zamanın yavaş akması

oruç tutulan günün sabahında erken bir saatte gözlerin bir anda faltaşı gibi açılması sonucu iftarın uzak olduğunu görüp ne yapacağını bilemeyen insan bir zaman sonra zamanın yavaş aktığını düşünmeye başlar. ancak yavaş akan zaman değildir, kanşekeridir, bir zaman sonra karında gurultular eşliğinde uyuyamamak, düşünememek şeklinde sonuçlar verir.
kişinin gelmesini beklediği bir günün olması. tatile çıkma gününü beklemek gibi.
zamanın yavaş akması, zamanın hızlı akması gibi göreceli bir kavramdır. nitekim einstein ın zaman ve genel görecelik kuramı na göre zaman zaten evrenin farklı noktalarında farklı hızlarla akmakta, hatta durabilmektedir.bu demektir ki mutlak bir zaman kavramı yoktur.
genelde is vakti olan hadise
mecburen yapılan işlerde can sıkıntısının yarattığı düşünce. oysa keyif alınan işlerde zamanın su gibi aktığından- yetmediğinden- dem vurulur. bu da tıpkı yazın sıcaktan, kışın soğuktan şikayet etmeye benzer.
zaman izafidir.

""ateşin üstünde 1 dakika 1 saat gibi geçerken, güzel bir kadının yanında 1 saat 1 dakika gibi geçer." der zamanın tanrısı einstein
kişinin askerde olduğunu gösterir...**
sıkıntıdan patlamak üzere olduğunuzu gösterir
marijuana içildiğinde başa gelir. 2 saat geçmiş gibi hissedersiniz saate bir bakarsınız 5 dakika olmamış.
sevgiliyle randevu için söz kesildiği andan itibaren başlayan ve randevu saatine/gününe kadar bitmeyen fiziksel anomali.
einstein, sanki izafiyet teorisini bunun için yazmıştır. çünkü aşk, sizin uzayınızı değiştirmiştir. şaftınızı kaydırmıştır.