iş yeri diyalogları

-abicim şu kaşeyi al sende dursun. zırt pırt isteyip durma.
+olmaz. ben isteyeceğim, sen vereceksin, ben basacağım.
-pes...
bir tasarım ofisinde geçer;

- benimkini gördün mü? al eline bak bi.
+ tamam sende benimkine bi baksana, dikkatli tut ama çok sallanmasın.

yine işyerinde çay doldurma faaliyeti;

- bana da koyar mısın? hepsini doldurma ama.
+ geçen tam koymuştum, şimdi neden böyle oldu?
- fazla geliyo, büyük ya ondan.
personele iş güvenliği ayakkabısı dağıtılmaktadır.

- seninki kaçtı?
+ 46
- maşallah senin uzuvlarda amma büyükmüş
+ diğeride 22
- anlamadım?
+ herkes soruyorda o yüzden.
- hımmm... "gulp!"
- sıradakiii !
-oğlum sen geriyi ve ileriyi bozma konusunda ne alemdesin.
+valla raporları bekliyorum. raporları yiyip bitirip, bir şeyler ekleyeceğim. ondan sonrada vericem.
- aman ne olacak ver kurtul. sanki öyle yapsan başın göğe erecek.
gönülsüzce ve zoraki girilen diyaloglardır efenim. haftada 5 gün olması bünyede radyasyon etkisi yapmaktır. buna da şükür !.
müşteri ile arasında nasıl bir diyalog geçiyordu bilmiyorum; ama o boylu poslu takım elbiseli ağır abi iş arkadaşım bir anda herkesi yerlere yatırmıştı.

xyz: ama beyefendi ben size 3 ay boyunca sadece 5 liraya veriyorum.*
pazartesi: diğer arkadaşlardan bana ... günaydın bankacıbear iyi haftalar... benden onlara: homur homur homur pazartesilerden nefret ediyorum
salı: diğerleri bana günaydın bankacibear hadi bitti pazartesi. benden onlara: işimden nefret ediyorum
çarşamba: benden müdürüme: ben çok hastayım gelemicem;yemezse dedem vefat etti(nee geçen haftada mı onu dedim) tamam tamamm geliyorum.
perşembe: diğerlerinden bana: olm hadi gül bak bitti hafta... benden onlara...bitmezzz bitmezzz
cuma benden onlara... eeee ne yapıyoruz akşama ne suratsız insanlarsınız yahu oleyyy cuma geldiii yessssss....
bugün mağazada geçen diyalogdur. olayın sadece ses kaydı dinletilse farklı anlamlar çıkarabilirdim.* olay bir mağazanın kabin bölümünde geçer. oyuncular 2 tane erkektir.*

x: * nasıl?
y: çok dar görünüyor.
x: hımm çok mu dar?*
y: dar evet dar.*
x: yaa dur kolunu sokma. bollaştırma şimdi.
y: yaaa ne biliym ben bol seviyorum. ama sen kendin için dar seviyorsan tamam o zaman. ooff çok sıcak.
x: hakkaten hee. yapış yapış olduk. ben giyiniym de gidelim.*
*: cengiz kafeden birşey söyleyecem istermisin?
*: yok abi saol almıım şimdi
*: zatende bozuk param yoktu.
*:?!?
güvenlik: günaydın coqueteria, yine geç kaldın. kimlik görebilir miyim? *
diyalog değil ama an itibariyle masamın üzerinde duran faks beni dumura uğratmıştır. yazanları aynen aktarıyorum ;
- aletin * ölçüsü önemli olduğu için, net olarak kaç cm * olduğunu tarafımıza bildirmeniz rica olunur...
sarhoş müşteriler ile girilen diyaloglar ise canınızdan bezdirir.

müşteri:ya hede hödö kokteyl söyledum,amaaaa * bunun rengi ona benzemiyor ki?
ben:tadı nasıl peki?
müşteri:bilmiyorum ki,içmedim daha.
ben:bir tadın bakalım.
müşteri:mmmm,ee işte bu hede hödöymüş ya,niye oyalıyorsun beni!
ben:afiyet olsun.
müdürüm: hazırladığın contenti team ile paylaş, beni cc'lemeyi unutma, gelen response'lara göre action alırız.
ben: hay senin kullandığın dile sokuyum. (içimden söylüyorum tabi ki)
oğlum banko maç var mı banko maç?
- şikayetiniz nedir?
- diş.
- dişinizdeki şikayeti sormuştum.
- ağrı.
- hangi dişiniz ağrıyor?
- (gülerek) açınca göreceksiniz.
acile gelip fırsattan istifade diş çektirmek isteyen akıllı hastayla memleket muhabbetini hiç sevmeyen zavallı ben arasında geçen diyalog:

- hocam nerelisiniz?
- zonguldak
- olsun hocam hepimiz bir değil miyiz. (kıvır kıvır)
- siz nerelisiniz? (laf olsun diye soruyorum)
- mersin, olsun hocam ne fark eder ki, aynı sayılır.
- (içimden) neyse ki aynı gezegenin havasını soluyoruz.
- sağ üst sondan 2. dişinizde çürük görünüyor, o dişinize tedavi yapacağız.
- peki.
- uyuşturuyorum... şimdi dışarda bekleyin, tekrar çağıracağım sizi.

hasta içeri girer ve o soruyu sorar.
- şimdi hepsini mi çekeceksiniz?
-!!!

acile gelen hastayla yaşanan diyalog (günlerden cumartesi)

- buyrun, şikayetiniz nedir?
- sen önce bana kimliğini göster bakalım.
- pardon?
- senin buranda kimlik olacak.
- dışarı çıkın
- polis bana nasıl kimlik sorarsa ben de ona sorarım. bana kimlik göstermek zorunda.

hasta bu diyaloglarla bir iki saat hastaneden gitmez. dayanamayıp dışarı çıkıp hastaya:

- pardon da buraya bir aptal bulmanız lazım, hafta sonu burada çalışması için, kim sahte hekim olarak gelip çalışır hafta sonunda.
- siz bana aptal diyemezsiniz.
- size değil, kendime söylüyorum.

- yönetici
+ patates

-patates biliyorsun yarın bir ameliyatım var.
+biliyorum çok geçmiş olsun tekrar ( gözü ekranda )
-patates, telefonlarımı sana yönlendireceğim, ayrıca bu hafta olmayacağım ve şu şu projelere gitmen gerek, programına sıkıştır.
+ tabi, yönlendirin. ( küfürler ), olur giderim, hatta birazdan çıkarım.

dedim ve şantiye diye iki dakika görüntü yapıp eve geldim. yarınki samimiyetten uzak hastane ziyaretini düşününce uykum kaçıyor.