ayı sözlük itiraf

  • /
  • 13
bazen aşırı bir şekilde sevgi açlığı hissediyorum. nolur biri beni sevsin artık yeter. *
zaman acılı ama iyi bir öğretmen.zaman geçtikçe daha güçlü oluyor insan.misal bundan daha önce eşcinsellik durumlarıma bile çok takıyordum açıkçası nasıl görünüyorum acaba kimse benden hoşlanıyor mu o çok tatlı acaba eşcinsel mi?acabalar acabalar...sonuç ne mi oldu?baktım bu iş böyle gitmiyor artık umursamıyorum.artık ümidim bitti gibi ve benzeri şeylerde yazmıyorum doğa böyle kurallar böyle.kendimi üzmektense ümit etmeyip ortama ayak uydururum...
reza sarraf tutuklandığında bir fotoğrafını yayınladılar. hapishanede çekilmiş. normalde hiç benzemiyorlar ama o fotoğrafta inanılmaz bir şekilde eski sevgilime benzemiş. belki bu yüzden aşırı seksi, eski sevgilimin bana çağırıştırdığı şeyler falan anladınız siz* göründü gözüme.

bunu kismeye itiraf edemedim. o fotoğrafı gördükçe hayattan soğuyorum bir süre. öyle yani. oy oy.

itiraf gibi itiraf ehehe.

o fotoğraf da şu:

hazır noodleları makarnadan daha çok seviyorum. plastik gibi kalitesiz şeyler ama plastik gibi olması daha çok hoşuma gidiyo. en sevdiğim de dana eti çeşnili olanı.
en modern aile bile yeri geldiğinde sizi anlayamayabiliyor. bunu kabullendim artık içine doğduğun kültür böyle diyorum kendi kendime. öyle hayatlar yaşıyoruz ki aslında insanların yanlış olduğunu düşündüğü, yanlış değiliz ama gerçekten yalnızız. hayatıma giren gerek gay gerek lezbiyen gerek trans, ne kadar insan tanıdıysam %90' ı çok hasar almış insanlar. çünkü koduğumun yerinde sevgilin ile el ele otobüse binemiyorsun ya da her ortamda rahatlıkla bu insan benim sevgilim diyemiyorsun. çünkü insanların bunları gördüklerinde ya da duyduklarında tek düşünebildikleri şey acaba yatak muhabbetleri nasıl bunların oluyor. çünkü insanlar bizim de sevebileceğimiz ihtimalini düşünemiyorlar. çünkü eşcinseller üzerinden örnek vermek gerekirse onların gözünde tek tip eşcinsel var. benim 1.95 boyum ve yapılı bünyemle yoldan geçerken gay olabileceğime ihtimal dahi vermiyorlar fakat akıllarında oluşmuş bir eşcinsel tarzı var. geçenlerde kadın transların ne yazık ki toplum içinde kendileri gibi olamadıklarını söylediğim zaman "evet translar zaten sizi rezil ediyor ya haklısınız" şeklinde bir atar yedim. bu benim karar verebileceğim bir konu değil. bu her insana göre değişebilecek bir şey ben iyi ya da kötü bir izlenim bırakıyor diyemem ama bir izlenim bıraktığı gerçeğini de bir kenara atamıyorum. ama o kadar bunaldım ki sadece keşke herkes hissettiğini yaşayabilseydi diyorum. keşke normal gözüyle görseydi insanlar bizi de normal olmak bir boka yarasaydı. *
nescafe 3ü1 aradayı çok seviyorum. herhalde bundan ala itiraf olamazdı. söyledim kurtuldum. bırakmaya çalışıyorum ama filtre kahve hazırlamak aşırı zor geliyor. sütsüz kahveyi de sevmiyorum. yok makineye kahveyi koy, bir yandan sütü ısıt, bir yandan şekerini hazırla çok üşeniyorum bütün bunları yapmaya. ama nescafe öyle mi? suyu ısıt. nescafeyi dök bitti. ortamlarda bunu elbette açık açık söyleyemiyorum. çünkü her gün 3ü1 arada içmek utanç verici. bu mereti bırakmam gerektiğinin farkındayım. geçen gün içeriğini okumamla dehşete düştüm. içinde olmayan şey yok. bırakmayı deneyeceğim ama söz veremiyorum. işte ben de kusursuz bir insan değilim. geçen gün kötü özelliklerimi düşünürken aklıma bu geldi. paylaşmak istedim.

