yoshimi

Durum: 55 - 0 - 0 - 0 - 18.01.2017 21:25

Puan: 802 - Sözlük Kezbanı

9 yıl önce kayıt oldu. 5.Nesil Yazar.

Henüz bio girmemiş.
  • /
  • 3

iskender paydaş

gzone'daki röportajındaki "bence lgbt hakları için lgbt olmayanların yürümesi öyle olanları küçümseyici bir tavır. ben kimim ki lgbt için destek verecek ve yürüyecek kadar kendimi onlardan daha üstün kabul edeyim?" sözleriyle kaş yapıyım derken göz çıkardığını düşündüğüm müzisyendir. biz burada özgürlük mücadelesi veriyoruz, yasalarca herhangi bir korumamız yokken ve eşit sayılmıyorken lgbt bireyler ile yürümek bizleri aşağı görmek değil, bizlerle eşit olduğunu ilan etmektir.

beymen'de 245 tl'ye satılan pamuk fanila

172 liraya düşmüş. kapın.

chris hadfield

iss'de bulunduğu süre boyunca çektiği fotoğraflar ve videolarla bir süre gündemde kalmış olan astronottur. kanadalı astronotumuzun sesi de güzeldir ki kendisi space oddity'i uzay istasyonunda seslendirerek bir ilki gerçekleştirmiştir. ayrıca ted konuşması da şiddetle tavsiye edilir.

david bowie

space oddity adlı, chris hadfield tarafından uzayda söylenen ilk şarkının sahibidir.

almanca

konuşurken yeni öğrenenler için yan cümle oluşturmanın işkence olduğu dildir. sen o kadar alış ikinci sırada olucak yüklem diye sonra yan cümlede en sona at sürekli. başlarda konuşmaya çalışırken yamulmayanını görmedim.

kabalığı konusunda da birazcık filmlerde sürekli nazi olarak yansıtıldıkların dolayı olduğunu düşünüyorum açıkçası. beş sene almanların konuşmasına maruz kaldım ve kaba konuşan birkaç tanesi dışında hepsi gayet tatlı konuşurlardı.

laço

gördükçe hep bana lubunyayla maçonun birleştirilmişi gibi gelen eşcinsel jargonundan bir kelime.

trans erkek pornosu

smalltown boy

bronski beat'in orijinal versiyonundansa jimmy somerville'nin geçtiğimiz senelerde seslendirdiği şeklinin sözleriyle daha uyumlu olduğunu düşündüğüm şarkıdır. duyguyu tam olarak solistin sesinde hissedebilirsiniz

(bkz: ayisozluk.com/lnk/ad175e)

please like me

avustralya yapımı, stand-up komedyeni josh thomas'ın hayatından esinlenerek ortaya koyduğu eğlenceli ve insanın içini ısıtan bir dizidir. dizi josh'un kız arkadaşından ayrılması sonrası gay olduğunu kabullenmesiyle başlıyor ve olaylar şekilleniyor. bölümler ilerledikçe seyirci josh'un hayatına eşlik ediyor, bir bakıma onunla beraber tecrübeleniyor. dizinin yan karakterler bakımından da doyurucu olduğunu söyleyebilirim, hepsi kurgunun ilerleyişinde önemli pay sahibi ve bir tanesinin bile eğreti durduğunu söyleyemem. ayrıca bir diğer göze çarpan nokta ise dizinin çok samimi olması, izledikçe sanki o arkadaş grubundan biri oluyor insan. kaliteli gay temalı bir dizi izlemek isteyen herkesin göz atması gerekli, zaten başlayınca 3 sezonun nasıl bittiğini anlamayacaksınız.

ich bin schwul und das ist auch gut so

2001-2014 yılları arasında berlin'in belediye başkanlığını yapan klaus wowereit'ın seçim öncesi açılma cümlesidir."eşcinselim ve bu da güzel bir şeydir." anlamına gelir.

durduk yere ayı sözlük yazarlarına koyan şarkılar

onur akın - gaybana geceler
the smiths - i know it's over

annelerin eşcinsel yerine kullandıkları kelimeler

nasıl becermiş bilmiyorum ama benimki gayi "ge" diye anlamış. hiç unutmam bir gün yurt dışına gitmek istiyorum falan deyince hiç düşünmeden "bak gidenleri hepsi ge oluyormuş" demişti, bir de bilse..

the smiths

yeri geldiğinde insanı neşelendiren yeri geldiğinde hüzünden sizi darmadağın edebilen şarkıların sahibi efsane gruptur. zaten bunalımlı zamanlar geçiren birisinin daha da içine kapanmasına ve iyice depresif olmasına neden olabilir, tecrübeyle sabittir.

big eden

amerika'nın küçük bir kasabasında geçen film boyunca homofobiye rastlanmaması bir nevi ütopya gibi, homofobiye rastlanmamasını geçtim filmdeki yaşlı başlı teyzeler ve amcalar başroldeki gaylerimize çöpçatanlık bile yapıyor.

ayrıca "ben değil erkek arkadaşım gay" lafının sinemada vücut bulmuş halidir bu film.

who am i - kein system ist sicher

sonlarına doğru dikkat ederseniz odadaki poster ile fight club'a selam vermiş olduklarını görebileceğiniz filmdir.
  • /
  • 3
Henüz bir favori entry yok.

