ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
sinirlerim çok bozuk. anlamsız bir boşluğun içinde öylece elimdeki ekrana bakıyorum. baş ağrılarıyla boğuşuyorum. bir de üzerine insanlar canımı sıkıyor. çok fazla sıkıyorlar hem de. alakasız insanlardan bile trip yiyorum. yoruldum artık herkesten. her şey üst üste gelir ya aynen öyle bu aralar.
sıkıldım insanlardan. beni afedersiniz ama seks için kullandıktan sonra yokmuşum gibi davranmalarından, tamam bende seks yapmak istiyorum ama yetti. beni sevmemelerinden de sıkıldım. halbuki ben kolay bağlanan biriyim ve elimden geldiğince insanlar için bir şeyler yapıyorum. yoruyorlar , söylüyorum da görüşmek istemiyorsan söyle bende yoluma bakayım. yok hep aynı terane. işte çok tatlısın yakışıklısın bilmem ne. tabii bende iyi niyetli ve saf olunca kolay kanıyorum ve ağzıma sıçıyorlar afedersiniz. teşekkürler. adam gibi seven bir tane insan yok. hepsi öküz.

hayatımda tanıdığım çoğu insanda,arkadaş olarak adlandırdığım sözde arkadaşlar, öküz hepsini çıkardım hayatımdan, ihtiyacım yok sizin gibi öküzlere, çiftlik işletmiyorum sonuçta.
multilingual olmak ne kadar süper bir şeymiş ya. birisiyle japonca konuşuyosun, birisi ile ingilizce, sonra türkçeye falan geçiyorsun, üzerine norveççe serpiyorsun. ay muhteşem.
en ufak sorunları bile gözlerinde büyütüp kendi çözemeyen, karşısındaki insanlardan da onların sorunuymuş gibi "ah vah" etmesini bekleyen kişilerden haz almıyorum.
seni özlemek bile çok güzel içinde sen olduktan sonra dedim kendi kendime.
zaten seninle yanyana uyurken bile rüyamda seni görecek kadar özlüyordum. sanki benliğim vardiya yaparmışcasına.
instagramdan takip etmediğin halde her hikayeme bakan ilk kişi sen oluyorsun. uzaktan izlemek, kendine ve bana acı çektirmek çok mu hoşuna gidiyor? hayır biliyorsun kizla attiğim fotoğraf sadece seni kışkırtmak için olduğunu neden hikayende gönderme yapma gereksinimi duyuyorsun.
dinlemedin beni hiç bir zaman. kendini dinleyecek cesaretin yokki beni dinleyesin zaten.
özlüyorum be oğlum anla artık şunu. sende köpek gibi özlüyorsun ne diye bu işkence ikimize. gel yine kitap okuyayim sana, gs-fener maçlarında kavga edelim, film kavgasi yapalım yine. mesela ben sana yine şiir yazayim.
ne olacak benim bu halim bilmiyorum özlemekten yoruldum gibi bir senin varliğina tutunuyorum işte.
paçamdan akan hüzünler kahveme karışıyor bilincindesin değil mi?
