sevgili günlük

bugün gene sıradan. aynı yüzler, sesler . zaten her şey aynı . köşedeki göbekli bakkal , karşı apartmandaki sarışın hatun ve ayı kocası , her sabah bağıran simitçi.
gene onu gördüm. arada xhamsterda karşıma çıkıyor. mutlu ediyo beni görmek. sonra tekrar normale dönüyo hayat . gene tanıdık yüzler, sesler.
daha çok sevgili gecelik formunda karşımıza çıkan günah çıkartma başlatıcı.

(bkz: sevgili aylık)
küçükken her gün " sevgili günlük. bugün uyandım, yüzümü yıkadım, dişimi dırçaladım, kahvaltı yaptım, okula gittim, eve geldim arkadaşlarımla top oynadım, ders çalıştım. şimdi de uyuycam. keşke rüyamda süperman olsam."
gençken iki günde bir " çok seviyorum günlük çok. onu koklamak, öpmek, onunla parklarda el ele gezmek istiyorum."
orta yaşa yaklaşırken yada orta yaşta haftada bir " aşk diye birşey yokmuş günlük az votka varmış, günü birlik varmış."
ileri yaşlarda " sanırım yanlız başıma öleceğim sevgili dostum. seni de yanıma alsam, anılarımı da öbür dünyaya götürmüş olur muyum?" şeklinde insanın içini döktüğü, sakladığı, başkasına söylemekte zorlandığı şeyleri yazdığı sırlar defteri.
bu gün işler iyice sarpa sardığında anladım, daha da dibe düşüyordum...
herkesten, her şeyden elimi eteğimi çekmişliğim ile biraz daha kendimle kalınca anladım, çekilmez bir insanmışım...
kafamı dinlemek, kendime olan saygımı kaybetmeme ve sahip olduğum tüm nefreti kendime yöneltmeme sebep olmuştu.
ve öyle bir boşluktayım ki, karanlığın küf kokan buharı ciğerlerime dolarken, kendimi bıraktığım uçurumda asılı kalmış gibiyim...
eziklik ve kabullenmişlik burada boy gösterdi ilk defa, ve ilk defa çaresizliği bu kadar yakından, elimi ateşinin yakmasına göz göre göre izin vererek tattım...
hiç bitmeyecek bir boşlukta asılı kalma eylemi gibi...
durmak istemeyen ama duran adam misali...
korkuyorum, biraz daha kendimi dinleyip, elimle bir bir yıktığım enkazları ateşe vermekten korkuyorum...
sesimi duyan var mı onu bile bilmiyorum...
son bir sınav sözlük... sonra seninleyim, geceler sabah olmasın her gece, her gece...*
sevgili günlük
bugün lisans hayatımın son sınavlarına girdim ve hiç çalışmadığım halde bütün sınavlarım çok güzel geçti * ama sırf arkadaşlarımın sınavları kötü geçti diye ve onlar üzülmesinler diye "çok zordu ya ühühü" diyerek yalan attım *. uzun süredir ilk defa bu kadar sorumsuz ve rahat hissediyorum ve deee çok mutluyuuuumm. gerçi birkaç güne yine mutsuz olurum zaten. o yüzden arada açıp okuyarak "oha lan bi ara ben de mutluymuşum :o " deyip tatmin olmak için sana da yazayım dedim. ok kib by.
sevgili günlük seni gaz ocaginda yakmak istiyorum ... dislerimi fircaladim koli kestim kitap okudum koli kestim viski içtim hala yudumlamaktayim sol elim senin anlamsizligina anlam katmaya calisirken sag elimi simdi viski bardagindan alip bi yerime sokup kanatip kanli ellerimi sana süreceğimmm bak sıkıcı hayatına renk geldi be allik niyetine sevgili günlük
sevgili günlük,

tee ne zamandır yürümek istediğim bir bey vardı. kendisini instagramdan takip ediyordum ve mesaj atmak için neden arıyordum. bugün story atmış. artık harekete geçmem gerektiğini düşündüm ve hikayeyle ilgili bir soru sordum. 2 dakika sonra cevap geldi. bir kezban olarak mesajı bildirim çubuğundan okudum ve uzun süre ne yazsam diye düşündüm. karar verdikten sonra mesajı açtım ve öncelikle "teşekkürler" yazdım. tam bir soru daha yazacaktım ki hemen görüldü oldu. ben bi heyecan yaptım, yazdığımı da silip çıktım uygulamadan. artık başka bahara...
bir daha kimseye açılmayacağım günlük, zorunda kalmadığım sürece. ki şimdiye kadar da zorunda kaldığım bir durum olmadı.

insanlar maskeli halinizi sizin gerçek halinize tercih ediyor. buna en yakın, kardeşim dediğiniz, daha doğrusu düşündüğünüz kişiler de dahil. haksız da sayılmazlar di mi? sonuçta sizinle "maskeli haliniz" için beraberler, ibne yönünüz için değil.
o kadar sıkılıyorum her gün bi ötekinin aynısı, sadece her gece içip içip dans etmek sonrasında bir sigara daha yakıp sonra bir ötekini yakıp yakıp dönüp durmak istiyorum.
çok yoruluyorum ve artık çok bunalıyorum… buraya ilk üye olduğum zamanlarımı özlüyorum o günler çok sakindi sessizdi hayatımdaki en büyük heyecan burada insanlar tanıyor olmaktı. artık hiçbir şeyden öylesine keyif almıyorum ki. en son ne zaman gerçekten “iyi” hissettiğimi unuttum. herkes hayatına devam ederken ben geride kalmış gibi hissediyorum sanki beni unutmuşlar gibi. büyüdükçe her şey daha da zorlaşmış. kendimi o kadar ait hissetmiyorum ki bir yere nereye gidersem gideyim bir yabancıyım inan kendime bile. konuşsam ne anlatacak bir şeyim ne de mecalim var. hayatla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum artık…