yazarların şu anki ruh halleri

  • /
  • 38
rüyamda patates kızartması yediğimi görerek uyandım ve düşündüğüm tek şey patatesti, sonra mutfağa yürürken patates dışında görülen detayları hatırladım, sonra yavaş yavaş nerede olduğumu fark ettim ve iştahım kaçtı. film indiriyorum. bir şeyleri unutmuş gibi davranmak çok zor.
şu an fena değilim. her şey yolunda gidiyor şimdilik. acaba kötü bir şey mi olacak? kodlama yaparken hataya rastlamıyorum mesela. sadece birazcık sıkıldım yalnız başıma olmaktan. iki üç kahve falan içsem arkadaşlarla, rahatlarım gibi.
azgınım, hem de çok, ama evde hatırla gönül izleyip çeviri okuyorum...
son 24 saatte 7 saat matematik çalıştım ölüyorum galiba. yıllardır toplam bu kadar ders çalışmamıştım.

an itibariyle kemal doğulu'yum.

soğan halkası insanlardan daha önemliymiş gibi hissediyorum.
yoksunluk krizine girmiş bir genç kız ya da 3 çocuğuyla ortada kalmış da ne yapacağını bilemeyen bir anne
içine kaldırım taşı oturmuş hatta bunlardan duvar örülmüş gibimsi.
biraz kafa. aşk acısı hala... bi bitmedi zaten amk. ve yorgun, hem de çok.
güzel bi kafa. bi de bi milyon.
“göğü gördüm, imkana tutuldum, düşü sevdim”
kafam karışık, psikolojim bozuk, beynim agrıyor, canım sıkkın.
az önce telefonum çaldı, malum tanımadığım numarayı açamayacak kadar "önemli" bir iş grubuna mensubum. "teklif gitti mi llsdd"?, "ben perşembe cam takamam llsdd", "konstrüksiyon kesilsin mi llsdd" tarzında bir hayatım var, bunların üzerine bir de danışmak amacıyla arayan yatırımcı adayları eklenince telefonla konuşmak benim için bir işkence olup çıktı. yine kim arıyor off! nidaları eşliğinde telefonuma baktım, alo diyerek açtım cevap bekledim bekledim gelmedi, en sonunda llsdd ile mi görüşüyorum dedi, buyrun benim dedim sonra uzun uzun neden aradığını açıkladı. almanya 'da doğmuş büyümüş, henüz 21 yaşında, bu haftasonu "zorla" evlendiriliyormuş. blog dönemimde kendisi de günlük olarak yazılarımı takip ediyor, acılarını acılarımla paylaşıyormuş. önce bir duraksadım, malumunuz blog girdilerimi çınar ve ay olarak yapmaktaydım. ismimi ve soyismimi nereden biliyorsun diye sordum. bana ulaşmak için o kadar çok uğraş vermiş ki blogu kapatırken sözlüğün adresini paylaşmıştım oradan buraya giriş yapmış, sonra sevdiceğimin yorumlarından ay ve çınar'ın bizler olduğuna kanaat getirmiş, oradan bütün yorumları okuyarak şirketimizin internet sitesine ulaşmış, internet sitesinden ofisin telefon numarasına, oradan da bana ulaşmış. bana sözlük üzerinden neden mesaj atmadığını buradan çok daha rahat ulaşabileceğini sorduğumda, içimi parçalayan bir cevap verdi; "sesini duymam gerekiyordu, ancak sesini duyarsam bu düğüne, bu iğrençliğe katlanabilecek kadar gücü bulurdum" kendimi parçalara ayrılmış hissettim, hemen (bkz:armut )'u arayarak durumu anlattım. telefon numarana ulaşamıyorum, ofis telefonuna o kadar çok arama düşüyor ki hangisi sensin kestiremedim, numaranı da vermedin. muhtemelen gelemem demiştim ama armut ile konuştuktan sonra gelme kararı aldık. bana ya da ona buradan ulaşabilirsen gelip o gün sana destek olmak isteriz. tüm bu yaşattığın karmaşık duygular için teşekkür ederim
aşağı tükürse genç werther yukarı tükürse veronica
  • /
  • 38