ayı sözlük günlük

değişiyorum günlük. iyi yöne doğru mu kötü yöne doğru mu henüz bilmiyorum, ama değişiyorum.
merhaba,

bugün yastığım göz yaşlarımla yıkandı. kin ve nefret güden insanların eksilerini sayarken kalbim az da olsa burkuldu. biraz yıprandı. çokça da sola kaydı. güzelim türkçeyi unuttum. ve sonuç ney mi? ayapanecoca, tuyuca, abazaca, dolganca ve gagavuzca ağıt yaktım. sonra dedim ki; vay amk çok iyi lan. alakasız diller öğrendim.

teşekkürler eksici adamlar. hepsi sizin sayenizde.
bugün cevizlibağ dolaylarında inen talebe vatandaşlardan birinin yerine vakit kaybetmeden oturdum. tabi bazı vatandaşlarla göz göze geldik fakat çizgimi bozmadım. migrostan aldığım 2 poşet zerzevatım ve özel ihtimam gösterdiğim 30'luk yumurta kolimle sağ salim evime geldim.
sevgili günlük 3 gün önceki travmamın etkilerinin azaldığını gördüm mutlulukla sanırım paylaştıkça kanıksadım artık ağlamıyorum hömkürerek. yarın biriyle date. e çıkıyorum umarım flört yeteneksizliğim belli olmaz da düzenli hayata geçiş yaparım onunla. iyi bir insana benziyor... bakalım...
bugün arkadaşımla eski günleri andık.sanki bin yıl önceydi.
beynimde saatlerdir filler skşyor.. dün tam olarak 1 saatliğine derse ara vereyim taksimde arkadaşlarla kahve içeyim diye evden çıktım fakat eve dönüşüm bi hayli geç oldu sabah 6ydı yanlış hatırlamıyorsan... kahve diye çıkıp 1.5 litre rakı ne ara içildi nasıl o masaya oturdum hatırlamıyorum tek hatırladığım dansözün beceriksiz bel kıvırmasıydı.. masada ağır abiler vardı kalkamadım, yoksa o dansöze ağzının payını verirdim. verirdim inanıyorum kendime.

