duygusal açlık

maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinin üst basamaklarında yeri vardır.
fakat, alt basamaktaki fizyolojikler tatmin edilmeden, bu üst basamaktaki ihtiyaçların doğmayacağı ileri sürülür.
(ben teorinin yalancısıyım)
karnınızın doymuş halde olmasına rağmen hüzün, öfke, stres, can sıkıntısı gibi durumlarda oluşan yapay açlıktır.

ayrıca osho der ki :"yemeğe duyulan saplantı bir sevgi ihtiyacıdır. yeterince sevilmiyorsan daha fazla yersin. seviyor ve seviliyorsan daha az yersin. çocuk başta besin ve sevgiyle aynı anda karşılaşır. aynı memeden, aynı anneden besin ve sevgi alır. besin ve sevgi ilişkidedir. mideyi yemekle doldurmayı bıraktığın zaman bir başka şeyle doldurmaya başlarsın.
şahsımın içinde olduğu durum çok uzun zamandan beridir yaşıyorum bu durumu. hiç sevgilim olmadı kız veya erkek olmasını istemedim platonik oldu ama cesaret olmadı birde bu gay olmanın verdiği gizlilik hali daha yalnız hissettiriyor ecelimi bekliyorum.
kalp kırıklıklarını bedensel samimiyetsizliklerde geçici süreliğine onarma çabasıyla arttırılır. hani kırılan kalpler onarılmazdı!

(bkz:doğru insan)
eşcinsel hayatlarda duygusal açlık sınırı; bi çay içip iki sevişip üçüncü kişinin kollarında son bulmaktır. ne yazık ki gay ortamı duygusal açlığın afrika'sıdır.
duygusal açlık sonucu ölümü bekliyorum
4.5 aydir kimseyle gorusmuyorum. ve bu surede kendime daha fazla yoneldim ve sunu anladim; seks benim arayisim degilmis ya da tek gecelik iliski bekleyen insanlarla yatip(ki yattigim kisilerin sayisi bi elin parmaklarini gecmez) sonra da bir seyler beklemek yapilacak en buyuk hataymis. ha bir de su var aslinda insanin niyeti onceden belli oluyor, yani ne bileyim konusmasindan halinden tavrindan anlayabiliyorsunuz. ve sunu demek istiyorum:

ne olur artik karsilikli olarak sevebilecegim biri ciksin karsima. kotu bi insan degilim ki buna ben karar veremem ama en azindan oyle dusunuyorum. fakat neden yok neden? hic anlamiyorum.