doktor

aslında bu mesleğe bir zamanlar saygı duyduğumu, sempati beslediğimi belirtmeliyim. öğrenci iken, biseksüel bir tıp öğrencisi ile sevgili olmuştum. birkaç ay. sonra yapamayacağım ben erkekler ile galiba deyip gitti. ilk zamanlar; beraber hayal kurardı, msf'de çalışacak (sınır tanımayan doktorlar) afrika ya da suriye'nin topraklarında, çaresiz insanlara yardım edecek az para ile, ben de onun yanında gönüllü psikososyal destek filan verecektim. güzeldi hayallerimiz. hatta roboski katliamı olunca; o isteyerek oralara gitmişti. kaç merak kaç endişe yaşatmıştı bana. seviyordum biraz da, küçük, tombul, kara gözlü, yardımsever sevgilimi. neyse, gezi zamanında bir kadına tutuldu, ya da kadınlar tarafından artık beğenilebileceğini farketti, ya da hiçbiri bitirmeye yönelik okuduğu arkadaşlardan "bu işte güzel para var " diyenlere takıldı, terk etti beni. aşk acısını bilirsiniz. ne yapılması gerekiyorsa yaptım.

ta ki ben de güzide memleketimin taşrasında bir hastanede işe girene kadar. hiçbir doktor, küçük tombul eski sevgilim gibi değildi. böyle, ayrı yemekhanelerde, ayrı odalarda çalışıyor, suratımıza bakmıyor, işi düşerse yanına gelip halledip gidiyor, maaşlarını inanılmaz titizlikle hesaplıyor, herkes onlardan bir şey çalacak sanıyor, kandırıyor, şiddete uğramaları kesinlikle kabul edilemez, işte o dönemde, o kadar midem bulandı ki, hatta bir doktor seni bu hastaneden gönderecek kadar gücüm var, ne idüğü belirsiz, ve bir başka doktordan da mabel matiz için "kırık la bunlar"dan sonra artık hiçbir doktor ile muhatap olamadım. küçük tombul eski sevgilime artık yazamaz oldum, mektup atardım ona halbuki. onun da böyle olacağı hissi kabuslarıma girdi.

sonra unuttum onu. kendiliğinden. o görüşmek istedi. şehrime geldi. gittim. ama soğuk davrandım. kendiliğinden. sevişmek istedi. daha da tiksindim. giderek onlara benziyordu, "yatağına herkesi atabilecek kudret". zaten dedim, msf filan hikaye, seninle ayrılırdık eğer devam etseydik. anlamadı.

şimdi de, yaptığım işin gereği muhatap olursam olmaya çalışıyor, bazen stajyer sekreter kimi bulursam onunla aracılık ediyorum. ama bir "tanrı egosu" varsa, şüphesiz ki onlar buna sahip. yine de kızamıyorum.
sevgili kelimesi ile yanyana gelmesi benim tarafımda yasak kelime. :) olmaz olmaz sizden sevgili olmaz.
hani hem manevi hem de maddi olarak tatmin eden tek meslektir diyebilrim.

hayat kurtarırsın. süperman. insanlar bir ton para verir. paralı süperman.
beni türk doktorlarına emanet ediniz.
bugüne kadar hep savundum bu insanları. bizim canımız onlara emanet. ama yeter! bu ülkede herkes çok çalışıp asgari ücretle çalışırken bunlar çok çalışıp çok kazanıyor. diyorum ya sonuna kadar hak ediyorlar diyordum. ama artık yeter!

karşılarında kim olursa olsun sen demeleri, her hastayı aşağılamaları ne terbiyesiz insanlarsınız siz! nasıl diğer insanlar köle gibi çalışıp 3 kuruş alıyor bunlara da onu yapacaksın, muayenehane açmayı da zorlaştıracaksın gör bak nasıl insan oluyorlar! hadsizler!

