nerissa

Durum: 76 - 0 - 0 - 0 - 24.03.2014 11:05

Puan: 1168 - Sözlük Kezbanı

12 yıl önce kayıt oldu. 3.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 4

akdeniz

ayna grubunun bir parçasıdır:


cebimde ucu ucuna yetecek bir para
içimde umutlar
bir çanta ve anılar koyuldum yola
akdeniz merhaba

tarlada patikada dağlarda
başka bir tat var yollarda
çok yorulmuş bir haldeydim
kendimi buldum aşkında

bekler sahilde meltem içimde fırtına
yeniden de sevebiliriz aakdeniz
sensiz avare geçer hüzünlü akşamlar
yeniden de sevebiliriz akdeniz

dereden tepeden gel kıyıdan köşeden gel
yatağını yorganını çeyizini bohçanı
yüreğini kapta gel * sözlerine sahiptir. genel olarak her sabah evden çıkmadan dinlerim, enerji veren bir şarkıdır.

ayrıca;

türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinden birisidir. bitki örtüsü maki, iklimi akdeniz iklimidir; kışları ılık ve yağışlı, yazları is sıcak ve kurak geçer. antalya, mersin, hatay, adana, kahramanmaraş gibi ekonomik ve turistik açıdan mühim olan illeri barındırır. ülkenin güneyindedir.

erkeklerin lezbiyenlere söylediği şeyler

temel bir kadınla randevulaşmış.

kadın: ben lezbiyenim, kadınlardan hoşlanıyorum.
temel: ben de lezbiyenim, kadınlardan hoşlanıyorum.

fıkra bir yana, lezbiyenlerin "lezbiyenim bas git, çükünü de al git" şeklinde bir sloganı vardır. heteroseksüel erkekler, kadınların genellikle muhteşem, olağanüstü, dünyanın etrafında döndüğü penislerine muhtaç olduklarını ve bu yüzden lezbiyenliğin geçici bir şey olduğunu düşündükleri için ısrarcı davranırlar. hoş değil bu sözler.

madem ateşin var ne duruyorsun karanlıkta

zuhal olcay'ın gecenin öteki yüzü adlı parçasını dinlediğimiz-ki film de aynı adı taşır- müşfik kenter ile başrolleri paylaştığı filmin unutulmaz repliği.

çakmağın var mı

hacıyatmaz

ertem eğilmez'in bir filmi vardı 76 yapımı, gulyabani adında. kemal sunal, adile naşit, şener şen, ayşen gruda falan oynuyordu. filmde adile naşit'in elinde mumla kekeme kaldığı sahnede hep hacıyatmaz diye gülerek hatırlarım. gulyabani imiş meğerse. neyse, bahane ile tekrar izledim sahneyi. ama hacıyatmaz değilmiş. hacıyatmaz, arkaya doğru çekip bırakınca öne doğru bir salınım hareketi eşliğinde tekrar eski pozisyonuna gelir. sıkıntı gidermek için birebir oyuncaktır.

soko

we might be dead by tomorrow adlı parçasını internetten açarsam o sayfayı indirip diğer işlerimi yeni pencerelerde yaparım. o kadar güzel klibi var ki, yalnız insanların-bkz: ben- izlemesi resmen depresyona sokuyor. o klipteki gibi sevgilimi önüme oturtup gitar çalmasını öğretmek istiyorum. ya da çılgınca şeyler yapmayı, birlikte tabii. first love never die adlı şarkısı desem, dilime dolanmış durumda. o kadar güzel bir melodisi var ki. ı've been alone too long desem, başlı başına ayrı. tüm klip boyunca sadece durup gitar çalıyor şarkı söyleyerek. ama büyülenmiş gibi bakıyorum ekrana.

göte pamuk tıkamak

islâmiyet dinine göre, ölen zat yıkanır ve bağırsaklarına basılarak dışkısı çıkartılır, bu işlem yapıldıktan sonra-üç kez yapılması gerek diye biliyorum, tüm yıkama üç kere tekrarlanıyor çünkü- tekrar bir yıkama olur ve sonrasında anüse, dışkı çıkışı, gaz çıkışı, bilinmeyen ve istenmeyen sıvı çıkışı, vb. durumlar olmasın diye pamuk tıkanır.

