gökkuşağı

anadolu'nun bir çok yerinde ebemkusagi adi da verilen gökyüzüne kurulu çiçekli çelenk. çocukken, altindan geçildiginde oglan çocuklarinin kiza, kiz çocuklarinin oglana dönüsecegine inanirdik..
içinde olmayan tek ton pembedir. bunun nedeni de, doğada pembe rengin var olmamasıdır. beynimiz bu rengi kendi üretir. pembenin bir dalgaboyu yoktur.
sünger bob'un "hayal gücüüü" derken elleriyle yarattığı şekil. biri gökkuşağı deyince aklıma ilk bu geliyor. sünger bob da bizden demek ki.
güneş ışığının kırılması. yedi renk olması şart değildir. sadece kırmızı, sadece sarı gibi şekillerde enderde olsa görülür.

lgbt felsefesi için nasıl ve kimlerin önerisiyle seçildiğini merak ettiğim bir doğal harika-şaka!
ha bize yakışmadığından değil, böylesi güzel bir sembolün nasıl keşfedildiğindeyim ben...
aslında insan renkli bir varlıktır ve gökkuşağı tüm insanlığı temsil eder. ama nankör insan kendinde olmayan, kendinden olmadığını düşündüğü farklı renkleri sevmez diğer yandan da. beyaz ya da siyah olsun ister her şey; gri olmasın. o yüzden gökkuşağı şablonlara hapsolmuş zihinler için renktir ama fazladır.
insanın içine bir huzur, bir ümit, bir neşe salan canım kuşaktır. gökte de olsa güzeldir, yerde bir su birikintisinde de. ama tabii en güzeli bizim içimizde olanıdır.
tevrat'a göre adonay'ın "insanlığı bir daha tufan ile yok etmeyeceğim" diye nuh'a verdiği yeminin belirtisi olarak gök kubbeye yerleştirdiği yayıdır. her gözüktüğünde tanrı, nuh ile içtiği andı anmaktadır.