ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
1111. entrymi giriyorum şu an. çok duygusalım sözlük.
istediğim hayat bu değildi sözlük hem de hiç değil....
ofiste hergün mutlaka bir kaç tane azis şarkısını peşpeşe dinliyor ve dinletiyorum. kim bu die sorduklarında bulgar bi şarkıcı yeni çıkmış diye geçiştiriyorum. videoları görseler saçımı başımı yolarlar.
itiraf ediyorum bazen bear olmaktan hiç hoşlanmıyorum.
geçenlerde kilisiye gidip dilek tuttum. mumu dikmemle sönmesi bir oldu.

(bkz: tanrı beni kutsamiyi)
itiraf ediyorum dark bear ın entrylerini özellikle şukulamıyorum. adam birinci sırada zaten. yeter. gözü doysun.
göt kadar ilçede bile hafif şişman kpss maduru abinin biri elinde eşşek kadar lgbt yazısıyla (tükenmez kalemle yazılmış) kütüphaneye gelip herkese açık tutabiliyorsa bazı insanlar çok cesur sözlük. imrendim sözlük.

*
köpek gibi halı saha maçı yapasım var. gaylerin en nefret ettiğim yönü futbol sevmemeleri. futbol seven gay görünce sevinçten deli oluyorum. ama ciddi ciddi anlayıp seven. sözde değil.
ölümüm halinde cesedimin kadavra olarak kullanılmak üzere herhangi bir tıp fakültesine bağışlamayı düşünüyorum ve istiyorum ama ailemin buna ılımlı bakmayacağını ve isteğimi yerine getirmeyeceğini biliyorum . (bkz: kadavra )
3 haftadır zaman geçirdiğim, hoşlandığım adam 1 haftalık antalya tatiline çıktı. varmasını beklerken telaşlandım, uçağı 2 saat rötar yapmış oysaki. aklım hep onda. çok yoruldu son 1 aydır, güzel bir tatil yapmasını ondan daha çok istiyorum.
böcek görmekten gına geldi. yağmur ormanlarındayım sanki.
bir angaralıya yandım allam o da beni sevsin .
bir bayram gezmesini daha akrabalarımdan tiksinerek tamamladım
birazdan anlatacaklarım gerçekten kulağa çok çocukça gelecek:

böyle '' babasının cici kızı '', işte pısırık ama sosyal medyada kendini carrie- dahasını minik bir blair waldorf sanıp bütün gün bunlar gibi paylaşımlarda bulunan 2.sınıf kızlardan gına geldi. zaten bu tarz özenti insanlar her ortamda belki güven/vizyon vs eksikliği ile kendini belli eder genelde.şimdi bir insana böyle demek doğru olmayabilir ama 20 küsür yaşına gelip de hala bu tarz özentiliklerde olunması beni ciddi anlamda irrite ediyor, bunların ne bileyim lisede kalması lazımdı üniversiteyi bitireceksin neredeyse amk. yalan değil kurgusal da olsa yeri gelip benim de hoşuma giden karakterler var ancak dürüst olmak gerekirse bu tavrımın bir kere benden sırıttığını(bir erkek olmama rağmen) duymadım, böyle bir imitasyon durumu söz konusu değil şu kız tipi gibi. lisede az hakkından gelmediğim, ağzının payını verip o zamanki tabirle ''piyasadan sildiklerim' olmadı değil hani. yanlış anlaşılmasın zorba biri olmadım tam tersi zorbalarla uğraşa uğraşa bu tavrı edindim. kız gelmiş ben ve kiraz küpelerim diye fotoğraf paylaşıyor ama sonrasında 50 shades of grey'den seksi paylaşımlar fln hani noluyoruz yani hepimiz evde ayıcıklı pijamalarınla ve ''ayyy kerem bursin çok tatlıaaa yhaa'' tarzı ergen içinle farkındayız, yapma etme.

bu tarz kızları karşıma alıp '' bak canım sen blair değilsin, ezik sevgilin de bir chuck bass değil, asla olamıcaksınız o yüzden siktir ol git'' diye silkeleyesim var. ama bu bitchliği yapınca (ki yapmışlığım da vardır zamanında) hemen bir uuuuv gaddar diye tepki alıyorum.

işte bu ikilem beni bitiriyor, i mean gurrrrl diyerek bu olaya parmak basasım var.
gündüz yarı saat kestirdim diye bu saate kadar uyuyamadım. adalet nerde.
utanınca yanaklarım fütursuzca titriyor . çok utanıyorum sözlük , çok titriyor yanaklarım .
2 gün içinde film gibi bir zaman yaşadık/yaşadım.
geçen gece rüyamda sevgilimi brenda?ya üye olmuş gördüm. oradan girdi aklıma bende üye oldum bakalım orada mı diye, sonra baktım yurtdışındakileri göremiyorum hooop para ödedim kontrol edebilmek için. günahını almışım halbuki. o sırada da yazanlara sevgilim burada mı diye bakmaya geldim gidicem yazdım, evet o manyak karı tam olarak benim.
birkaç önceki itirafımda, 4 yıldır beraber yaşadığım kuzenimin evleneceği ve bu hazırlıklar çervevesinde olanlara bakış açımı, daha doğrusunu insanların bu sıradan mutlu olup aile kurma olgusuna ilk elden tanık olduğum için şaşkınlığımı anlatmıştım.

