twilight

stephenie meyer'in 2005'de yazdığı aynı adlı romanından uyarlanan 2008 yapımı sinema filmidir. catherine hardwicke'in yönettiği filmin başrollerinde kristen stewart (bella swan) ve robert pattinson (edward cullen) yer alır. proje yapım öncesi aşamaya gelmeden önce summit entertainment tarafından üç yıl boyunca gelişme aşamasında bırakıldı. romanın uyarlama senaryosu melissa rosenberg wga grevinden hemen önce kasım 2007'de tamamlandı. 2008'de kış ve ilkbahar boyunca öncelikli olarak oregon'da çekilen film, kuzey amerika'da 21 kasım 2008 tarihinde gösterime girdi ve açılış gününde 35,7 milyon dolar hasılat elde etti. filmin müzikleri de 4 kasım 2008'de piyasaya çıktı
vampires suck filminden sonra tekrar izlediğim ve her sahnesinden sonra kahkahalara boğulduğum, gençlik filmi. komik mi? hayır, ama vampires suck sayesinde filme ciddi olarak bakamıyorum artık.
en sevdiğim sahnede edward'ın bella'yı öperkenki o iğrençmiş surat ifadesi. işte o an kendimi gördüm, bi daha bi kızı öpmem. sen de bizdensin edward.
sinemada en sevdiğim korku ögesi olan vampiri ergenlerin ayaklarına paspas , dillerine ciklet olmasını sağlayan kahrolasıca seri. ayrıca yazarı da tebrik etmek gerekiyor insan-kurtadam-vampir üçgeninide aşk gelgitleri yarattığı için. bütün kitap kaşar bellanın hangi çocuğun kapaması olsam diye yırtınmasıyla geçiyor. en sonunda veledinide doğurdu. anası gibi olacak yelloz belli.
canım karizmatik, korkutucu ve klas sahibi "vampir" kavramını piç eden kitap/film/çılgınlık. yetmezmiş gibi "kurt adam"a da el atıp onu da heder etmeyi başardı. bram stoker'ın dracula'sıyla, wesley snipes'lı blade'le yetiştik lan biz, güneşte parıldayan vampir ney lan.
son kitabın 2. yarısını anlatan film bugün gösterime giriyor.
kitapları idare eder olsa da, filmleri bayıltan seri. hele son kitabı iki filme bölmeleri iyice bayıcı. oyuncularla kitapta verilen tasvirlerin alakası yok. hele o baş roldeki çirkin şey. nedir öyle hacivat gibi bir çene, devamlı bayık bakışlar. edward a ne demeli. yakışıklı demek abartı. oyuncu demek tamamen yanlış. geri kalan vampirlerin de alakası yok kitapta ki tasvirler le. kurt çocuk * kasılmaktan ben neden buradayım demekten başka iş yapmıyor. kötü işte. ama yazanda filmciler de parayı götürdü.
bu kadarına anlam veremediğim overrated film

film serisi olarak tam anlamıyla zaman kaybı olarak düşünüyorum.
genç bir dişi insan olan allah'ın belası bella ile yaşı belirsiz erkek bir vampir olan pudra manyağı edward'ın imkanlı aşklarını imkansızlığa çevirme kaygılarını konu alan roman serisi.
bella karakteri yerine bir balık koysalardı cuk otururdu dediğim film.
pek güzelinden bir antony and the johnsons çalışması. 2000 yılında yayınlanan ve grupla aynı taşıyan albümün cripple and the starfish ile lokomotifi. "will you ever return?"* diye tekrar eden bir antony hegarty var. daha ne olsun?

şurdan dinlenebilir:


sözleri şöyle:
twilight, i fall in the harbor
twilight, i fall in the hills
but here in the city that never sleeps
i can fall through one's fingers

when the swan flies to heaven
soaring through the utmost fear
there's a feeling that lingers in the afterwards
will you ever return?
will you ever return?
will you ever return?

twilight
twilight
twilight

twilight, i sit at all tables
with my candles and angels besides
and i shall wait forever
as the days turn to night
swallowed in the shadows that glow
swallowed in the shadows that glow
swallowed in the shadows that glow

when i sought out a light
and i knew darkness swallowed
i beseech, come to me
all alone, come to me
twilight
kristen steward'ın her türlü duyguyu tek bir ifadeyle, o da ifadesiz bir yüzle, ifade ettiği her mevzuya aynı bakışı attığı, her ne hikmetse kızların olsa da ısırsa beni diye içlendiği o soğuk nevalenin de buna ısırmak değil de çakmak için * yanıp tutuştuğu vampir filmi, her ergenlere yönelik film gibi amacına ulaşıp, izleyicisi dışında herkesi malikaneler alacak kadar zengin etmiştir. kapitalist dünyanın pr başarısıdır!
mükemmel soundtracklere sahip boktan film serisi.