lana del rey

bir izlenim bırakmaya çalışıyor ama çok yapmacık oluyor dedirten buhrana sokucu şarkıcı
pek bilinmeyen eski albümüden güzel bi şarkısı keşfettim geçen pek bi güzel geldi.paylaşmak istedim.

(raise me up)
video games ile rüzgarlı bir havada orta halli bir arabayla sokak lambaları arasından geçerken bir elini dışarı çıkarmış ve geride kalanlara hüzünlü şekilde uzanmaya çalışma hissini,
ride ile tutkuyla sarılmak istediğimiz görece zararlı ama insanı çeken oyunların bile bile hüzün yaşatma ihtimalini göğüsleyen mona lisa karakterlerimizi

en depresif, en hüzünlü, en tutkulu sesiyle anlatmış güzel kadın.
hatunu gram beğenmiyorum, canlı performansları tam bir rezalet ama gel gör ki video games, blue jeans, born to die gibi dinlemekten bıkmadığım şarkıları da yapan bu kadın. hele bir de çok bilinmeyen şöyle bir düeti var ki bayılıyorum.

http://ayisozluk.com/lnk/abd99f
kendisini bu sene dinlemeye başlamış olsam da artık ötesine kimseleri koyamadığım mükemmellik abidesi. müthhiş klipleri ve insanı kendinden geçiren şarkı sözleri, o incecik şeker ses de cabası. ayakta alkışlıyorum.
tamamen taraflı bir yazı olacak bu ama napam elimde değil, içten içe sevdalısıyım bu kadının. aylardır, her gün, en az bir doz olmak üzere born to die albümünü aksatmadan, aksatamadan dinliyorum. seviyorum kardeşim. ben bilmiyorum sanki bu kadının lizzy grant halini, kendisinin nasıl yeni baştan yaratıldığını, ağzını şişirttiğini, ucundan kıyısından da olsa bir pazarlama harikası olduğunu? biliyorum. ama kadın yapmış be yavrular. olsa da komuş, olmasa da komuş çocuğu.
şimdi lananın avukatlığını yaptığıma göre kendisinin tarzı, retro duruşu, söylediği lafların epey doğru hedefleri vurması hoşuma gidiyor. iyi video klipler çekiyor. albümün geneline baktığınızda başka birinin elinde bi sike benzemeyecek şarkılar öyle iyi düzenlenmiş ki, lana ve ekibi bu konuda da bir alkışı hak ediyor.
her şey bir yana bu kadın kötü adamları seviyor yahu. bu yönüyle bana acayip çekici geliyor. filmlerde hep kötü adama aşık olan kadınlardan lana. mesela video games'de ''ı heard that you like the bad girls honey, is that true?'' diyor. born to die'da ise sevdiği adama duyduğu öfkeyi hem sözlerinde hem de klibindeki yüz ifadesinde fazlasıyla görüyoruz. blue jeans'e baktığımızda ''you so fresh to death & sick as ca-cancer'' diyor, hepimizin kafasında o james dean bakışlı, pazar günü lanayı bırakan ve pazartesi geri dönmeyen o adam beliriyor. tüm bunlara rağmen lana hala, ''luv you more, than those bitches before'' demeye devam ediyor. ama bunlar da kesmiyor ki bu kadını, seviyor güçlü ve ucundan kıyısından gangsta' adamları. o da kabul ediyor zaten bunu, national anthem'de, ''money is the reason, we exist, everybody knows it, it's a fact, kiss kiss'' diye fısıldıyor..ama tüm bunlara rağmen içinde kırılgan ve naif bir kadın olduğunu da her fırsatta vurguluyor..en nihayetinde güzel anlatıyor bu kadın kendini ve bizim içimizden geçenleri..
şaka bir yana bırak o dövmelileri, zencilileri lana, sen gel bana. ciddi düşünüyorum ben seninle. valla.
iki dudağı arasında dünyaları barındırır.
born to die'dan başka hiçbir şeyi olmayan. aynı zamanda born to die ile daha başka ne olabilirdi ki de dedirten hani.
yeni klibi işte burada, bizler ile.
hastasıyımdır. esra erol ile benzetilmesine de ayarımdır.
benim için bir müddet kulak verilebilirden öteye gidemeyecek şarkıların sahibi, zerre beğenmediğim ve itici bulduğum ama hakkını teslim etmemiz gereken tek şey olarak güzel bir sese sahip genç müzisyen.
gereksiz bilgi olarak, camel soft içmektedir.

bu arada kahkaha garantili, kendi sözlerinden yapılmış bir parodisi için
*
seksi kadın. ördek dudak. bridget bardot. öperim
summer wine coverı ile bir kez daha beğeni toplayan amerikalı şarkıcı. arıza adamlara olan düşkünlüğü, duygusal şarkı sözleri, güzelliği ve vintage tripleriyle kendisine hayran bırakır.
tanrım nasıl güzel bir summer wine coverıdır bu
parodisi neden bu kadar çok yapılıyor, bilmediğimdir. http://i.imgur.com/zwdc4l.jpg

estetik harikası da derler.
çok abartıyorsun dediklerinde hak verdiğim, yine de bir o kadar dinlemekten kendimi alıkoyamadığım sanatçı. son çıkardığı ''young and beautiful'' soundtrackı bağımlılıktan öte bir şeyler yarattı.
tek aşkım amy winehouse'u kaybettikten sonra beni bağrına basan tanrı parçacığı.
şarkılarında ki o müthiş ruhsuzlukla beni alıp götüren; müthiş sesli kadın.
  • /
  • 4