ne demiş atalarımız. okumakla adam olmuyor!
bugün okumuş bir öküze denk geldim. içim soğumuyor terbiyesiz! aslında tüm devlet kurumları çalışanlarına ağır cezalar getirilmeli. hepsi halka it gibi davranıyor. pislikler!
"hekim"dir... "doktor", herhangi bir alanda "doktora" yapmış olana verilen ünvandır... yazıktır... doğrusunu kullanalımdır...
bu ülkede deger verilemeyen insan topluluğu. gece gündüz çalısırlar. yine de fayda etmez. sonra aptalın, malın, zarar vermekten başka bir halta yaramayan varlığın teki bu güzel insanlara zarar verir. kimsenin konuşmaya hakkı yok doktorlar şöyle böyle diye. kimse bilmediği konular hakkında yorum yapmasın.
aramızda var mı bilmiyorum ama özellikle devlet hastanesinde çalışıp nefret ettiğim birtakım kişiler mevcut çok uzun zaman oldu devlet hastanesine gitmediğim ama tavırları aptalca kavaga etmişliğimde var kendileri ile. sen oradaysan ilgileneceksin eğer üff püüff off diyosan çok affedersiniz de siktir olup git.... çok sinirleniyorum böyle durumlara
çok kaba insanlar oluyor çoğu. tipik türk insanı.
son dönemde olup bitenler ve çalışma koşulları konusunda haklılar bence. özellikle şu devlet hastanesindeki 5 dk olayı çok saçma.

covid döneminde tüm sağlık çalışanlarıyla birlikte yaptıkları için de minnettar olmama rağmen, bir yandan da işlerinin zaten bu olduğunu düşünenlerdenim. nasıl ki bir pilot uçağı yere sağsalim indirmek için onca zaman eğitiliyorsa, yani bir anlamda aslında riskli durumlar için o kadar eğitim alıyorsa, aynı durumun bu meslek için de geçerli olduğunu düşünüyorum. tamam abi hepinize minnettarız ama yani siz zaten bu ortam için eğitilmediniz mi? sanki bakkalı iki günde eğittik de önüne hasta koyduk. kimse kusura bakmasın da durumu ekmek yaptığı ve bize parayla sattığı için gidip fırıncıya teşekkür etmekle benzer görüyorum.

bazı alanlardaki doktorların da aslında yaptığı işin falcılıkla dolandırıcılık arasında bir yerde olduğunu düşünmüşümdür, özellikle özel hastanelerde veya tıp merkezlerinde genellikle karşılaştığım durum hep bu oldu. cinsel yolla bulaşan hastalıklar endişesiyle gittiğim bir doktora dedim ki bana ne test varsa yapın, adam yüzüme bakıp "kardeşim burası açık büfe mi?" dedi. yani abi kusura bakma da bir doktor olarak sen de bana karşı bu kadar laubali olamazsın. hiv testi yaptırmak zaten apayrı bir olay, hastaneye ya da bir merkeze gittiğinizde herkes sanki ilk defa seks yapan bir erkek görmüş gibi birbirlerinin yüzüne bakarak sizi daha fazla yolmaya çalışıyor ve gereksiz yere ayrıca doktor ücreti ödüyorsunuz. saç dökülmesi problemi için gittiğim doktor diyor ki "hayatta bazı şeyleri kabullenmen gerekiyor". ulan gerizekalı, sen saçlarını uzatmış yana taramış ve kelini saklamaya çalışmışsın, senden mi öğreneceğim kabullenmeyi, sen daha kendin kabullenememişsin. bunun gibi salaklar yüzünden rahatsızlığımı çok sonra öğrenebildim ve bana gereksiz yere para ve zaman kaybettirdiler.

kimsenin kazancının derdinde değilim ama bazı şeylerin de bedeli olduğunu düşünüyorum. yani bmw mi kullanmak istiyorsun? bilmem nerde mi oturmak istiyorsun? am üstünde göt mü sikmek istiyorsun? nusret'te et yedikten sonra cappuccino içip puro mu yakmak istiyorsun? abi ya bu sene tulum'a gittim dalmaya, ben sevmiyorum başka yerleri diye ortamlarda konuşmak mı istiyorsun? ya da ne bileyim, valentino mu giymek istiyorsun? üzgünüm dostum ama sen zaten bunları yapmak istediğin için bu mesleği seçmişsin ve zaten mesleğin de sana "yüksek hastalık riski" nedeniyle fazla ödeme yapıyor.

bu dediklerim her doktor için geçerli değildir elbette, kimsenin de hakkını yemeyeyim şimdi. ama bir doktor yanına utana sıkıla girmemi, bana karşı ego yapmayı, lütfedip bana baktığı için ona fazla para ödememi ve sonrasında da teşekkür edip ona minnettar olmamı bekliyorsa, çok bekler abicim. ben böyle biri değilim.
bir de pornoları vardır ki tadından yenmez. sırf önlük.
bazıları ile doktorculuk oynamak istiyorum.
  • /
  • 2