xalo ahretliğim de beylikdüzünde yeni saç tasarımları derdindeydi, mavi onda huymuş bilen bilir. ben bilmiyordum bunca yıldır öğrenmiş oldum.
masal olsa...sussak. dün’e dair tüm karışık yünleri torbasında bıraksak. yavaşlamasa zaman, zaman su olsa. şarkılar duvarlarda yankılansa, masal olsa, uyusak. hiç uyanmasak, derli toplu kalmasa etraf, dağılsa. masal, masal olmasa. ürkütmese gözlerini açma hissi o anda. gözlerim açılmasa, açılmasa işte. yavaş yavaş içime işleyen ağıt olsa ellerin. çaresizliğe hükmetmesem içimde. içimde binlerce ben ölmesem, ağıt bitmese diyorum. ellerin diyorum. karanlığı sevsem aydınlıktan daha ziyade. umutlarım ağıt olmasa tenimde.uzaktan sesini duysam, masal olmasa işte. ağıt yavaşlamasa saçlarımda, yüzümde, dudaklarımda. sen olsan, yanıbaşımda diyorum. karşılaşmaları yok saysam, ihtimalleri öldürsem ne kalacak o andan. o an diyorum ne olacak? gideceğim. gitmek, gidebilmek. ya kalmak?
22.03.19
bugün hiçbir şeyden tat alamadım. ne kadar kendimi meşgul tutmaya çalışsam da içimdeki o korkunç bunalım gitmedi. uyutmadı da. bir yandan anılarımla boğuşuyorum, bir yandan da geleceğimin belirsizliğiyle. bu saçma halimi kimseye anlatamadım. artık son çare olarak buraya içimi dökmek istedim. belki yarın daha neşeli bir insan olurum ve bu entry'i silerim, bilmiyorum. ama bu duygusal dalgalanmalarımın bitmesi gerek. böyle hayat geçmez.
çok yoruldum bugün gerçekten sabah 5 te evden çıkıp akşam 9.30 da dönmek çok yoruyor insanı çalışma hayatı çok zor bütün gün kafam dolu dolu çalışıyorum kimseyle konuşmadan hiçbirşey yemiyorum canım istemiyor içtiğim bir kahve vardı onu bile içemiyorum nedense telefona bakmıyorum ne arayan ne soran benim içip dertleşmeye çok ihtiyacım var yada kafamı dağıtmaya herşey gönlümüzce olsun yazarlar bu döngü umarım hep böyle gitmez
bugün kütüphanede kestiğim çocuğun ismini öğrenmeyi çok isterdim. hiç durmadan çalıştı ve sakallı olmasına rağmen çok tatlıydı. ben o sıra da kafamı çevirmekten baykuşlara döndüm tabii. off bahar ayları iyi gelmiyor yks öğrencilerine.
bugün iş çıkışı otobüs ile eve dönerken cam kenarı ters koltukta kendime yer bulabildim. istanbula yağmur yakışmıyor hep derim resmen trafiq. sonra camın buğusu ile oynaşırken aklıma üniversite geldi o çamlık mahallesindeki serin orman kenarındaki patika yol. sonra çok daha alakasız bir şey geldi. 4 yıl diz çürüttüğüm o kocaman amfide neden fotoğrafım yok diye hayıflandım. tamam akıllı telefonlar yoktu o dönem ama fotoğraf makinesi icat edileli epey olmuştu. keşke benimde amfide bir fotoğrafım olsaydı.
çok geçmiş olsun xalo iyisiniz dimi
her şey göreceli, kendinden kattığın kadarını karşıdakinden beklerken bile onun gözünden bir kere bile olsa olayı görmen gerekiyor.. bu durumda adalet anlayışımız bir miktar ıslak zemine geçebilir ama olsun, tam olarak karşılık beklemeden yaşayabilmenin özünde bu gerçekliği farketmek yatıyor bence..
sıkılıyorum sözlük, kafayı yeme raddesinde değil ama sanki bir şey oldu ve damarlarımdan çekildi her şeye koşarak gitme isteği..
bir müddet böyle devam edelim bakalım..
uzun zaman konustugum, cok begendigim, hic gorusme firsatimiz olmayan bir adam vardi. en son dort ay filan olmustu mesajlasmayali. rahatsizim demisti ama ciddi oldugunu dusunmemistim. iki ay once vefat etmis yeni ogrendim. cok garip hissediyorum, bir daha konusamayacak olmak vefat edeli iki ay gecmis olmasi cok garip. hic gorusmedim biri icin boyle uzulmek sacma mi bilmiyorum kimseyle de konusamiyorum. olum sebebini bile bilmiyorum. hungur hungur aglayasim var aglayamiyorum. hayat cidden bom bos
az önce lezce.com'da 50 yaşında lezbiyen bir kadına rastladım. ve bu durum beni inanılmaz mutlu etti ya. ne bileyim böyle umut doldu içim. genel profil oldukça genç olunca lgbti+ yaşlılığı da çok sıkıntılı olurmuş gibime geliyordu, onu arzularının peşinde bir kadın olarak görmek beni mutlu etti.
nasıl çıkıcam bu dipsiz, kör kuyudan bilemiyorum. hiç bir çıkış yolu, hiç bir ışık görünmüyor ufukta.
bugün kendimi iftariyelik gibi hissediyorum tabi ramazan ayı içerisinde olmamız bunda büyük etken. hurma da olabilirdim erik olmayı seçtim kütür kütür.
istanbul'a döndüğümde daha mutlu olurum sandım be günlük. daha 1 seneyi doldurmadan başladı anksiyete atakları, depresyon günlükleri. *
bu gün berberde traş olurken, berber bi şampuandan bahsetti. onun öncesinden de yan koltuktaki berber bahsetmişti ama ikisi ayrı ayrı şampuan. ben de biliyorum gösterdi diğer berber dedim. şöyle şöyle bir şey diye. yok onun dediği değil dur resimleri vardı deyip telefon galerisinde fotoğrafları açtı. ekranı yüzüme tutup fotolari kaydırmaya başladı. ben de bakmamaya çalışıyorum ama onun böyle rahat davrandığını görünce içimden herkes senin gibi kaşar mi demeye kalmadan çocuğun y..r..k resimleri çıktı. ani bir hareketle aynaya bakıyormuş gibi yaptım o da hafiften ekranın yönünü çevirdi. gördüğümü anlamasın diye saf saf muhabbete devam ettim.
bende yeni katıldım (bkz:ayı sözlük) e nasip bakalım aktif kullanıcı oluruz inşallah.
  • /
  • 5