Toplam entry sayısı: 55

genesis

progressive rock türünün ileri gelen temsilcilerinden kült hale gelmiş bir gruptur. başlangıçta vokalleri peter gabriel tarafından yapılmaktayken sonralarda baterist phil collins solisti olmuştur. phil collins gruptan ayrıldıktan sonra çok başarılı bir solo kariyer de yapmıştır. i can't dance, invisible touch, land of confusion, that's all gibi şarkılar ilk akla gelse de blood on the rooftops, firth of fifth ve carpet crawlers gibi şarkıları da dinlenmelidir.

ama carpet crawlers dinlenecekse burdan canlısı dinlenmeli kesinlikle:

please like me

avustralya yapımı, stand-up komedyeni josh thomas'ın hayatından esinlenerek ortaya koyduğu eğlenceli ve insanın içini ısıtan bir dizidir. dizi josh'un kız arkadaşından ayrılması sonrası gay olduğunu kabullenmesiyle başlıyor ve olaylar şekilleniyor. bölümler ilerledikçe seyirci josh'un hayatına eşlik ediyor, bir bakıma onunla beraber tecrübeleniyor. dizinin yan karakterler bakımından da doyurucu olduğunu söyleyebilirim, hepsi kurgunun ilerleyişinde önemli pay sahibi ve bir tanesinin bile eğreti durduğunu söyleyemem. ayrıca bir diğer göze çarpan nokta ise dizinin çok samimi olması, izledikçe sanki o arkadaş grubundan biri oluyor insan. kaliteli gay temalı bir dizi izlemek isteyen herkesin göz atması gerekli, zaten başlayınca 3 sezonun nasıl bittiğini anlamayacaksınız.

prezervatif

fuckbuddy olanların da tek eşli olanların da kullanması gereken cinsel yolla bulaşan hastalık riskini azaltan latexten olanının makbul olduğu bariyer. öyle tek eşliyim diye geçinirken partnerinin aldatmasıyla kendisini hiv+ bulan insanlar yok değil bu dünyada. ayrıca bir sürü hastalık da bareback ile bulaşma riskini taşır. (bkz: frengi)(bkz: klamidya)(bkz: hpv)

5 dakikalık zevk için kullanmayıp hayat boyu hap içmek zorunda kalabileceğini unutmamalı insan.

gay olduğunu bildiğin arkadaşa açılmak

açılma aşamasında insanı rahatlatabilen eylemdir. eğer arkadaşınızın sizin gay olduğunuzu etrafa yaymayacak biri olduğundan eminseniz rahatlıkla yapılabilir ve sonrasında yapılacak sohbetler insanın üstündeki stresi bir nebze de olsa azaltır. çünkü açık bir şekilde her şeyi konuşabileceğiniz birisi olur yanınızda.

ben yaptım bunu mesela, çocuk tam açık da değildi ama böyle eşcinselliğini başka eşcinsellerin anlayabileceği şekilde yansıtırdı etrafa. belki de birazcık hep ertelediğim şeyleri gerçekleştirmek için gittim konuştum onunla. mesela onunla hiç konuşmamış olsam şu anda açılmış olduğum arkadaşlarıma gay olduğumu söylememiş olacağımı düşünüyorum. onunla konuşmamış olsam belki ileride heteroseksüel hayatı yaşayabileceğime inandıracaktım kendimi bilemiyorum. ama bana öyle geldi ki bu dünyada benim gay olduğumu bilen biri varsa bunu somutlaştırmış olacaktım. sonrasında kendimi kandırırsam benim sahtekarlığımı görecek bir insan olacaktı ve sahtekar olmak istemediğimden doğru olduğuna inandığım şeyi yani beni ben olarak yaşamayı gerçekleştireceğimi düşündüm. çünkü aslında hepimiz biliyoruz nasıl hissettiğimizi, ama bizi kısıtlayan birçok nedenden dolayı kendimizi yansıtamıyoruz gerçek benliğimizle. bu yüzden açılmanın bizden sonra gelecek insanlardan öte en önemlisi bizim kendimizle barışık olmamız için gerekli olduğunu düşünüyorum.

ha bir de senin derdinle mi uğraşıcam diyen eşcinseller de olabilir iyi seçin arkadaşlarınızı.

kerimcan durmaz

geçenlerde tramvayda bir adam gay değil diye savunuyordu. güldüm. ablan star bebeğim

justin bieber

bu güne kadar herkesin dalga geçmeyi sevdiği, ama yine de milyonlarca dinleyene sahip şarkıcı. son zamanlara kadar yaptığı işleri hakkında ben de aynı şekilde düşünüyordum. ancak son albümündeki love yourself adlı parçayı gerçekten beğendim ve toplum baskısı yüzünden bunu kimseye söyleyemiyorum. * ama sonra şarkıyı yazana baktım ve hiç şaşırmadım neden sevdiğime. (bkz: ed sheeran)

canan efendigil karatay

"vücut bir makinedir, makinelerin yağsız çalıştığını gördünüz mü? yağ yemelisiniz." gibisinden bir şeyler demiş kalp ve iç hastalıkları profesörü. gittiğim fakültedeki hocalar pek hazzetmezler kendisinden. bir nevi şovmen.
Henüz takip ettiği biri yok.
Henüz takip eden biri yok.