garsonların genellikle çok yakışıklı adamlar olması

anam neden böyle bilmiyorum ama bilhassa bar veya rastaurantlarda böyle garsonlarla karşılaşıyorum. ama yani yakışıklılıktan kastım da öyle sıradan değil, bayağı mankenlere bile taş çıkartacak cillop gibi adamlar...

hele bir tane var sürekli gittiğimiz bir barda, adam dünya ahiret kocam olsun.. adama çevremdeki tüm evde kalmış kız kurusu arkadaşlarım ve ben de dahil tüm gay arkadaşlarım aşık olduğumuzdan, adamla zorla kanka olduk... tezgahta seçilmeyi karpuz misali adama kendimizi sunduk, "kız istiyorsan kız al, erkek istiyorsan erkek al, seçmek senin hakkın erkek güzeli" dedi grubumuzdaki en kaşar kız arkadaşımız. adama hepimiz aşkımızı itiraf ettik, bir kere de götün kalksın be adam, bir tepki göster, gayet mütevazice gülümsedi... 25 yaşında, döşü kıllı, esmer, kirli sakal, kara yağız, kara kaş, kara göz, atletik bir vücut... bir de muhabbeti var o kadar tatlı ki... gene bardayken, bu servis yaparken dün akşam:

psk2: üfff sana hasetliğimden şu yeşil bluzundan aldım, ama sana yakıştığı kadar bana yakışmıyor. v yaka bluz herkese böyle kolay kolay yakışmaz bebeğim. * *
garson: giderim var mı la, doğru söyle ahahaha
psk2: ya o değilde, ne zaman seni görsem hep bu bluz hep bu hırka. bebeğim kokarsın, azıcık başka şeyler giy. (madem hiçbirimizi kabul etmedin, alacağım intikamımızı)
garson: aynı bluzun aynı renginden tam 6 tane var, hırkadan da 2. dolayısıyla hep aynı şeylerle görüyorsun.
psk2: (güya ben laf sokmaya devam ediyorum) niye bebeğim, ucuzluk mu vardı? ahahaha (gruba dönerek gülüyorum, onlar da gülüyor)
garson: herkesin bir tarzı vardır psk2ciğim. şıklık demek çeşit çeşit kıyafet demek değil, tarz demektir. çeşitliliğe gidersen çakma olursun, tarza gidersen özgün olursun. hadi afiyet olsun arkadaşlar. ben diğer masalara bakayım.

arkadaşlarım hep bir ağızdan koparken, ben boğazımda kalan meyve suyunu öksürmeye çalışıyordum...

sonra eve geldim, biraz bozuldum tabi. öyle işte...

patronların "insan içine çıkaracağız" mantığıyla eli yüzü düzgünleri seçmesiyle doğru orantıdadır.
doğrudur. efendim hatta gördüğüm en yakışıklı garsonu four seasonsda görmüştüm. genel olarak xlargeın garsonları yakışıklıdır. eelencede arada çok tatlı çocuklar çalışır. bir tanesine ilk görüşte tutulmuştum hatta. çok kırıtıyorlar ama tek yönde de bir anlığına çekici gelmiş olabilecek garsonlar bulunur.
"seni sevmiyorum, seninle oyun oynadım, bunu anlamadın mı hala? sen benim makyaj masrafımı bile karşılayamazsın."
çok ama çok mantıklı işletme stratejisi, sadece garsonları görmek uğruna gidelecek mekanlar vardır, onların size servis verirken gözünüzde canlanan karaler uğruna * tonla hesap ödemeyi göze aldırır, hele,hele bu garsonlar birde maymun dahi sıksa potansiyel sex tanrısı olabilecek türden parfümler kullanıyorsa o garson kesinlikle lavobada falan sıkıştırılabilir ve bu hayal için bile hergün o mekana abone olunabilir.
'' garsonlar birer askıdır, sadece elindekileri taşır '' diyerek tepki gösterilecek başlık. sadece yiyeceğiniz önünüzdekilere odaklanmanız gerekir, yiyemeyeceğiniz arkanızdakilere değil. *
siz hiç kebapçıya gitmediniz ; anlaşıldı
walla öyle geçen sene iskenderunda bi kafede gördüğüm nargileden sorumlu garson beni deli etmişti 1 yıl boyunca o kafeye servet ödedim hergün nargile içe içe ciğer kalmadı sonunda izmire gitti bende mal gibi kaldım.
adana için pek geçerli olmayan gözlem. fakat ankara'da o kadar çok yakışıklı garson görmüştüm ki kültür şoku yaşamıştım.
özellikteki ot kafe'deki sarışın garson, evet evet sen.
+hoş geldiniz, ne alırdınız?
-seniii!!
+pardon anlamadım?
-yeni diyorum. yeni çıkmış, önerebileceğiniz ne var? (bkz: çevir kazı yanmasın) *
giydikleri beyaz gömlek , koyu kumaş pantolondan olabilir .
gittiğim mekanlardan kaynaklanıyor olsa gerek çok yakışıklı bir garson görmedim.
insanın abazanlığıyla doğru olarak algıladığı şey olsa gerek. yakışıklı gelirler. tüpçü de yakışıklı gelir, sütçü de yakışıklı gelir. mahallenin bakkalı bir içim sudur zaten. sakin.
bunların bir de çırılçıplak gay versiyonları var. dolayısıyla mal varlığı da yüzü kadar yakışıklı oluyor ki siparişi verirken nereye odaklanacağını şaşırmak oldukça normal. yine de sorun değil zaten bak elle diye koymuşlar onu oraya. gönül isterdi yakın bir yerde olsun hep gidip görelim ama malesef bir schengen vizesi sıkışmış araya.