42 yaşındaki nevşehirli oyuncu, sunucu, yazar. sunuculuğu ve oyunculuğunu pek beğenmesem de, şiirlerini hep sevmişimdir. bazı şiirlerinin bir kadın tarafından yazılmış olmasına inanamıyotum.
seni seviyordum şiiri
sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi...
onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
+öhööö öhööö anne bu ne ya? siz öksürmüyor muydunuz ilk içtiğiniz zamanlarda?
-gerizekalı, gizli gizli içerdik biz. öksürsek bile içimize öksürürdük.
+...
bilgisayarının olmaması sebebiyle mobilden giren yazar. aynı zamanda parmakları küçücük ekranda yalnışlıkla hoş butonu yerine boş butonuna basabiliyor. mazur görülmelidir.
üreme konusunu bir porno yıldızının anlatması gibidir. (bkz: uygulamalı eğitim) hayvanların, bitkiler ve mikroorganizmaların da üreyebildiği göz ardı edilmiştir. tıpkı musevilik, hristiyanlık, deistlik, ateistlik, budistlik, agnostiklik ve diğer inanç meselelerinin din dersinin müfredatında olduğunun göz ardı edildiği gibi.
uzuuun entrylerini okurkan kimi zaman gülmeme *neden olan kimi zaman insanın boğazına yumruğu tıkayan, çoğu zaman doğru yazan yazar. nicki ve okunuşu güzel, profil fotoğrafı insanı salak salak gülümseten, sakin insan. okurken en keyif aldığım.
olmuyor ya, ne kadar debelenirsen debelen bazen iş karşındakinde bitiyor. alttaki, hiç hayatını birisi için ya da birisine göre şekillendirme gafletinde bulundun mu?
büyük lokma yiyip, büyük konuşmaması gereken geydir. kimin ne zaman kimi seveceği belli olmuyor sonuçta. feminenlerden hoşlanmıyorum diye kendini kısıtlamasa daha mutlu bir insan olabilir aslında.
son 3 ay öncesine kadar yaklaşık 8 aylık bir süreç için de facto olarak, son 3 ay ise resmi olarak gerçekleştirdiğimiz eylem. kolay değildir. ama zor da değildir. tamamen kişilere bağlı olmakla birlikte partnerlerin ayrı bireyler olduğu unutulmadığı ve buna bağlı olarak kişisel alan ''çok fazla'' ihlal edilmediği sürece (her ne kadar kısıtlanmıyor desek de evini, yatağını, düşüncelerini, hislerini ve vucudunu paylaştığın insan sonuçta) gayet de güzel giden şeydir. otogarlarda, dolmuşlarda, sinemalarda, kafelerde geçirilen onlarca saatten sonra aynı evi paylaşıp, birbirini görmek için hiçbir çabaya gerek kalmadan olan bütün gücünü partnerine yansıtabileceğin bir ortam oluşturmaktadır ve karşındaki insanı çok daha iyi tanımana vesile olur. fakat en çok dikkat edilmesi gereken unsur bana göre; ayrı zevkleriniz sadece kendinize ayırdığınız vakitlerinizin olması, olabilmesi. ayrı ayrı arkadaşlarınızla görüşebilmeniz veya kendi başınıza vakit geçirebilmeniz. çünkü bir süre sonra buna ihtiyacınız oluyor. kendinizi birbirinize kapatmayın. birbirinizi tüketmeyin, insan asalak bir yaratık olmaya çok müsait. sadece seviyorsunuz diye sömürülmeyin ve karşınızdakini sömürmeyin maddi ve manevi olarak. ha bir de son olarak sevgiliniz sizinle yaşamasın, siz sevgilinizle birlikte yaşayın.
henüz eve döneli iki gün oldu, iki gündür salondaki kanepede yatıyorum. bu gece dayanamayıp anne artık odana gider misin yalnız kalmak istiyorum dedim. gözlerime bakıp daha çok yalnız kalacaksın dedi. bu güne kadar hiçbir şey bu kadar canımı yakmamıştı.
kürdü de türkü de leş olan ideoloji. hele hele, kendi seçiminden kaynaklı olmayan özelliklerinden dolayı ayrımcılığa maruz kalmış insanların nasıl milliyetçi olabildiklerini aklım almıyor. galiba insan olmamızın önemini kavramak önemli olan. cinsiyetsiz, milliyetsiz bir toplumun varlığı anca o zaman sağlanabilir. haydi ne mutlu insanım diyebilene.