çocukluğumdan beri ne olduğumu bildiğim için hiç öyle evlenip, beyaz çitli bir evde oturayım hayalinde olmadım. nedense benim hep aklımda kariyer vardı. bu doğrultuda yalnızlık beni pek etkileyen bi faktör olmadı, yanımda arkadaşlarım veya meşgul olduğum uğraşlarım vardı herhalde hep bi şekilde bu konuyu öteledim-görmezden geldim. çünkü yıllardır beynimi yıkayan klasik amerikan romantik komedilerinden midir yoksa kendimi hep farklı-öne çıkan biri olarak gördüğümden midir aşk konusunda bir şey olucaksa böyle doğru zamanda ayağıma kadar gelecek, her şeyin yerli yerine cuk diye oturduğu efsanevi bir şey olacağını düşünürdüm.o yüzden hep bekledim. şu kadarını söyleyeyim ki, beklemekten ve dahası bekletilmekten ciddi anlamda rahatsız olurum.

üniversitede her şey planladığım gibi gitmedi, hala da gitmiyor. son 2 yıldır sürekli başarısızlık, sürekli ucundan olayı çevirip günü kurtarmakla debeleniyorum. yani hep kendimi şartladığım kariyer olgusu çok uzak. bu yalnızlık hususu da son 6 ay/1 yıldır pek kafamı kurcalamıyordu ama üniversite arkadaşlarımın %90sının b planı olduğumu görünce, herkesten kendimi çektim-daha doğrusu herkese bana geldiği kadar gittim, kendi kendimin en iyi arkadaşı olmayı öğrendim. geçen yaz gibi gerçekten zor geçen bir zamanımı da bir anlamda böyle atlattım- daha doğrusu gögüsleyebildim. bir anlamda yalnızlık bütün vücudumu kaplayan bir şey olmaktan çok bi yerimdeki ağırlığa dönüştü, ben de bunu taşımayı öğrendim.

dediğim gibi belki benim hayalperestliğim/yüksek beklentilerimden ötürü, özellikle de bu ülkede asla bizim gibiler için o klasik-sıradanlanmış mutluluk resminin asla olmayacağı inancıyla büyüdüm ( belki de bunu yaşayanlar tabiki olabilir ama benim gözümde nereye kadar?). bu sebeple de gerçekten evlenip-çoluk çocuğa karışma, bir yuva kurma hayalinde olmadım, ilerki bir günde olsa bile. out olmadığım için zaten aşk hayatım desen sıfıra sıfır, üzerine bi de şakayla ailemden gelen ''sıra sende'' söylemlerine keskin bir şekilde alttan mesajı vermek istesem de ''ben asla evlenmeyeceğim benden beklemeyin'' diyerek böyle bir olayın gerçekleşemeyeceğini hem onlara hem de kendime bir anlamda kabul ettirmeye çalıştım-çalışıyorum.

sonra birkaç hafta önce youtube'da gezinirken get up australia'nın marriage equality için yaptığı şu videoya denk geldim :

işte zaten ne olduysa her şey o zaman oldu. temelinden çekilen bir jenga gibi bir anda yığıldım kaldım, dağıldım. benim zaten bu konuya bir inancım yokken, kurgusal da olsa böyle güzel, böyle manalı bir şeyi görünce bir olasılıkta bunun gerçek olabilitesini düşündüm, sonra aklıma diğer bütün negatif şeyler geldi. iyice dalgalandım. sonrasında önümdeki birbirini seven iki insana baktım. kafam daha da bulandı. kuzenimle hiçbir zaman et tırnak bir ilişkimiz olmadı, onun mutlu olması, düzgün de biriyle görünce böyle şu hayatta en nefret ettiğim şeylerden biri aklıma geldi:

karşında bir şey var, ona ulaşabilicek gibisin ama ulaşamıyorsun,dokunamıyorsun.

bu avcunla yakalayabileceğini sandığın ama (asla) sahip olamayacağın şeyin ''düz'' versiyonunu böyle gözlemlemek, daha doğrusu onların bu mutluluğunu paylaşmak her ne kadar gerçekten onlar için sonsuza kadar mutluluğu dilesem de kendi adıma beni daha da yalnızlığa götürüyor gibi. dahası, başkalarının mutluluklarıyla mutlu olan/onlara uzaktan bakan o karaktersiz insana dönüşümek korkutan beni.
* eşcinsellerin de kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvence altına alınması şart. recep tayyip erdoğan 2002 *

* eşcinsellerden de eşitlik ve evlilik hakkı tanınması için yoğun talep geldi. istiyorlar diye verecek miyiz? burhan kuzu 28 ocak 2008

* ben eşcinselliğin biyolojik bir bozukluk, bir hastalık olduğuna inanıyorum. tedavi edilmesi gereken bir şey bence. selma aliye kavaf 7 mart 2010

* lgbt durum normal dışı bir davranıştır. kadının kadınla, erkeğin erkekle evlenmesi bir hak değil bilakis cinsel kalıpların tersyüz edilmesinin marifetmiş gibi ortaya koyan toplumsal bir bozulmanın önünü açan bir uygulamadır. türkan dağoğlu 29 mayıs 2013

* eşcinsellik yüz kızartıcı suç böyle polisler ayıklanır. içişleri bakanlığı 16 haziran 2014

(bkz: bilmem anlatabildim mi?)
  • /
  • 181