çorap

yumuşak ayak kabı, ayak eldiveni.
kış aylarının vazgeçilmezi. "kafanı serin, ayağını sıcak tut" der eskiler.
yaz kış hiç ayağımdan eksik etmediğimdir. çoğu kişi yadırgar ama yatakta bile ayağımdan çıkartmam. *
en çok kaybolan giyisi,sırf bunun için icat edilmiş olduğundan süpheleniyorum.

icateden: abi bir şey icat ettim ayaklarına giyiyorsun sıcacık tutuyor.
adamın biri: hani la bakayım.
icateden: abi bak işte ayağımda anaaa bunun teki nerede la,şimdi ayağımdaydı halbuse.
başa örülenleri de mevcuttur
pijamanın üstüne çekildiğinde huzur verir, güvende hissettirir.
ismi bile aşırı seksi. çorap. sonra ayaklar, ardından baldır ve kalçalar...

bir çift etli hoş ayağın üşümemesini sağlayan, tercihen beyaz olmasını istediğim güzel şey.
farsça'dan dilimize giriktir.
en sık satın aldığım giysi türüdür.
baldırı tutan lastiğinin gevşemesi ve renklerinin birkaç yıkamadan sonra çabucak solması sinirimi bozar.
'' aç değil açık değilim
kaçığım çorap gibi kış gününde
ufaldım ezildim,öldüm de dirildim ah önünde.
neden istiyorsun uzaklara gitmemi,neden?
götürmedin bi çay bahçesine.
ne bir sinema, ne de burgazada oldu ömrümde.

içi su dolu odalarda boğuldu cümleler de...
ayrılmak için aradığım cümle nerde ?
kutularda, bavullarda ve kolilerde.
ayrılmak için aradığım cümle hangi çekmecede?''

efsane bir kalben sağdıç şarkısıdır.
20 denye, siyah, arkasından şeritli, mümkünse fiyonklu ve üzerinde aksesuar olarak da ayı pençesinin yaptığı baskı.
işte çorap dediğin bu olur, bütün gün ayakkabı içinde kalmış mantarlı kokmuş bez parçasından mı konuşuyordunuz yoksa. *
donların alt kat komşusu, tekinin sadece armut tarafından bulunduğunu düşündüğüm ayak hedesi.
kalbenin bu hafta çıkardığı ilk albümünün bizi karşılayan 1. ve albümdeki en sevdiğim şarkısı.

çorap

aç değil açık değilim kaçığım çorap gibi kış gününde
ufaldım ezildim öldüm de dirildim ah önünde
neden istiyorsun uzaklara gitmemi neden götürmedin bi çay bahçesine
ne bir sinema ne de bir burgaz ada oldu ömrümde
içi su dolu odalarda boğuldu cümlelerde
ayrılmak için aradığım cümle nerde
kutularda bavullarda ve kolilerde
ayrılmak için aradığım cümle hangi çekmecede

bilek hizasında biten boy çorap severlerin yaşadığı dramı uzaktan izleyenler anlayamaz.
üretici firmalar bilekte biten çoraplarda ne yazık ki standart yaratabilmiş değil. bazı firmanın çorabı ayakta ilk giydiğin gibi durmuyor ve tendonun ayakkabının arka kısmıyla temas ediyor yürürken. daha uzun modelleri seçtiğinizde ise gereksiz uzun olup, uzun çorabın aşağı düşmüş görünümü verdiği için sürekli bir görüntü kirliliği oluşturabiliyor. ideal boy çorap bulunduğunda da geri gidip bir deste alasınız gelmesi doğaldır. ancak en rahatsız edeni, bulduğunuz modeli muhtemelen seneye o firma değiştirecek ve yeniden aramaya zorlayacak sizi. bitmek bilmeyen konfor arama savaşı böylelikle her kıyafet sezonu kendini tekrar etmektedir.
bir de bunların bacak incelten versiyonu olduğunu duyduğum giyim eşyası.
dolaşım sorunu olanlar için de dolaşımı düzenleyeni, bilekte iz yapmamaya ayarlı lastikli versiyonları bile vardır.

son dönemlerde camiamız için gökkuşağı renkli bolca çeşit üretilmektedir, demek ki üreticiler de bizdeki çorap fetişistliğinin ayırdında.