göte giren icatlar

göte bak göte kabak gibi göt

kibar küfürler

küfürün kibarı mı olur yahu? küfür küfürdür. kibar laf edecekseniz iltifat edin, tatlı söz edin. ha illâ küfür ise, kişinin anası, ebesi, sülalesi, ağzı, bacağı yahut başka bir şeyi neden ilgilendiriyor sizi? küfür edecekseniz kişinin bizzat kendisine küfür edin.

gelişmemiş embriyo mesela. 48 kromozumlu xyy. endospermi az az kalmış embriyo. gelişmemiş blastosist. epiteli ayırmayan bazal membran.

direkt olarak kişiye yöneltilmiş küfürler okudunuz. saygılar.

toshiba

ukde veren: keremce
açıklama: ...

japon teknoloji devi. kişisel bilgisayarları ve yazılımları ile ünlenmiş dünya markası. dijital & elektonik alanda hizmet verir.

çocukluğun soğuk geceleri

ukde veren: lost soul
açıklama: tezer.özlü.

tezer özlü 'nün ilk romanıdır. sürekli var olan bir çocukluğu ve bu çocukluğun başkaları tarafından nasıl sonlandırıldığını anlatır yazar. kendi çocukluğunu, gençliğini, "kadınlığına" adım attığında hissettiklerini, ölümü, hastahanede yaşadıklarını, yediği elektrikleri... çok şeyi anlatır. ben bir abla tavsiyesi üzerine okumuştum. tavsiye edeceğim kitapların başında gelir. çocukluğun soğuk geceleri, canınız sıkıldıkça raftan alıp alıp altını çizdiğiniz yerleri okuyabileceğiniz bir kitap bana göre. başucu kitapları olur hani, hiç sıkılmadan defalarca okusanız da özelliği, yarattığı ilk izlenim hiç gitmez. hah işte, bu kitap da o kitaplardan. şimdi müsaadeniz olursa, altını çizdiğim birkaç bölümü aktaracağım buraya zîra kitabın her satırı, her harfi ayrı güzel. tamlamaları ayrı güzel: tanrısıyla evlenen rahibeler. ukdeyi görünce içeri gidip kaptım geldim raftan.

--- önbilgi ---
yaşam, şimdi ancak kavranılması ve anlaşılması gereken; oysa yaşanması, gerçeğine inilmesi ilerideki yıllara atılan bir yabancı öğe gibi önümüze getirilmiş. coğrafya derslerine getirilen yerküre gibi. kimse yaşadığımız mevsimin, günlerin ve gecelerin yaşamın kendisi olduğundan söz etmiyor. her an belirtilen bir öğretiye, bizler hep hazırlanıyoruz. neye?

öfke içinde büyüyoruz.

sevişmeyi kendi gövdelerimizde tatmaya, kendi bedenlerimizde öğrenmeye koşullandırılıyoruz.

ölen bir nisanı gerçekten bir kez daha görebilir misiniz? ölen bir okula gidebilir misiniz? ölen bir evde uyuyabilir misiniz? o yıllar öldü. o yılları bize öldürecek biçimde yaşattılar.

sonra ana karnındaki gibi, geçici, tedirgin bir uykuya düşüyorum.

ama ne anlatılmaz, ne hızlı bir yokoluş! korkunç! kesin. dehşet verici bir an. ertesi gün şok yapılmıyor. o gün boyu bu büyük korkuyu yaşamamak, onu bir gün sonraya ertelemek büyük bir rahatlık. gerçek bir mutluluk.

beni iyileştiren ne şok. ne de ilaçlar. beni iyileştiren, bu kliniklere bir kez daha kilitlenme olasılığının verdiği büyük ve derin korku.

sonra yeniden sevmek istiyorum. ... onu sevmeyi bir tutku hâline dönüştürüyorum. bu sevgide tüm sevgilerim, sevebilme gücüm var. gelecekteki sevgileri de yaşar gibiyim. geçmiştekileri de. ... onun gidişini, bomboş yolda, tarlalar, tapınaklar arasında yiten küçük arabayı izlerken, ne garip, gelecekteki sevgilerin de, yaşamın da gidişini izler gibiyim.

güzel yaşamın sınırları, ölen, gömülen arkadaşlarımızın yaşadığı kadar.

ve son olarak tezer özlü'nün çocukluğun soğuk geceleri adlı kitabından bir paragraf:

akşamüzerleri sokaklarda midye kızartılır, sahilde dizilen meyhanelere müşteriler dolmaya başlar. yamaçlara yeşil, beyaz, mor ve sarı gelir bahar. papatyalar açar.
--- onbilgi ---

sapkın

ukde veren: loranahmes2
açıklama: bizden bahsediyor.

