tab nediri bilenlerin müzedeki rus malı fotograf makinesi görüp bu 12 poz çeker deyip diğerininde iyide abi 32 poza noldu demesidir. tab kimyasal maddelerle baskı kalitesi ve ışık ile yansımaların kağıda aktarılmasına vesile olan fotografçıları da unutmayalım...
izmir usulünde badem vardır içinde bulabilirseniz artık güzelim salhane yıkılınca yerine towerslar yükselir oldu atomu suda pişer ve sadece bahar aylarında süt kuzunun bağırsağından yapılır yumrucak kadar, salhanede makina mühendisleri odasının köşesinde ve buca heykelde kasapların köşesinde dut altında yiyebilirsiniz izmirin has kokoreçini 2 side mehmet apa'nın çırağıdır... yani en az 25-30 yıllık kokereçciler... ha unutmadan kokoreçin ekmeği kızartılıp çıtır yapılmaz, hele hele kepekli ekmek içinde yenmez...
kim nederse desin eğer bir şehir başkentlik yapmış ve oradaki halkıda tarih boyunca göç etmemişse saygı ve hoş görünün tavanındasınız demektir ama elinde sopası sırtında abası ile gelip ben....... deyip yaşadığı şehir ile özdeşmeyen ve memleketindeki keçinin ayağının altında ezilen ota ağıt yakıp somuncu babayı dahi bilmeden yaşamak mıdır o şehri çınar gölgesinde de duruyor kumrular ama yasayan o ağaçta sadece serçeler sesi çok çıksada kumrunun ufacık kuş bilir kadri kıymeti kar düştüğünde zirveye baharı beklemez çağıldamak için dereler her vakit içilecek suyu tutunacak dalı vardır ormanlarının ipeğin hasıda, karın beyazıda doruklarında saklıdır sadece bulutlu havalarda yolu göreceğim diye yere değil göz hizanızdaki gözlere bakın korkmayın siz düşmeden mutlaka biri elinizden tutacaktır...
zindanlardayım elim ayağım darda kimse yok bazen yanında hüsran yıllar bazen diyorsun taş oldum ama darmağınsın kum kum taneleri ve seslenir bir ses çağresizliğine ilk giden ben miyim ilk ayrılan sadece sade kahve tadı kalır dudaklarında artık yoktur kendisi silmişmidir aklından? gördüğünden uzakmıdır? diyi ver bana herkesin kalbi kalp midir kalb mi? kaç yıl oldu ben ben olalı bir benlik vardı bizlik için vesselam... haşa. gecenin bu saatti ömrün bir anı mahcup etmesin beni size. dünya ah dünya. aşk hezeyanı...
bu memlekette olan en fazla mesleklerden biridir.
herkes başbakandır.
herkes ilaç öneriri dr.
yeter ki fırsat tanıyın 99 dan sonra mühendis tir...
abi hangi başbakan açtıda bu fakülteyi, hangi dr tımarhane sanıp gönderdi bu adamları ve ne olacak bu kadar adam diye neden sorulmadı...
kim nederse desin eğer bir şehir başkentlik yapmış ve oradaki halkıda tarih boyunca göç etmemişse saygı ve hoş görünün tavanındasınız demektir ama elinde sopası sırtında abası ile gelip ben....... deyip yaşadığı şehir ile özdeşmeyen ve memleketindeki keçinin ayağının altında ezilen ota ağıt yakıp somuncu babayı dahi bilmeden yaşamak mıdır o şehri çınar gölgesinde de duruyor kumrular ama yasayan o ağaçta sadece serçeler sesi çok çıksada kumrunun ufacık kuş bilir kadri kıymeti kar düştüğünde zirveye baharı beklemez çağıldamak için dereler her vakit içilecek suyu tutunacak dalı vardır ormanlarının ipeğin hasıda, karın beyazıda doruklarında saklıdır sadece bulutlu havalarda yolu göreceğim diye yere değil göz hizanızdaki gözlere bakın korkmayın siz düşmeden mutlaka biri elinizden tutacaktır...
adamın yazdığı mesaja bak 1 aralık dünya aids günün kutlu olsun be adam ben hastayım haberim yok haber veriyon sıfatın ne... de ki hasta değilim beddua mı...