muhteşem yüzyıl

bu bölüm diziye sinyora gabriella sfenza de feo diye bir karakter girdi. yazarken yoruldum!
lübnan'da çılgın partiler verilerek izlenen dizi. lübnan'lı arkadaşlarımın iddiasına göre dizi öylesine anormal bir moda yaratmışki haftasonları jet sosyete osmanlı kostümleri giyerek diziyi discolarda ve clublarda izliyormuş. bu partiler öylesine büyük bir olay haline gelmişki mısır'dan, ürdün'den, dubai'den zenginler içkiler eşliğinde türkçe şarkılar söyleyerek diziye tezahuratlar yapıyormuş. ve diziye yönelik bir başka tuhaf iddia; rivayet o ki dizi başlar başlamaz suriye'de iç savaşın tarafları topu tüfeği bırakıp 2 saat savaşmıyormuş. allah akıl versin diyor, hürrem'in önünde saygıyla eğiliyoruz...
hatice sultan'ın moronlukta level atladığı bölüm olarak kayıtlara geçti. yani mahidevran bile artık stephen hawking kalıyor bu hatice'nin yanında. hayır nedir bu kadındakı pargalı sevdası anlamadımki? herif karıyı gözünün içine baka baka defalarca aldattı. yetmedi çocuk peydahladı. bütün bunlara karşılık hatice sultan, gotik kıyafetler eşliğinde seri katile bağladı. nigar orospusu sana da laflar hazırladım. nedir sendeki bu dengesizlik kuzum? ibo aşkının da bir sınırı, bir raddesi var. hürrem'i alt etmek için hatice ile işbirliği yapmak nasıl bir kafa ürünüdür? hürrem şu kaknem karıyı boğazın serin sularına attırsa da rahatlasam. gelelim sana paçoz cadde kızı mihrimah. bulduğun her yerde malkoçoğlu'nu sıkıştırıyorsun, gözümden kaçmıyor. o benimdir o benim milletimindir ancak tamam mı? neyse bölüm sonunda hürrem hatice'nin ağzını yüzünü muhammed ali clay gibi dağıttı da rahatladım...
son bölüm itibariyle hatice sultan gotiklikte level atladı. hatçe'ciğim ormanda walking dead, corpse bride ayarında dolaşırken adeta tim burton yelleri esti dizide. benim anlayamadığım şu, hürrem hatice'yi döverken muştamı kullandı? o nasıl dayakki insan daha ikinci tokatta şuurunu kaybedip bayılıyor? yoksa osmanlı tokadı denilen şeyin ölçüsünü hürrem'im mi belirledi zamanında? neyse berbat bir bölümdü... sadece mihrimah anası için herkese hakaret ettiğinde rahatladım...
bir bölümü dahi itimat ve zinhar kelimeleri kullanılmadan biterse, kendimi öldürmeme yol açacak dizi. *
türkiye tarihinde castı, çekimleri, kurgusu, kıyafetleri, takıları ve setindeki orjinalliği ile eşi olmayan dizidir. o yüzden takdire şayandır. son bölümü de bir hayli heycanlıydı. şahsen hürrem'den nefret ettiğimden bolca küfürlü bir bölümdü benim için.
ne dövdü haticeyi hürrem ya.kurtuldu da olaydan.
lezbiyen aromalı diana'nın hürrem'in tarafına geçmesiyle beni sevindiren dizidir. mihrimah'ta alenen malkoçoğlu'nu sıkıştırmaya, pandik falan atmaya başladı. bu arada tarihsel akışa göre manisa sarayı'nda ortaya çıkan rumeysa, şehzade mustafa'nın hayatından hiç çıkarmadığı sevgili karısı.* peki mihrimah'ın büyük aşkı mimar sinan nerelerde kaldı?
mihrimah'ın kukusunun alevli meyve tabağına döndüğü dizidir. karı nerde yakışıklı bir erkek görse şiirli mektup gönderip, kuytuda şıkıştırıyor. malkoçoğlu korkudan kendini genelev köşelerine attı. muhtemelen birkaç bölüm sonra mihrimah sümbül ağa'ya köfte yapmaya çalışacak. demedi demeyin... go mihri, go!
son bölümde şehzade mustafa'nın sülüman'ın karşısına çıktığı ve bir dakika açıklayabilirim tadındaki sahnesiyle döktüren dizidir. o nasıl bir oyunculuktur halit ergenç? senin sinirden titreyen dudaklarına kurban olam! bu arada sana sözlerim var mihrimah! nasıl kuduruk ve moron bir prensessin sen! tamam kukun yanıyor ve bali bey yalanması vacip bir herif. lakin o ne gerzo tavırlar ve ergen triplerdir? biraz anandan feyz al bebeğim. bir de arkadaş ne hamam kurnasıymış o? sarayda her sinirlenen karı bu kurnanın önünde düello düzenliyor ve mutlaka biri kafayı yandan taşa çarpıyor. senaryo becerinize sağlık anam... yine de hürrem roks diyorum.

