dünya çapında
aids ve
hive dikkat çekme, bilinçlenme ve yaşamını yitirenleri anma amaçlı yürüyüşler ve paneller düzenlenilen gündür. türkiyede de
pozitif yaşam derneği,
genç insiyatifi (
turkmsic,
tog,
y-peer) gibi sivil toplum örgütleri ve öğrenci birlikleri tarafından halkı bilinçlendirme çalışmaları yapılmaktadır.
prezervatif kullanmayı sadece doğum kontrol yöntemi olarak gören ve
et ete değecek abi zihniyetinde bir milletin, hiv ve aids denince aklına gelen ilk iki şeyin
seks işçisi ve
eşcinsel olduğunu düşünürsek türkiyede her günün aids günü olması gerekmektedir.
aynı zamanda bu bilinçsizliğin başka bir boyutu vardır ki içler acısıdır. bu, daha hiv hangi yollardan bulaşır bilmeyen insanların hiv pozitif bireylere önyargıyla yaklaşması iğrençliğidir. konuşurken hiv kapabileceğini zanneden zihniyet, öpmekle bile geçemeyeceğini bilemez bu virüsün. sağlık çalışanları dahi bilinçsizdir bu konuda, yaptığı işin riskleri hakkında hiçbir fikri yoktur. hiv miş, o sadece seks işçileriyle birlikte olanlarda ve eşcinsellerde olur; diye kendilerini kandırırlar onlar da.
*
ama suç
incir reçeli gibi, isteyerek veya istemeyerek, hiv ve aids gibi oldukça önemli bir konuyu filme veya diziye sırf izlenme kaygısıyla dramatize etmek için değiştirerek konu edenlerdedir. bir dizi karakteri için cenaze namazını kılan milletimiz tabi ki de böyle bir film izleyince aids ve hiv pozitif bireyler hakkında bir önyargı oluşturacaktır, doğaldır. bilinçsiz ve kolay etkilenen bir toplumuz. ama sırf grip olduğu için işinden atılan, hiçkimsenin karşılaşmak dahi istemediği hatta görünce yolunu değiştirdiği bir insan ne kadar saçma geliyorsa kulağa, hiv pozitif bir bireyin toplum tarafından dışlanması da o kadar saçma gelmelidir.
neyse tüm nefretimi kustum yine,
1 aralık dünya aids gününe geri geliyorum. bu günde kırmızı bir kurdele takın, kırmızı giyinin, hatta her şeyiniz kırmızı olsun. olsun ki
aidsi bildiğinizi, ondan korunduğunuzu ve onun yüzünden ölenlere saygı duyduğunuzu insanlara gösterin.