cok guzelim ama dertliyiz be kahpe dunya yiktin beni serefsiz adı kopek dunya rabbim hemen dunyayı yok et nolur allahim bu aciyi kaldiramiyorum artik bu yuku bedenim tasiyamiyor allahim batsin dunya bat dunya bat yok et evreni yarabbim insallah cok guzelim ama degerimi bilen yok dertler derya olmus kahpelerin dunyası bu dunya yok olsun allahim lutfen yik bu dunyayı serefsizlerin ustune kahrol kopek adi pislik dunya
uyurken birilerinin bana sarılması içimi daraltıyor, sıkışıyorum nefessiz kalıyorum, bu aile üyelerimden biri bile olsa. insanlara sarılmayı çok sevmeme rağmen... sevgilim olursa ne yapacağım diye düşünmeye başladım bu sarılma konusunu. neyse, önce bi tane bulayım da sonra hallederiz. bazen dating app lara sadece daddy ler lütfen yazmak istiyorum ama sonra potansiyel genç taliplerimi kaçırmaktan korkuyorum ve vazgeçiyorum. görünüşü maskülen sesi feminen biriyim ama buna rağmen feminen insanları genelde reddediyorum. bu yaptığım yüzsüzlük mü bilmiyorum ama özellikle feminen aktifler ilgimi çekmiyor. ayrıca maskülen seven birine kendimi beğendirmek istediğimde sesimi olduğundan daha maskülen çıkarmaya çalışıyorum, bu yaptığım alçakça biliyorum ve yapmamak için özen göstereceğim. sonuçta neysem oyum, feminenlikle asla bir sorunum yok. belki feminen aktiflerle de en azından denemeliyim.
neden hala 25 yıl önceki itiraflardan seçildiğini anlamadığım seçmelerin olduğu yazının kaynağı olan başlık. yeni itirafları beğenmiyor musunuz ?
her şeyi geride bırakıp kaçtığımı, bir şeylerden kurtulduğumu sandım. şehir değiştirince, uzaklaşınca bir şeyler geçecek sandım. hep aynı oysa ki. aklımızın içinde ne varsa, gittiğimiz yere onu da götürüyoruz. korkularımız, tedirginliklerimiz, mutsuzluklarımız hepsi kafamızın içinde.

artık kendi içime kapanıp, kozamı örüp, herşeyi düzeltmek istiyorum. sonra o kozadan çıkıp hayatımı daha güzel, anlamlı ve güçlü bir şekilde yaşamak istiyorum.
bi donemler de deger verdigim bir insanın hornet profilini incelerken takipciler kısmında sözlük yazarlarından birisini görmüştüm. o yazarı her gördüğüm zaman geldi yine tipini siktiğimin karikatüründeki ablanın hal ve tavrını alıyorum.
altıncı günde yanına gideceğim ve her şeyi söyleyeceğim, ama cesaret bir geliyor bir gidiyor. hiç konuşmamaktan daha çok, gerçeği çarpıtılmış bir şekilde açıklamaktan pişman olacakmışım gibi geliyor.
tecil için askerlik şubesine gitmem gerekiyordu. ama öğle arasına girdi şube ben vardığımda. south park karakterleri gibi giyinmiş, şubenin açılmasını beklerken şarkı söyleyesim geldi. "oh thunder in my heart. these razors cutting sharp..." diye mırıldanırken beni gizli bir ajan sanıp üstün teknoloji iletişim cihazları ile başkalarına rapor verdiğimi düşünerek öldürmelerinden korktum ve şarkı söylemeyi bıraktım. keşke devam etseydim de "i won't you let me die." kısmını getirebilseydim. belki bunlar olmazdı. *
seni takdir ediyorum, sana güveniyorum ve seninle birşeyleri paylaşmaktan hoşlanıyorum, kimseye vermediğim tavizleri ve kimseye için almadığım insiyatifleri senin için tükettim, umarım beni yarı yolda bırakmaz, insanlara olan güvenimi bitirmezsin. aklımdaki tek düşünce bu işin sonunda dost mu olacağız düşman mı merakla bekliyorum. bu işin sonun beni de şekillendirecek, bundan sonraki hayatımla ne yapacağımı belirleyecek, bu sorumluluğu kimseye vermezdim ama sen istedin.
allahim benim gunahim neydi de boyle bi gun yasatiyorsun bana sevgililer gunu ve benim sevgilim yok cillik cilliga aglayasim var yalnizliktan biktim artik dayanamiyorum cok guzelim ama sevgilim yok allah cirkin sansi versin amin
allahım neden bu kadar namusluyum? tam bi namus kumkumasıyım.
kıskancım. kompleksliyim.
  • /
  • 181