her ne kadar kocaeli büyükşehir belediyesi dense de benim ısrarla izmit olarak sevdiğim şehir. haftanın beş günü istanbuldan okul servisiyle o küçük, mini mini dolphin avm yakınlarına gelirim. ordan ver elini karamürsel. gölcüğü de ayrı bi severim hani. halk evi
de adım başı pişmaniyeci görmek mümküdür.

(bkz: can pişmaniyeleri)
(bkz: ömür pişmaniyeleri)
(bkz: ipek pişmaniye)

tanışımışlığımız 2008e dayanır. minder üstünde yüzüstü yatıp, uzun uzun sohbet ederdik... iyi insandır, tatlı dillidir

bildiğim kadarıyla sözleri turgut uyar, muziği sezen ve aykut gürel ait, ve yine sezenin sesiyle hayat bulmuş harika bir şarkıdır.... özellikle sonuna doğru şiir kısmı beni benden alır, adı gibi sezendir, candır...

sözleri şöyledir;

sizin alınız al inandım
morunuz mor inandım
tanrınız büyük amenna
şiiriniz adamakıllı şiir
dumanı da caba
dumanı da caba

bütün ağaçlarla uyuşmuşum
kalabalık ha olmuş ha olmamış
sokaklarda yitirmiş cebimde bulmuşum
ama sokaklar şöyleymiş
sokaklar şöyleymiş
ağaçlar böyleymiş

ama sizin adınız ne
benim dengemi bozmayınız

sokaklar şöyleymiş
ağaçlar böyleymiş

aşkım da değişebilir gerçeklerim de
pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
yan gelmişim diz boyu sulara
hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
hiçbirinizle dövüşemem
siz ne derseniz deyiniz
benim bir gizli bildiğim var
sizin alınız al, inandım
morunuz mor, inandım
ben tam kendime göre
ben tam dünyaya göre
ama sizin adınız ne?
benim dengemi bozmayınız

sokaklar şöyleymiş
ağaçlar böyleymiş…

http://kisalt.com/2mi

olgun insanlar güzeldir, iyidir, hoştur, arzuludur, sever, saygılıdır, görmüş geçirmiştir
her önüne gelene yavşamaz, yerini bilir, adabını bilir, gecelik ilişkiler uğruna arkadaşlıklar kurmaz, daha saklı gizlidir, daha bi efendidir..
candır, canandır. ben severim. ("severim" derken şu anda başım bağlı yanlış anlaşılmasın) sevmeyenlere de saygım sonsuzdur.
ama sırf kendi tercihleri için dalga geçip, çirkeflik eden olursa iki çift lafım mevcuttur;

(bkz: beğenmeyen küçük oğluna almasın)
(bkz: ağzının tadını bilsen burnunun bokunu yersin)
(bkz: am benim göt benim, ister dala takar yırtarım, ister dinamit koyar patlatırım)
(bkz: bağ benim belletirim, göt benim elletirim)
ve nicesi.

2010 ya da 2009 yılında bi parti vermişlerdi. istanbuldan toplanıo gitmiştik.. eğlenceli miydi? değil miydi? tartışılır ama ortamdaki insanlar çok tedirgindi ve acayip bakıyorlardı. bıyıklı amcalar ve çıtır çerez çocuklar vardı.
bira ucuzdu, müzik nasıldı hatırlamıyorum, ortamda kocaman bilardo masası vardı, küçük loş bi yerdi...
onun dışında da bi organizasyonda rastlamadım ankara ayılarına

bi zamanlar her bi tarafımda var olan. ama otobüs durağında otobüs bekleyen bi hanzoda görüp her yerimden çıkarmama sebep olan aksesuarlar... her önüne gelen yapmasın yahu.. küpeyi anladık da, bu herkese olmuyor.. cidden durmuyor..

önceden yok denecek kadar küçüğüne sahip olduğum, bir sene boyunca piercing takıp, sonra cıkarınca kendimde de keşfettiğim. eskisinden daha da buyuk kocaman ve sevgilim elleyip yalayınca daha da bi sevdiğim duyu (!) organım.

genelde biri, ya da birilerine yaranmak, sevimli görünmek, ortama uyum sağlamak, bağırlara basılma isteği ile cereyan eden iğrenç esprilerdir bunlar... mesela örneklerini facebookta çok görüyorum. adamın birisi yazıyor çiziyor birinin fotografının altında.. hatta yavşayamıyor, utanıyor, ingilizceespri yapınca olucak sanıyor.. cıx ıı ııh yine olmuyor
fotograf sahibi cevap vermeye tenezzül bile etmiyor

eğer kişi iyi hatırlanıyorsa, bi kenarda köşede bulunsun, ama kötü bir sonla bitmişse ilişki, bırakın geçtim hediyesini; ne adı kalsın ne şanı derim..
başıma gelmişti;
kooooos kocaman bir ayıcık almıştı dallamanın teki... kaldı ki adam akıllı sevgili bile degilken, ve birbirimizi daha ilk kez reelde görmüşken.. neyse hediye hediyedir, aldık.. e tabi neticede ne ben dağda doğup büyüdüm, ne de o istanbulda yaşamış büyümüş.. adapte olamadık.. evli evine, köylü köyüne.. zaman geldi çattı, temizlik zamanı dedim, büyük boy çöp torbasına koyup, karşıdaki konteynra bıraktım ve izlemeye koyuldum. karton toplayıcısı çıkarttı, açtı, koltugunun altına aldı, sarıldı gitti. muhtemelen bekardır, sokaklarda, barınaklarda vs kalıyordur, abazadır, s*kmiştir.

sevap!

doğal karşılanması gerektiğini düşündüğüm olay. sonucta reddedilen sahıs da kendine bişeyler aramak için yavşamıştır ve reddedilmiştir. neticede herkes tipi olanlarla ilgileniyor ilk etapta. insanlık, onyargı, kardes kardese sohbet vs. vıdı vıdı olayını gecelim simdi.

bir keresinde aynı hatayı yaptım. bir hafta konustuk gorustuk, ertesi hafta cıktı geldi taaa allahın bilmem neresinden cocuk.. "oha" oldum. "bu muydu yaaaa" oldum hüsrana ugramıstım. allahım düşmanımın başına versin böylesini çevremde de çokça şahit olduğum olay. sonu genelde hep hüsranla biter. camfrog chat kanallarında genelde sık rastlanır. kişiler birbirine uzaksa sırf sevişmek için şehirlerarası seyahatlerin zamanla ne kadar masraflı oldugu anlasılır ve ilişki burada biter.. finito