aç karnı ve yorgun bedeni uykuya dalar, soğuk hava etkilemez onu artık, ölen ninesini görür ve ona elini uzatır. bu dünyadan gidişini hayal dünyasının en güzel efektleriyle anlatsalarda, ölüm üzer elbette. özellikle genç bedeninin yokluğa ve fakirliğe yenik düşüşü içler acısıdır.
çelik'in muhteşem yorumladığı bir şarkısı... (dilediğimde içesim geliyor)
bi kibrit çak kalbimi yak
söndür at yere ez geç beni
bi nefes çek üfür ruhuma
can ver bana yaşat beni
her nefeste derin derin
bir öldür bir dirilt güldür beni
tam şu anda tam önünde
ölürüm inan emret yeter
tam şu anda tam önünde
ölürüm inan emret yeter
duman altında kaldım
göz gözü görmüyor
kalp gözü ver allahım
can buna dayanmıyor
duman altında kaldım
göz gözü görmüyor
kalp gözü ver allahım
can buna dayanmıyor
ben kibritçi kız değilim ki
aşk ateşi sönünce çağır beni
bi kibrit çak kalbimi yak
söndür at yere ez geç beni
sen istersen her şey biter
her şeyi boş ver sen gel yeter
ismin yeter cismin yeter
seslen yeter emret yeter
tam şu anda tam önünde
ölürüm inan emret yeter
tam şu anda tam önünde
ölürüm inan emret yeter
duman altında kaldım
göz gözü görmüyor
kalp gözü ver allahım
can buna dayanmıyor
duman altında kaldım
göz gözü görmüyor
kalp gözü ver allahım
can buna dayanmıyor
hayat fenadır, berbattır! ve bu masal bir çocuk hikayesinden ziyade hayata yakılan ağıttır. ne yazıkki kibritçi kızlar şu an bile istanbul sokaklarında donuyor... belli yaş altı çocuklara okutulması sakıncalı olabilir.
bulustular,
zifiri karanlikta
goz gozu gormuyordu
adamda uc kibrit vardi
birini yakti
kadinin guzel gozlerini gordu
ikincisini yakti
o guzel gulusunu
ucuncusunu yakarken duraksadi
son kibritti
kendini yakti
her taraf aydinlandi
kadini gordu
gulumsedi
kadin korktu
yanik kokmustu
adam eriyordu
once kustu
sonra kacti
adam yandi
bitti
kul oldu..