gezi parkı'na yapılmak istenen topçu kışlası projesine dair güzel bir yazı için:

cc
"sorun 7200 m2 ticari alanı olan bina için haklı olarak avm kısaltmasını kullanmanın tartışmasını yapmak ya da sadece üç tane ağacı kesmek değil. diyelim ki sökülenler yeniden dikildi. bölgedeki son yeşil parça bir iç bahçe gibi binanın içine gömülürse kentle bağı kopartılmış olacak ve 'yeşil alan özelliğini kaybedecek. zaten projenin mimarı, buranın bir kent ormanı olmadığını, tüm ağaçların korunmasına gerek olmadığını şu özlü sözüyle destekliyor: ama tabii ki bir düzen getirilmek zorunda. her elini kolunu sallayan kafeye, restorana girsin demek doğru değil. herkes her yere girebilir mi?
problemin merkezi işte burada. herkes her yere girsin mi girmesin mi? bir de üzerine koskoca direnişi üç tane ağaç için şeklinde küçümsemek... projeyi kimse benimle tartışmadı demek kolay. görmediğimiz ve sır gibi saklanan projeden kamuya düşen sadece birkaç kalitesiz, bilgisayar marifetiyle elde edilmiş üç boyutlu görselken tartışmanın nasıl olacağını kestirmek zor.
belediye ya da başka bir kurum, hiçbir zaman bu kadar önemli projeyi kamuoyuyla paylaşmış, duyurmuş, tartışmış değil. haliçteki garip taşıyıcılı köprü için belediye başkanının projenin mimarına direktif vermesi dışında bir kamuoyu bilgilendirmesi yapılmamıştır.
sonuç: yetkililer kamuoyunun mimari konulardaki fikrini pek önemli saymıyorlar.
kronik sorun, her gün garip bir projenin dayatılması. her sabah, fiziki çevre, kent kullanımı, estetik değerler ve kurallar gibi ön çalışmalar ve katılımcı bir tasarımla şekillenmemiş biz karar verdik, olacak denen bir sürpriz projeyle uyanmak. örneğin taksimin yayalaştırma projesi bile bazı önemli hatalar içermektedir. hâlâ konuşacak, anlatacak, icabında düzelttirilecek bir merci yok."