ps: hatice sultan kilo mu aldı nedir?
henüz yaşamadığımız yüzyıldır.*
pek izlemesem de dün akşam izleyim dediğim dizidir kendileri. mihrimah sultan anasının kızı dedirtiyor vallahi. aynı hırs, aynı şeytani bakışlar. malkoçoğlu'ndan aşkına yanıt bulamayınca mal gibi kaldın ama mihrimah ne olcak kızım senin halin?

edit: burak özçivit'i yatakta, o kıllı hali ile görünce bir iç geçirdim. analar ne güzeller doğuruyor be!
izlediğim tek türk dizisi. tarihi kostümler,mücevherler,mekanlar ve müzik beni cezbeden. sümbül ağayı ve hürremi de unutmamak gerek. jest ve mimiklerine hasta olduğum muhteşem ikili. malkoçoğlu yani vali bey küçük sırlar dizisindeyken döşünde bir tane kıl yoktu şimdi amazon ormanlarını geçmiş anlaşılan tüy dökücü kullanıyor döşüne iyice artmış çok kullanmasın.
meryem uzerli'nin oyunculuğuna sinir olduğum dizi. sürekli fısır fısır konuşunca oyunculuk yaptığını sanıyor. az sesini yükselt be karı, ne dediğin anlaşılmıyor.
dün akşam yayınlanan bölümlüye kezbanların atasının mihrimah değil esmehan olduğunun altını çizmiş dizidir. esmahan'cığım, mihrimah'ın attığı yumrukla hamamlarda ölümlerden döndün hala malkoçoğlu'nu ben yalayacağım diye ortalarda dolaşıyorsun. kezbanlıkta bir yere kadar minnoşum! biraz anandan ders al. ayrıca şehzade mustafa'nın has kadını olacak rumeysa'da ağır entrikacı çıktı. maşallah dizide bir tane iyi kadın yok...
ana karakter değişiminin senaryoya yansıtılması konusunda başarılı kabul edilemeyecek dizidir
malesef meral okay ın zamansız gidişinden sonra kurgu-senaryo bağlamında eksiklikler artmıştır
dün akşam itibariyle sezon finali değil final yapmış dizidir. gezi direnişi ardından ilk kez muhteşem yüzyıl'a baktım azıcık. o nasıl bir rezalettir arkadaş? meryem uzerli'yi ikna etmek için önünüzde daha 3 ay varken süleymanın anası hafsa sultan gibi duran vahide gördüm'ü bu saatten sonra kim izler? öyle bir fiyaskoyduki şayet meryem uzerli almanya'da şu son bölümü izlediyse tükenmişlik sendromunu yenmiştir. hatta gülme krizi geçirdiği için hastanaye kaldırılmışta olabilir. neyse ben süleyman'ın yerinde olsam yeni hürrem'i görünce mahidevran'a dönerdim...

ps: gezi olayları yüzünden tv'den tiksinme gelmişti. muhteşem yüzyıl'ı da rafa kaldırdığıma göre tv benim için bitmiştir. bir daha da gelmem.
ps2: eski türk filmlerini izlerim ama bak!
annem izlerken bir ara bakayım dedim. malum sülo gezi parkı direnişinde boy göstermiş oyunculardan. bir yalan dünya gibi acaba gönderme yapacaklar mı diye.baktım. yapmışlar. göndermişler. şöyle ki. süleyman bir yerdedir. galiba savaş ortamı. devlet adamlarına der:

-bir cami yaptırmak istiyorum. öyle bir yer seçin ki tek kulumun dahi gönlü kalmasın; gölgesinden rahatsız olmasın.

evet. taksime cami yaptırmak isteyenlere göndermeydi bu. ben öyle algıladım.
vahide gördüm konusunda bana da kararsızlık yaşatmış dizidir. ilk başlarda hürrem'in yaşlanması gerektiğini gerekçe göstererek bu değişikliğin belki de iyi olacağı hakkında yorumlar getirmiştim kendimce. fakat daha sonra dizide görünce bu yorumumda hatalı olduğumu anladım. tamam, vahide gördüm yaş olarak belki ucundan yakalıyor hürrem'i, ama süleyman'la yan yana görünce cidden şaşırdım. umarım makyajla biraz daha orta yaş havası verilir, çünkü nedense bu haliyle fazla yaşlı duruyor *. bu sezon başında meryem'i makyaj ve görüntü tekniğiyle orta yaş havalarına sokmaları gerekliydi, çünkü o da yirmilerin ortasında görüntüsüyle hiç 5 çocuk annesi gibi durmuyordu. o zaman belki de vahide'yi yargılamazdım. gerçi mehmet günsür'ün nur fettahoğlu'ndan yaşlı olduğu gerçeği dururken bu dizide şu noktada mantık aramak da saçma. hele de meral okay'dan sonra iyice bozmuşlarken.
ayyyh o sakallı adamların ortasına düşsem de göbeklerini mıncırsam butlarını sömürsem kulunçlarını kütürdetsem dediğim dizi... paşaların yüzde doksanının feci yakışıklı olduğu dizi. favorim matrakçıydı, ama şimdilerde sokullu mehmet paşa rolündeki adam kimse fena hoşuma gidiyor.
  • /
  • 4