aşık olunan kişinin uzakta olması
her zaman özel ve güzel kalacağı anlamına gelir. yüz göz olmazsın, eksikleri yanlışları görmezsin, bir dolu güzel değer yüklersin. ha içinde bazı şeyler ukte kalır o ayrı.
mesafeyi bahane edene yollar girsin. belki yakın ilişki gibi sağlıklı değildir ama olsundur. onun bi gülüşü yeter.
kader aradığı kişiyi insanın karşısına her seferinde kapı komşusu olarak çıkarmaz.
uzakları yakın etmek düşer size.
haritaları seviniz.
murathan mungan
zordur. sebebiyse http://d24w6bsrhbeh9d.cloudfront.net/photo/2013657_700b.jpg
mesafeler bi türlü çözülür yeter ki gönüller bir olsun.
her yakışıklı şarkıcıya, oyuncuya, porno yıldızına aşık olunduğu düşünüldüğünde fotoğraflarla avunulacak durumdur. e insanoğlu bu hep imkansızı ister.
sürekli yolculuğa sebep olan sevgilidir. ama şu da var ki uzaktaki sevgili adam gibi adamsa çekilir o yol da, özlem de*
uzakta olmasının yanına bir de 10 saat zaman farkı koyun...işte o zaman tadından yenmez. tek güzel tarafı özlemdir. ama o özlem ve uykusuzluk seni kemirir ve en sonunda illaki bir taraf sevmekten vazgeçer.
"keşke sadece madden uzakta olsaydı", dediğimdir.
çekilir dert değil ama insan gelene kadar bekler onu. gelse de gelmese de
sevmek sevilmek önemli olan mesafeler bahanee
yıllardır öğrenemedi şu gay milleti, "long distance relationship never works!". aç grindr, growlr'ı da, komşularından kapakla bi tane a benim kezbanım.
durumunda, aylık tüm geliriniz uçak masrafları, telefon faturaları ve özel günlerde yolladığınız hediyelere gidecektir. bu ayrıldıktan sonra hatırladığınız ilk şey olacağından ilk yazdım. ulan zordur da ha... üzülürsür, sarılmak istersin: yok. sevinirsin, sarılmak istersin: yok. okulu sırf 1 yıl erken bitirir mezuniyetin onur konuşmacısı olursun: yok.... ama var. saçma salak. netbook'da sömestre ve yaz tatillerinde geçirilen ve her ay rutin 2-3günlük görüşmelerin fotoğrafları, videoları... sonra yurt dışında kaybolmamak için yüklenen haritalar... ayrıldıktan sonra üniden eve taşındığımda yıllar sonra açılan kutudan çıkan o diyarların metro jetonları, kartlar, yemek fişleri... zordur zor. yani, sonunda beraber olacağınız bir planınız yoksa hiç birleşme çabasına girmyein. duygusalsanız, üzülürsünüz.
aşık olunan kişi yakındaysa bir anlamı olmaz. arabesk bir tanım olacak ama yakında olan sevgilidir, ne bileyim flörttür, takıldığın filandır. aşk mutlaka uzaktadır, zorlar, kanırtır.
hayatımda birkez yaşadığım ilk başlarda güzel olan bir süre sonra gerçekten dayanılamayan bir durum.
onun kokusunu özler parfümünü koklarsın, nereye kadar?
yüzünü, ellerini, dudaklarını özlersin fotoğrafına bakarsın, nereye kadar?
ikiniz de çalışıyorsanız hele ki taraflardan biri cumartesi de çalışıyorsa senede bir gün şarkısını arka fonda duyar gibi olursunuz, nereye kadar?
güzeldir, hoştur ama türkiyenin bir ucunda ki kişiyle bu ilişki çeşidini yaşamayın. ben ettim, siz etmeyin.
belki de bu durumdan daha beteri bir soluk kadar yakınında iken sana çok çok uzak olmasıdır...
mesafe aşkları zaten zordur, yıpratıcıdır ancak ondan daha kötü olan bir şey varsa o da yanınızda olan insanın aslında ruhen uzakta olması durumudur. o zaman "açaydım kollarımı gitme deyeydim" de denemiyor, bir işe yaramıyor; katy perry kızımızın dediği gibi "rüzgarla oradan oraya uçan plastik poşet" hissiyatı ortaya çıkıyor.