üç yıl öncesine kadar dahil olduğum grup. hala olgunların çekiciliği var ama yaşın çok öneminin olmadığını öğrenmiş bulunmaktayım. olgun, kıllı, kaslı, göbekli olmayan birine de ilgi duyabiliyor, muhabbet besleyebiliyormuşum.
2000'li yıllara kadar biz lanet türkiyeli beyazların zenci dediği insanlar.
aklı fikri bacak arasında bir toplum olarak direk iri penisleriyle tanımlanır, ki biz lanet türkiyeli gayler de bu muhabbetin bokunu çıkartırız afedersin.
bendeniz masum ve terbiyeli şahsiyetin cinsel anlamda hiç dikkatimi çekmezken; dazlaklık, kıl, dozunda kas, hafif göbeği ve yüzünde kocaman gülümsemesiyle ileri derecede tanışdığım bi arkadaş bütün fikrimi değiştirmiştir.
en sevdiğim, hatta galiba tek sevdiğim, hatta tek erkeksi bulduğum tayt. yalnız bulgesever biri olarak bulgeuna güvenenlerin kullanması şartıyla sevdiğim tayt tabii.
bize kaba olarak ezberletilen dildir, bu nerden çıkmıştır bilmem. gırtlak kullanıldığı zaman dilin kaba olduğuna dair bir genellemeye nasıl gidilmiştir, dile kaba gibi bir sıfat nasıl, nerde eklenmiştir; bilinmez. bütün dillerin güzel yanları vardır ancak bence maalesef günümüz türkçesine göre çok daha şiirseldir arapça. ve feyruzdan gelsin
doğru insanlar bir araya gelirse tadından yenmez. ayrıca birbirine aşık iki insan birlikte başka insanlarla seks yapabilir. seksi aşkın hapsinden kurtaralım, toplumun bu kanayan yarasına bir parmak da siz basın efenim.
feminen heteroseksüel erkeğin bir tık altıdır. tabii erkeklerden hoşlanınca feminenlik biraz daha meşruluk kazanıyor, erkeklere veriyorsa afedersiniz daha da meşru. nedir bu feminen korkumuz anlamadım, kendi maskülen maskemizi mi tehdit ediyor yoksa ... ben mi? yok bilader ben doğuştan erkekim, bunu erkeklere veriyor olmam değiştiremez afedersiniz.
ayda yılda açtığım televizyon makinasında karşılaştığım sürpriz filmdir. ömer lütfi akad ustanın gelin-düğün-diyet filmlerinden oluşan üçlemenin son filmidir. bir de restore edilmiş, mis.
nezahat-kâzım gündoğan çiftinin "kayıp kızları" bulma, hikayelerini araştırma projesidir. bu proje bir kitap, iki belgesele dönüşmüştür. üçüncü belgeselin çekimleri devam etmektedir. dersimin kayıp kızları belgeselinin ilki iki tutam saç, ikincisi hay way zamandır. üçüncü projeyi bekliyoruz efenim.
yukarıdaki şiirleri solcu, ahmet kayacı ve grup yorumcu arkadaşlar yeterince tanıttı. biraz da burdan yakalım. ve unutmadan, zeki müren'i seviniz.
merhaba canım
ben az konuşan çok yorulan biriyim şarabı helvayla içmeyi severim hiç namaz kılmadım şimdiye kadar annemi ve allahı da çok severim annem de allahı çok sever biz bütün aile zaten biraz allahı da kedileri de çok severiz
hayat trajik bir homoseksüeldir bence bütün homoseksüeller adonistir biraz çünki bütün sarhoşluklar biraz freüdün alkolsüz sayıklamalarıdır
siz inanmayın bir gün değişir elbet güneşe ve penise tapan rüzgârın yönü çünki ben okumuştum muydu neydi biryerlerde tanrılara kadın satıldığını
ah canım aristophones barışı ve eşek arılarını hiç unutmuyorum ölümü de bir giz gibi tutuyorum içimde ölümü tanrıya saklıyorum
ve bir gün hiç anlamıyacaksınız güneşe ve erkekliğe büyüyen vücudum düşüvericek ellerinizden ellerinizden ve bir gün elbette zeki müreni seviceksiniz
nezahat-kâzım gündoğan çiftinin "kayıp kızları" bulma, hikayelerini araştırma projesidir. bu proje bir kitap, iki belgesele dönüşmüştür. üçüncü belgeselin çekimleri devam etmektedir. dersimin kayıp kızları belgeselinin ilki iki tutam saç, ikincisi hay way zamandır. üçüncü projeyi bekliyoruz efenim.
bize kaba olarak ezberletilen dildir, bu nerden çıkmıştır bilmem. gırtlak kullanıldığı zaman dilin kaba olduğuna dair bir genellemeye nasıl gidilmiştir, dile kaba gibi bir sıfat nasıl, nerde eklenmiştir; bilinmez. bütün dillerin güzel yanları vardır ancak bence maalesef günümüz türkçesine göre çok daha şiirseldir arapça. ve feyruzdan gelsin
doğru insanlar bir araya gelirse tadından yenmez. ayrıca birbirine aşık iki insan birlikte başka insanlarla seks yapabilir. seksi aşkın hapsinden kurtaralım, toplumun bu kanayan yarasına bir parmak da siz basın efenim.
yukarıdaki şiirleri solcu, ahmet kayacı ve grup yorumcu arkadaşlar yeterince tanıttı. biraz da burdan yakalım. ve unutmadan, zeki müren'i seviniz.
merhaba canım
ben az konuşan çok yorulan biriyim şarabı helvayla içmeyi severim hiç namaz kılmadım şimdiye kadar annemi ve allahı da çok severim annem de allahı çok sever biz bütün aile zaten biraz allahı da kedileri de çok severiz
hayat trajik bir homoseksüeldir bence bütün homoseksüeller adonistir biraz çünki bütün sarhoşluklar biraz freüdün alkolsüz sayıklamalarıdır
siz inanmayın bir gün değişir elbet güneşe ve penise tapan rüzgârın yönü çünki ben okumuştum muydu neydi biryerlerde tanrılara kadın satıldığını
ah canım aristophones barışı ve eşek arılarını hiç unutmuyorum ölümü de bir giz gibi tutuyorum içimde ölümü tanrıya saklıyorum
ve bir gün hiç anlamıyacaksınız güneşe ve erkekliğe büyüyen vücudum düşüvericek ellerinizden ellerinizden ve bir gün elbette zeki müreni seviceksiniz