hey gidi hey

bu akşam resmen 80ler 90lar gecesi yaşatan muhabbeti güzel kendi güzel aslan yürekli yazar.
gerçekten hoş sohbet biri...
günümüzün gelişen teknolojisine, yapılaşmasına inat aniden beliriveren ve yersiz kullanılmadığında tanıdık ve sıcak gelen meşhur vintage modasından hareketle bir hayıflanma sözü olan isminin hakkını başarıyla veren yazarımız.
(bkz:#57471) nolu entrysinden minicik pipisi olduğunu aşikar eden ancak özel mesajlarından kafalarda kuzeyin gönlü en geniş - temiz kalpli ibnesi imajını yaratan moderatördür. ayrıca da kendisine sana kırmızı çok yakışıyor demek istiyorum...*

ha son olarak bana bira borcu var, hatırlatmadan edemeyeceğim.*
sözlüğün en içi dolu girilerini giren, ne bileyim laf oyunları olsun falan çılgın attıran,ama düğün de oyun pistinde iki dönüp aman belim kırıldı, akıl fikir kalmadı diyebilen yazarcan. aklın fikrin nerede kaldı bilmiyoruz sanma senigidi fingirdek.
bazı entryleriyle beni gülme krizlerine sokan (bkz: çocukken yapılan saflıklar)*, artık kolay kolay bulunamayan çok afedersiniz ama dinozor olarak tabir edebileceğimiz güzellikte bir insandır kendisi.*
sözlüğün hayatıma katıklarından belki de en güzeli oldu bu yazarcan. kardeşim olsaydı en az şimdiki kadar sevebilirdim kendisini. hayatımda en büyük hayal kırıklığımı yaşadığım gün tek bir mesajımla derdimi dinleyen, iyi olmam gerktiğini söyleyen ve sonrasında da dostluğunu esirgemeyendir kendisi.* hayatımın her döneminde görmek isteyeceğim sayılı insanlardan birisi.
talihsiz bir tanışamama öykümüz olan yazar. bu kadar sıcak olamaz bir insan herhalde.
lisede rol aldığım şerafettin karadağ'ın yazdığı "hey gidi günler" adlı tiyatro oyunudur.
kuzu. tanıştık. tanıştıktan sonra buluşalım dedik neredeyse 1,5 ay sonra buluştuk ama nasıl anlatsam bilemiyorum. bu kadar hoşsohbet bir adam tanımadım. ayarıca iyiki var yahu.
yol arkadaşımdır kendisi. ve aynı zamanda bundan teee bilmemkaç sene önce* bugün annesi bu güzide varlığı dünyaya getirerek bize en büyük hediyeyi vermiştir. doğum günün kutlu olsun bebişim. her zaman o pozitif enerjini saç etrafa.... mutlu yıllar...
bu gün doğumuş yazardır. iyiki vardır iyiki bizimledir.
mon cher ami
c'est a ton tour
de te laisser
parler d'amour....

bon anniversaire...
2. görüşmemiz de gerçekleşti. hayat bizi zirvelerin bir parçası haline mi getiriyor yoksa? özlediğim yazarlar arasında sizlerde vardınız, nick altımı sen arabanın arkasına geç sana çarpsın ama ölme diyerek veda ediyorum.
yaşını hiç göstermeyen dünya tatlısı yazar.** kendisi yokeslinin dedesi ve yokesli de benim annem oluyorsa; dedem smokebl, hey gidi heyin çocuğu ve yokeslinin babası oluyor.** dolmuşa veya taksiye binmek yerine 7-8 km yürüdüğümüz süre içinde çok güzel dertleşme fırsatı bulduk.* her zaman beklerim, canın sıkıldıkça kop gel.*
ve gelelim sana... geçen sene haziran ayında bir telefonla başlayan dostluğumuzu nihayet yüz yüze görüşerek perçinlediğim ömrümün sonuna kadar hayatımda olacak sırdaşım, kardeşim, dostum... bu kadar sağlam bir diyalog kuracağımızın sinyallerini ilk konuşmamızda almıştım zaten. evine adım attığım andan itibaren rahat etmem için tüm imkanlarını seferber etmiş kendimi bir diva gibi hissetmemi sağlamıştır kendisi. eve dönünde attan inip eşeğe binmiş gibi hissedecek olsam da şimdiye kadar geçirdiğim en huzurlu, mutlu, eğlenceli ve güzel tatili yaşattığın için binlerce kez teşekkür ederim. hakkını nasıl ödeyeceğim bilmiyorum... canım benim...
kendisi çıtı pıtı olan yazardır.birçoklarının dedesi çıkmakla beraber nur yüzlü çok sevimli haklılar tam dede tipi. *ısınmam için eldivenlerini bana verdi ya o an kanım kaynadı işte.umarım yollarımız tekrar kesişir de şu meşhur hayat keşişliğinden biz de yararlanırız. *
her anlamda bir ayı olduğumu düşünen yazarcan. normal bir evin bir ayda tüketebileceği kadar kahvaltılık malzemeyi onda kalacağım 5 gün için almazdı diye düşünüyorum. yemek içmek bahane ben ruhen doydum* yanında. bazı insanlar için vazgeçilmezler vardır işte hey gidi hey de benim vazgeçilmezim. o kadar çok ortak noktamız var ki yanındayken bir saniye bile yabancılık hissetmedim... en kısa zamanda zengin milletveklili sevgilimi bulup ankaraya getiriyorum seni...
özledim özledim özledim dediğim yazar. bu hafta sonu gelmişken yanıma uğramazsan keserim dediğim yazar da aynı zamanda.
ve yine bundan tam bir sene önce 5 haziran günüydü... sevgilimin telefon konuşmamızda senden sıkıldım dediği o salı günü telefonu kapatıp ağlama krizimin geçmesinin ardından sözlükte online görüp "pek iyi değilim ve birileriyle konuşmaya çok ihtiyacım var müsaitmisin ?" dediğim ve sonrasında hıçkırıklar eşliğinde ağlarken derdimi anlattığım ilk insan. o zamanlar bilmiyordum aşk acısını daha önce 2 kez yaşamıştım ama çevremde kimse olmadığından anlatabileceğim hep içime atmıştım derdimi. bana o kadar umut verici şeyler söyledi ve kendi hayatından örnekler vererek ne kadar boş şeylere üzüldüğümü çok içten bir şekilde anlatarak kalbimin derinliklerinde kocaman bir yere yerleşiverdi bu adam. sonrasında konuşmalarımızın süreleri ve arama sıklıkları arttı yüzünü dahi görmediğim ama bendeki yeri çok ayrı olan bu özel insanla. sonra nihayet ordu-samsun karayolunda kesişti yollarımız... yanıma yavaşça yaklaşan otobüsten beyaz kazağıyla bir güneş gibi parlayarak indi otobüsün merdivenlerinden... sonra samimi bir sarılma sanki birbirini doğduğundan beri görmeyen 2 kardeşin yıllar sonra bir televizyon programındaki karşılaşmasındaki o ilk anki şokun etkisiyle olan asla unutamayacağım bir şefkatle sarılma... sonrasında beraber gülmeler, dedikodular, hayat dersleri, dertleşmeler, ağlaşmalar, sinirlenmeler... neler neler... herkesin hayatında olması gereken bir insan bulmuşum ben o 5 haziran 2012 tarihinde gönderdiğim mesajda... ve bugün tam 1 sene oldu inşallah 10. ve 20. senelerimi de böyle güzel duygular içerisinde seninle beraber geçiririm yol arkadaşım.... iyki varsın....
  • /
  • 2