ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
canım kürt ya da iranlı sevgili ya da fuckbuddy istiyor.
bugün asla unutamayacağım bir şey yaşadım. ilk başlarda komik gibi gelse de şu an beni duygulandırıyor. hiçbir şey o brownie intense kadar değerli, çikolatalı süt kadar tatlı olmayacak galiba.*
galiba iyice s*ks bağımlısı olma yolunda ilerliyorum. ama kendimi bağımlı gibi de hissetmiyorum, sadece elimde imkan varken s*ktirmek çok güzel geliyor. haftada birkaç kere. sizce kötü durum mu?
watsup üzerinden muhabbet edecek şamata yapacak dertleşilecek belki aşk dogacak(zengin koca pls :p böyle watsup grupları vardır die tahmin ediyorum ama kimseye soramıyorum yalnızlık zor hele birde yozgatın dağında şantiye de iseniz çok daha zor; siz anladınız beni işte
bugün biraz doldum sanırım.. yaklaşık 2 saat bir arkadaşımla eşcinsellik hakkında tartıştık ve gerçekten tükendim. gerçek beni bilmeyen biriyle bu konu hakkında konuşmak o kadar zor ki elimden gelse suratına doğru bağırarak 'her şeyi bildiğini sanıyorsun ama o işler öyle değil' demek istiyorum. sonra kendime kızıyorum sonra da çevreye... beni gizlenmek durumunda bırakan cesaretsizliğime ve düzene kızıyorum. 'ben her görüşe saygılıyım yeaa' diyen insanların aslında ne kadar basmakalıp düşündüklerini onlara söyleyemediğim için çaresizliğimi içime atıp susuyorum. keşke insanı yalnızca insan olduğu için sevebildiğimiz bir dünyamız olsa. keşke çeşitliliği bir kategori olarak değil de zenginlik olarak görsek. keşke..
birlikte olduğum adamı çok seviyorum ama her gün ilişkimizi sonlandırmam gerektiğini düşünerek uyanıyorum. kavga ediyoruz ve sonunda harika bir seksle aramızı düzeltiyoruz. asla aynı dilde konuşmuyoruz ve içi doldurulmuş cümleler kuruyoruz birbirimize. ayrıca arkadaşlarından da hiç hoşlanmıyorum. iyi insanlar ama sıkıcı ve boş tipler. bir de çevremle yaptığım gibi sevgilimle de iki kelime entelektüel bir sohbet yaşamayı çok isterdim. bunun yanında birçok renk taşıyorum mesela ama ona sırf bir iki rengimi gösterebiliyorum, kendimi ona ifade edemiyorum yeterince. aynı kanalda değiliz.

bunlar negatif deneyimlerimdi. bunların yanında bir o kadar beni harika hissettiren özellikleri de var işte onlar da beni meşgul tutuyor. ne yapsam bilemiyorum. zamana yaymaktan da sıkıldım. biraz sabırsız biriyim.
burayı seviyorum.
başlıklarda yıllar, aylar önce yazdıklarımın karşıma çıkması, dinlediğim müzikleri tekrar anımsamam, aklımdan çıkanların burada hatırlanmak için bekleniyor gibi durması çok güzel.
uykularım kaçtı sabahlara kadar.
gönül isterdi ki bir american gençlik filminin içinde yaşayalım. ama hayatlar demirin faz diagramları, deformasyonları.
smash mouth - all star
dün bugün yarın yani bu aralar iş yerinde sıkıntısı olan bir arkadaşı aradım teli kapalıydı bir daha aradım hala kapalıydı dişçiye girdim çıktım aradım yine kapalıydı merak ettim çünkü en son performans görüşmem sonucu işten ayrilmistim mesaj attım napiyorsun merak ettim diye çok yoğunum dedi tamam merak ettim dedim ve instagrama baktım fotoğraf eklemiş o saatlerde keşke yahu konuşmak istemiyorum deseydin boncuk göz daha az acitirdi
hayatımda hızlı gelişmeler oluyor, hepsi de pozitif gelişiyor allaha şükür, ama hala süper rahatlamış değilim. daha bu süreç devam edecek gibi.

açıldığım 3 kadın arkadaşımın üçüyle de güzel paylaşımlarım oldu. onların yanında daha çok durasım var. üçü de çok destekleyici oldu. birine uzun uzun ilişkimi, kendime açılışımı falan anlattım hatta, güzel oldu. geçen haftasonu da bizim anneler grubunu çocuklarıyla beraber eve davet ettim, pek güzel eğlendik, o da pek pozitif bir deneyim oldu gerek benim için gerek onlar için.