sapkın, latince: hereticus, içinde bulunduğu/yaşadığı toplum tarafından kabul görmüş bazı değerlerin dışında hareket eden kişilere, o toplum tarafından verilen sıfattır. sapkınlık göreceli bir kavramdır; kimine göre bir fareyi zehirlemek bir sapkınlıktır, kimine göre kendinden yaşça küçüklerle birlikte olmak, kimine göre maviyi sevmek, kimine göre inek öldürmek.

orlando cruz

aktif sporculuğu sırasında eşcinsel olduğunu açıklayan profesyonel boksör.

avare

"aşk yoklar beni durmadan öldürürcesine,
savunmam,kırılır,yanarım gözlerinde.
ayrılık vurur kapımı,bıkmadan sevişircesine
duvarlarım yarılır,kanarım gidişlerinde.
neden hayatı bir ömürde geçiremedik.
boşunaydı ama ağladık;değiştiremedik,
avaredir artık ömrüm
gün gelir ötmez hiç bülbül
vedalar ayartırlar aşkı
gözümden düşerler,düğümlenmiş sevgilerim..." sözlerine sahip mükemmelliyete epey yaklaşmış bir murat yılmazyıldırım parçasıdır.

bahsi geçen parça:


avare de işi gücü olmayan, elinden bir şey gelmeyen insanlara atfetilmiş sıfattır. *

ayı sözlük

internette bir lgbt ortamı ararken birden karşıma çıktı: ayı sözlük. "interaktif lgbtt sözlüğü" diyordu. yönelimimi gizlemediğim-biseksüel bir kadınım- bir yer bulmak çok rahatlatıcı, gün içinde insanların ataerkil, baskıcı, dinsel, homofobik yaklaşımlarından arınmak kendi başıma zor oluyordu. daha önce paylaşımda bulunduğum bir internet ortamı vardı, ayrılmak durumunda kaldım. sonraki süreçte oraya benzer bir yer arıyordum, ki buldum. yazar olsam da olmasam da, en azından böyle bir sitenin varlığı çoğu şeye güç katıyordur.
  • /
  • 4
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 76

erkeklerin lezbiyenlere söylediği şeyler

temel bir kadınla randevulaşmış.

kadın: ben lezbiyenim, kadınlardan hoşlanıyorum.
temel: ben de lezbiyenim, kadınlardan hoşlanıyorum.

fıkra bir yana, lezbiyenlerin "lezbiyenim bas git, çükünü de al git" şeklinde bir sloganı vardır. heteroseksüel erkekler, kadınların genellikle muhteşem, olağanüstü, dünyanın etrafında döndüğü penislerine muhtaç olduklarını ve bu yüzden lezbiyenliğin geçici bir şey olduğunu düşündükleri için ısrarcı davranırlar. hoş değil bu sözler.

absürd cinsel tabular

iki üç sefer seviştiğim bir kadın, inatla her seferinde saçlarımı bağlattırırdı. ninja gibi, tam tepemden. saçı uzun biriyle sevişirken saç uğursuzluk getirirmiş de uzak dursunmuş. bayağı absürd gelmişti. hâlâ absürd geliyor gerçi. saçlar çok terlersen, rahat etsin ensen sırtın diye toplanır onu anlarım da kötülükle alakasını anlayamadım. hatunun saçları da kısaydı ama, yaşadığı yerden gelen bir kültür mü diye düşünmüştüm.

çocukluğun soğuk geceleri

ukde veren: lost soul
açıklama: tezer.özlü.

tezer özlü 'nün ilk romanıdır. sürekli var olan bir çocukluğu ve bu çocukluğun başkaları tarafından nasıl sonlandırıldığını anlatır yazar. kendi çocukluğunu, gençliğini, "kadınlığına" adım attığında hissettiklerini, ölümü, hastahanede yaşadıklarını, yediği elektrikleri... çok şeyi anlatır. ben bir abla tavsiyesi üzerine okumuştum. tavsiye edeceğim kitapların başında gelir. çocukluğun soğuk geceleri, canınız sıkıldıkça raftan alıp alıp altını çizdiğiniz yerleri okuyabileceğiniz bir kitap bana göre. başucu kitapları olur hani, hiç sıkılmadan defalarca okusanız da özelliği, yarattığı ilk izlenim hiç gitmez. hah işte, bu kitap da o kitaplardan. şimdi müsaadeniz olursa, altını çizdiğim birkaç bölümü aktaracağım buraya zîra kitabın her satırı, her harfi ayrı güzel. tamlamaları ayrı güzel: tanrısıyla evlenen rahibeler. ukdeyi görünce içeri gidip kaptım geldim raftan.

