ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
2 porsiyon çiğ köfte, 3 adet elmalı kurabiye, 3 adet poğaça yedim. hala aç hissediyorum, iştahım mı açıldı bilemiyorum. sanırım artık kilo alabileceğim, bu sefer inanıyorum.
yeni yeni fark ediyorum. yaşadığım zor ve kötü zamanları hatırlamıyorum. düşündükçe şaşırıyorum ama hayatımın belli dönemleri yok. hafızam o döneme dair hiç bir şey taşımıyor. mesela iki sene öncesini pek hatırlamıyorum.
aşığım ve buraya dökmek geldi içimi. ama kayıtlısınız dedi. bu nickname'i hangi akılla aldığımı anlayamadım...girdim sonuçta bi türlü
dün akşam bir kaç arkadaşımla bira içip sohbet ettik. içlerinden biriyle orada tanıştık, güzel sohbet ettik. gece eve döndüğümde bu arkadaşın sözlükten biri olduğunu hatırladım. bunu kendisine söyleme gibi bir niyetim yok.
hayatımın en büyük hatalarından biri mükemmel bir aşk yaşayacağımı bildiğim halde onu tercih etmeyip, sırf etrafıma benim de sevgilim olabiliyor diyebilmek için üniversitedeki sınıf arkadaşımla çıkmam. diğer adam çok güzel şiir yazıyordu, bir de şarkıcı olmuş. bari şarkıları kötü olsaydı da içime su serpilseydi. vah ki ne vah halime. kendim ettim kendim buldum, gül gibi sararıp solmam inşallah...
harıl harıl ders çalışmam gereken şu dönemde zamanımı gereksizce harcayıp boş boş oturuyorum. tescilli gerizekalıyım.
itiraf ediyorum meğerse çok doluymuşum yaz yaz bitmiyor arkadaş hahah ha hey hey hey
işi bırakalı 8 gün olmasına rağmen 8 ay olmuş gibi uzak hissediyorum.yabancılaşmış.işsizliğin tadı farklı olacak diye düşünürken bundan da tat almadım...içimde nasıl bir mutsuzluk- umutsuzluk varsa.yaşamaktan tat almıyorum.neden varolduğumu sorguluyorum.ne kattım yaşadığım sürece insanlara - çevreme - kendime? resim yapmaya bile üşeniyorum.tuvaller bir köşede- insan boya tüpünü sıkmaya eline fırça almaya üşenir mi...bundan sonrası adına da hiçbir ümidim kalmadı.kimseyi tanımak istemiyorum.insanlardan korkuyorum.biri ile tanışma fikri bile beni geriyor.yalnız ölmekten korkarken , kendimi yalnızlığa itiyorum.çünkü bir gerçeği çok iyi biliyorum ki kimse gerçekten sevmiyor, inandıkların asla inandığın gibi çıkmıyor, herkes yalnız doğup yalnız ölüyor.ya alışacaksın kendine, ya da alışacaksın.tek başına gülmeyi, yaralarını sarmayı öğreneceksin.zor oluyor ama başarmak zorundasın! diyorum ve gözlerimi yumuyorum.

dipnot:bir balık burcu hayal kurmadan da yaşayabiliyormuş. en son hayal kurduğum anı hatırlamıyorum bile...eskiden hayal kurardım, sevdiğim insan ile bir geleceğimin olacağına dair.içinde onun olduğu hayaller.
dipnot ıı: içine s.çanların içine s.çsınlar.
o kadar çikolatayı gece gece yemeyecektim bak uykum kaçtı hem geri dönüşü de kötü yaa acilen bu huyumdan vazgeçmeliyim.
yeni yeni farkediyorum kıl dönmesi sorunu yaşıyor olabilirim karpuzu yakın zamanda kesebilirler korkuyorum.
bazen ortada hiçbir sebep yokken bir anda vazgeçiyorum. yapamadığım için değil de olmasını istemediğim için olmadığını düşünmek daha çekilebilir geliyor .doğal olarak ne olurdu acaba diye düşündüğüm çok fazla durum oluşuyor.
gençlikten kaynaklı bazı konulardaki tecrübesizliğim ve bilgisizliğim geleceğimle alakalı olağanüstü bir korku yaratıyor bende son zamanlarda. bu da aşırı hırs yapmama sebep oluyor ve bu hırs başka bireyler için kötü eylemlerde bulunmamı sağlayabiliyor. gelecek kaygısı ve başarılı olma takıntısı, kafeslediğim bir canavarı özgür bırakıyor. bu da beni daha çok korkutuyor.
şu sınav sonucu açıklansaydı da rahatlasaydım artık kaldığımı resmen görseydim de hayatıma kaldığım yerden devam edebilme gücünü geri kazanabilseydim. böyle çok sıkıcı hiçbişey yapasım yok öyle boş boş oturuyorum lanet olsun.
bugün çok fena saçmalıyorum yani diğer günlerden değişik olan bişey de yok ama nedense çok fena saçmalıyorum yani öyle böyle saçmalamıyorum bildiğin gibi değil çok büyük saçmalıyorum yazıp yazıp siliyorum iğrenç kendimden tiksindim.
bu insanlar her anlamda çok tuhaflar. fırsat bulduğum zamanlar bir sözlükte daha takılıyorum, bir kadın yazar sardı bana. işte bu arada 7-8 aydır sağ olsun halimi hatrımı sorup yazıyor. ne bileyim, şimdi hemcinsimden bu şekilde aralıklı olarak mesajlar alınca işkillenmedim değil. zamanla eşcinsel olduğunu falan söyledi. "hmm olabilir" dedim yani ne diyeyim. sonra da "sen benim eski sevgilimsin bence. numaranı ver, emin olmalıyım" dedi. "bas git numara vermem asla" dedim. bu sürekli ısrar edip problemlerini anlatıp durdu. bildirim de gelince mecburen okuyup cevaplıyorsun artık. neyse dün artık "madem çok istiyorsun, yaz numaranı. arayacağım" dedim. aradım bu tuhaf insanı, sesi de incecik. mıy mıy konuşuyor sümsük. "takıntın geçtiyse telefonu kapatabiliriz" deyip gönderdim. "sen değilmişsin, tamam" dedi. şizofreni vakası gibi. bu insanlar neden mal? neden beni bulur cidden kafam basmıyor.
bizim müdüre hanım çok tuhaf. resmen bugün beni azarladığı için giderayak sinirlerim bozuldu. kendisinin akıl edemediği hususu, ben milli eğitimi arayıp ilgili kişiye sorunca sinirden kıpkırmızı oldu. sen akıl et de sen sor di mi? yok arkadaş. bir halt becerecek kapasitesi de yok. yönetici olmak her babayiğidin harcı değil işin özü ama kadını da gördükçe geriliyorum. yalaka olmadığım için benden pek haz etmediğini de biliyorum, karakter meselesi. ben yalaka biri olamıyorum.
itiraf ediyorum bu kadar kişi nasıl sevgili buluyor anlamadım (sevgilim olmadığı alt mesajını da verdim hehe).

sahiden nasıl sevgili buluyorlar? bu kadar kısıtlanmışlık içinde artık en sonunda yalan konuştuğunuzu düşüneceğim. nolur yalan olsun tek yalnız ben olamam sözlük :(.
küçükken burnumdan çıkardığım sümükleri koltuk kenarlarına ve hatta arkalarına sürerdim. hatta annemin rujunu alıp salondaki büyük masanın altına ve koltukların arkasına yazılar yazardım. ha bir de annemin kıyafetlerini giyip müzik eşliğinde dans ederdim.
  • /
  • 181