annemle ilişkim hala sıkıntılarda ve nasıl çözebileceğimi bilmiyorum, onun üzerine konuşuyoruz psikiyatristle. kazdıkça aslında annemin de kendi içinde ne kadar sıkıntılı biri olduğu çıkıyor, sorun sadece benimle olan ilişkisinde değil. bu ilişki ne olur bilmiyorum.

geçen haftasonu ayrıca işyerinden arkadaş grubumun yılbaşı partisine katıldım, çok güzel geçti. partinin evsahibi olan kadın arkadaşım, balkonda sigara içerken bana "ayşe de çok tatlı kızmış, düşünmez misin?" diye sordu. ben mıyk mıyk yapınca "senin kızlara ilgin mi yok?" diye sordu. ben gene mıyk mıyk. "peki o zaman ısrar etmiyorum ama konuşmak istersen ben buradayım" dedi.

bu durum benim kafamı kurcaladı. daha önceden açıldığım 3 arkadaşım da bir şekilde lgbt konularında açık olduklarını bir şekilde belirtmiş kişilerdi. şimdi bir başkası daha eklendi ama bu sefer işyerinden. ona da çok açılasım geldi, zaten çok rahat bir kız. ama işyerinden olunca endişelensem mi diyorum. gerçi neye endişelenicem onu da bilmiyorum. işyerinde duyulması beni ne kadar etkiler onu da bilmiyorum, çok da şeyimde olmaz artık bu saatten sonra gibi geliyor.

sanırım ona açılıcam. açıldıkça bu açılma işinde rahatlayacakmışım, öyle diyorlar ama ben fazla rahatlamadım hala. pöf.
yazılarımdan seks düşkünü, sapık, herkese yazan orospu biri gibi görünsem de aslında normal bir panda olarak tembel, üşengeç ve kimseye yazmayan biriyimdir. zaten yazma nedir abi, denk gelir sevişilir, denk gelir bukkake yapılır. rahat ve açık görüşlü olmak lazım çünkü ibnetor olmak bunu gerektirir. kısmet bu işler.

bence aleme verin isterseniz ama sevginin, sizi sevenin, sevgilinin kıymetini bilin. pek denk gelmiyor, gelirse ''oha sevgi buymuş meğer'' deniyor. umarım hepinizin başınıza gelir.
sonunda daddy'mi buldum galiba. isviçre'de ta, ama olsun. arada antalya'ya geliyormuş.
bir buçuk sene kadar sonra ilk kez birisine ondan hoşlandığımı söyledim, gerizekalı mavi tikle cevap verdi. yemin ediyorum or*spu olmak en güzeli. kimseye bağlanmayacaksın bu hayatta arkadaş.
bu salaklığı yaptım ve rahatladım evet yapmasam kendimden şüphe ederdim şimdi bitti benim için farklı motivasyonlarla işlerime döndüm gayet de güzel oldu kulaklarım kanayana kadar müzik dinledim çalıştım düşündüm. ama bir eksik var kızlar mesaj atın moralim yükselsin chat yapalım azcık, beyler siz de yazabilirsiniz.
looks like freedom but it feels like death
it's something in between, i guess
it's closing time
kendimi başkalarına acındırma huyumdan nefret ediyorum.
bugün para teorisi finalim var ve paraya dair bildiğim tek şey bende olmaması.
4.5 yıldır kullandığım telefonum artık çalışmıyor. hani dibine kadar sıyırıp son damlasına kadar tüketirsin ya aynen onun gibi. ekranı dalgalanıp kapanıp bir daha açılmayana kadar kullandım s3 ümü. gayet de iyi anlasıyorduk aslında. şuan insanlarla iletişim kurabildiğim tek yer. facebook. bilgisayarımı yanımda taşıyorum falan. oysaki yeni yılda çok paramız olursa diye ne hayaller kurmuştuk yukardakiyle***
eskiden çikolatayı gören arkadaşımızın gözü baktığında, elimizdeki çikolatayı ikiye bölüp arkadaşa veren insanlardık. şimdi karşımızdaki bir tane yesin, biz iki tane yiyelim diye bin takla atıyoruz. bunun adına da modernlik, hayat şartları diyoruz. küçükken oyun yapımcısı olmayı çok istiyordum. ama şimdi baktığımda, o kadar çok abartılacak bir meslek olmadığını düşünüyorum.
  • /
  • 181