--- önbilgi ---
yaşam, şimdi ancak kavranılması ve anlaşılması gereken; oysa yaşanması, gerçeğine inilmesi ilerideki yıllara atılan bir yabancı öğe gibi önümüze getirilmiş. coğrafya derslerine getirilen yerküre gibi. kimse yaşadığımız mevsimin, günlerin ve gecelerin yaşamın kendisi olduğundan söz etmiyor. her an belirtilen bir öğretiye, bizler hep hazırlanıyoruz. neye?

öfke içinde büyüyoruz.

sevişmeyi kendi gövdelerimizde tatmaya, kendi bedenlerimizde öğrenmeye koşullandırılıyoruz.

ölen bir nisanı gerçekten bir kez daha görebilir misiniz? ölen bir okula gidebilir misiniz? ölen bir evde uyuyabilir misiniz? o yıllar öldü. o yılları bize öldürecek biçimde yaşattılar.

sonra ana karnındaki gibi, geçici, tedirgin bir uykuya düşüyorum.

ama ne anlatılmaz, ne hızlı bir yokoluş! korkunç! kesin. dehşet verici bir an. ertesi gün şok yapılmıyor. o gün boyu bu büyük korkuyu yaşamamak, onu bir gün sonraya ertelemek büyük bir rahatlık. gerçek bir mutluluk.

beni iyileştiren ne şok. ne de ilaçlar. beni iyileştiren, bu kliniklere bir kez daha kilitlenme olasılığının verdiği büyük ve derin korku.

sonra yeniden sevmek istiyorum. ... onu sevmeyi bir tutku hâline dönüştürüyorum. bu sevgide tüm sevgilerim, sevebilme gücüm var. gelecekteki sevgileri de yaşar gibiyim. geçmiştekileri de. ... onun gidişini, bomboş yolda, tarlalar, tapınaklar arasında yiten küçük arabayı izlerken, ne garip, gelecekteki sevgilerin de, yaşamın da gidişini izler gibiyim.

güzel yaşamın sınırları, ölen, gömülen arkadaşlarımızın yaşadığı kadar.

ve son olarak tezer özlü'nün çocukluğun soğuk geceleri adlı kitabından bir paragraf:

akşamüzerleri sokaklarda midye kızartılır, sahilde dizilen meyhanelere müşteriler dolmaya başlar. yamaçlara yeşil, beyaz, mor ve sarı gelir bahar. papatyalar açar.
--- onbilgi ---

berkin elvan

anısına, grup yorum'un yaptığı bir parça var. "diren berkinim çok var sabaha," kısmını her duyuşumda gözlerimi dolduran, ağlatan. uyan lan. uyan çocuk. seni öldürenlerin allah belasını vermiş zaten. sen sadece uyan.

bıyıkları yeni terlemiş daha
genç yaşı takılıp kalmış siyaha
diren berkinim çok var sabaha
diren

uyan, uyan, uyan a berkinim
uyan uyan, uyan berkinim uyan

eridi bedenin, daha 15'inde
düşlerin sararıp soldu içinde
ekmek aç kurtların tok dişlerinde
uyan

uyan, uyan, uyan a berkinim
uyan uyan, uyan berkinim uyan

sapkın

ukde veren: loranahmes2
açıklama: bizden bahsediyor.

sapkın, latince: hereticus, içinde bulunduğu/yaşadığı toplum tarafından kabul görmüş bazı değerlerin dışında hareket eden kişilere, o toplum tarafından verilen sıfattır. sapkınlık göreceli bir kavramdır; kimine göre bir fareyi zehirlemek bir sapkınlıktır, kimine göre kendinden yaşça küçüklerle birlikte olmak, kimine göre maviyi sevmek, kimine göre inek öldürmek.

11 mayıs 2013 reyhanlı patlaması

tuba büyüküstün

20 dakika, arada sırada da olsa izlediğim tek türk dizisi. tuba büyüküstün için izliyordum ilk başta sırf. bir kere sevişsem dediğim ünlülerden. fazla güzel kadın.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.