duvarda duran üzgün bir
fairuz posteri,
yanan bir sigaradan yükselen ve tavana doğru dans eden duman,
gecenin sessizliği ve kentin çok-sesliliği,
"... / öyle yorgunum ki hiç sorma /..."
* diyen
cahit külebi'nin sözleri...
yalnızlık...
yalnızlık üstüne birsürü şey dökülegelmiş ademoğullarının, havvakızlarının dudaklarından.
ne yaşadıysak/yaşıyorsak/yaşayacaksak, ne tecrübe ettiysek/ediyorsak/edeceksek; hepsi, kendi kararlarımızın neticeleri esasında.
bir sehpa üzre onlarca kitap,
bir şişede böğürtlenli kırmızı şarap,
ve
füruğ ferruhzad'ın sesi:
"bunlardan önce, ah, evet
bunlardan önce sessiz kalınabilirdi"
kalınsın.