdi söylemek söylemek istiyorum belki kalbin kırılır gözyaşına boğulursun gözyaşını sakla ben ölürsem ağla bunu senle hiç hiç konuşmadık biz tek tanığım sen tek çarem sendin beni anlamak istemez miydin bu acıyı ben tam yüz sene taşıdım içimdeki bu acıyla hamal gibi yaşadım şimdi bana sarıl sadece sarıl ve lütfen artık beni dinle lanet olası bir gündü kapı açıldı ve o geldi yüzünde pis bir ifade vardı koynunda yılan beslediğin o yatakta kardeşime süt veriyordum o anda doğru odaya daldı ve buyurgan bir sesle beni yanına çağırdı kolumdan çekip kucağına aldı "otur" dedi kısaca evet bu öyle sıradan bir gün değildi gözyaşlarını sakla ben ölürsem ağla sonra "bu yana bakma başını çevir" derken elleri bacaklarımda geziniyordu anne "babacığım yapma" dedim bir hayvan gibi soluyordu iki bacağının arasında beni mengeneye almıştı sonra nasıl olduysa kurtulmayı başardım bir odaya kaçtım ve o anda sadece haykırıyordum "defol defol git burdan" o kapıyı yumrukluyor ben ağlıyorum kardeşim ağlıyordu her şey bir kabustu her şey bir kabus kalbim kırık öleceğim bilmem ne halt edeceğim benim kalbim yaralı bu cehennem azabı senin kızın hayatla işte böyle tanıştı "baba ne demek anne" bu kelime bana inan çok yabancı çok üzgünüm çok çok ne kadar az bir laf hiçbirşeyi anlatmaya yetmiyor gözyaşlarını sakla ben ölürsem ağla artık için rahat olsun sen bir meleksin anne yediğimiz her lokmayı kuruş kuruş ödedik nasıl ödenirmiş öğrendik demirden leblebi ne yenir nu yutulur bazı şeyler belki belki unutulur unutmak var ya demirden leblebi demirden leblebi demirden kalbim kırık öleceğim bilmem ne halt edeceğim elimden alınan hayatım çalınan masumiyetim sıkılıyorsa biri kalkıp bir şey söylesin dokuz yaşında bir çocuk hayatı böyle tanıdı annesinin sütü babasının çükü bu çocuk senin kızındı anne
güle oynaya, türkülerle, barış için gidenlerin, halay çektiği sırada yapılan katliam. bu ülke de kimin ne zaman ve nasıl ucuzca "öldürüleceği" bilinmiyor. ülke o kadar refah içindedir ki herkes gitmek istemektedir. barışa demirden leblebiler yedirilmiş, insan kanlarıyla kirli oyunlar yıkanmıştır. bu olayın sorumluları şüphesiz aşikardır. sarayında bekleyen islami sistemle "ilk başkan" olma hayaliyle yanıp tutuşan kanlı kraldır.
nazan öncel'in 1999 yılında çıkardığı "demir leblebi" albümünde olan olay yaratan şarkı. sözleriyse şöyle:
söylenmese de olurdu ama şimdi söylemek söylemek istiyorum belki kalbin kırılır gözyaşına boğulursun gözyaşını sakla ben ölürsem ağla bunu senle hiç hiç konuşmadık biz tek tanığım sen tek çarem sendin beni anlamak istemez miydin bu acıyı ben tam yüz sene taşıdım içimdeki bu acıyla hamal gibi yaşadım şimdi bana sarıl sadece sarıl ve lütfen artık beni dinle lanet olası bir gündü kapı açıldı ve o geldi yüzünde pis bir ifade vardı koynunda yılan beslediğin o yatakta kardeşime süt veriyordum o anda doğru odaya daldı ve buyurgan bir sesle beni yanına çağırdı kolumdan çekip kucağına aldı "otur" dedi kısaca evet bu öyle sıradan bir gün değildi gözyaşlarını sakla ben ölürsem ağla sonra "bu yana bakma başını çevir" derken elleri bacaklarımda geziniyordu anne "babacığım yapma" dedim bir hayvan gibi soluyordu iki bacağının arasında beni mengeneye almıştı sonra nasıl olduysa kurtulmayı başardım bir odaya kaçtım ve o anda sadece haykırıyordum "defol defol git burdan" o kapıyı yumrukluyor ben ağlıyorum kardeşim ağlıyordu her şey bir kabustu her şey bir kabus kalbim kırık öleceğim bilmem ne halt edeceğim benim kalbim yaralı bu cehennem azabı senin kızın hayatla işte böyle tanıştı "baba ne demek anne" bu kelime bana inan çok yabancı çok üzgünüm çok çok ne kadar az bir laf hiçbirşeyi anlatmaya yetmiyor gözyaşlarını sakla ben ölürsem ağla artık için rahat olsun sen bir meleksin anne yediğimiz her lokmayı kuruş kuruş ödedik nasıl ödenirmiş öğrendik demirden leblebi ne yenir nu yutulur bazı şeyler belki belki unutulur unutmak var ya demirden leblebi demirden leblebi demirden kalbim kırık öleceğim bilmem ne halt edeceğim elimden alınan hayatım çalınan masumiyetim sıkılıyorsa biri kalkıp bir şey söylesin dokuz yaşında bir çocuk hayatı böyle tanıdı annesinin sütü babasının çükü bu çocuk senin kızındı anne