(bkz: varoş olduğunu anlama yolları)
sözlükte yaratılmak istenen kürt türk ayrimciligina acayip uyuz oluyorum sözlük. diğer platformlarda bolca yaşanan bu aydın maalesef sözlüğümuzede bulaşmış durumdadır. burada sağcısı solcusu türkü kürtü aktıfı pasifi derken offff sözlük offff içim sıkıldı cidden sabah sabah
hayal ettiklerim için cezalandırılacak olsam, sonumun lut kavminden beter olması gerekirdi.
sevgili adayımı korkutuyorum. nasıl mı? sürekli "artık norveçli erkeklere bakmama gerek kalmadı, sen varsın" falan diyorum, ciddi olduğumu sanıp korkuyor. "niye benden bu kadar beklenti içine giriyorsun" diyor. çok eğlenceli.
üstteki yazara aslında bir yandan katılıyorum, bir yandan da katılmıyorum. ekşi sözlük genel anlamda sol kesimin hakim olduğu bir sözlük gibi görünse de halen bu sol kesim içinde kendimizi olumlu anlamda ifade edemediğimiz bir topluluk var. önceki yürüyüşlerden de örneklerle açıklanabileceği gibi bazı aşırı hareketler malesef bizim ünümüzün kötüye yorumlanmasına sebep oluyor. yürüyüşe çoğunlukla kadınların katılması ve yürüyüşün onur yürüyüşünden çok feminist yürüyüşe dönüşmesinden açıkçası ben de rahatsızım. araya kaynayıp haydi biz de sesimizi çıkaralım boyutuna geliyor. keza kadınlar gününde lgbti'lerin de yürüyüşe katılması gibi. destek verilebilir elbet güzel bir dayanışma ama olayı sadece kendi tarafına çekecek hareketlerde bulunmak bana yakışıksız geliyor. sonuçta ortaya onur yürüyüşü değil karmançorman bir kuru kalabalık çıkıyor. kimsenin ne dediği anlaşılmıyor. saçma sloganlar falan. protesto etmek ayrı bir şey, kendi gününü kutlayarak yürümek ayrı bir şey. tutup siz kendi yürüyüşünüzde politik davranıp başkana söverseniz, onlar da sizi yürütmez. ki bunun olacağını hepimiz gayet iyi biliyoruz. valilik de yürüyüşe engel koyar.
en baştan falso vererek kendi bilincimizi, hareketimizi, anlatmak istediğimiz değerlerimizi kendimiz baltalıyoruz. bu zihniyet de bu şekilde devam ettiği sürece benim gibi düşünen çoğu lgbti bu tarz yürüyüşlere katılmayacaktır.
ne zaman lgbti gerçekten kendini olumlu şekilde yansıtacak bir zihniyete bürünür o zaman destek veririz.
kendimi yıllarca lezbiyen bir kadın olarak tanımlamışken an itibariyle bir erkekle görüşüyorum, öyle böyle değil düşüyorum adama arkadaşlar.
cok yanlizim neden mi bilmiyorum kafes sanki buralar evden işe işten eve truman show içindeyim basıp gidemiyorum hiç...ne arkadaşım nede bir sevgilim var yaklaşık 8 seneden beri biri günaydın mesajı almadım o derece abartılmış derler yada dikkat çekmeye çalışıyo derler birinin sizi beğenmesi ne kadar güzel şey millet kankası sevgililisi her kimse ile mesajlaşırken benim telefonun tuş kilidini açıp kapamam gibi bişey tanrının yazdığı rolü oynuyorum dışa çıkamıyorum insan görünümlü çakallarda var selam verip direk resim at foto at atmazsan siktir git gibi kekoca tavırlarıda oluyo bıktım kime gönül verdiysem gidiyor ya hoşlansam sevsem
hoşlandığım çocuk heteroseksüel ve onunla karşılaşabilmek için gizli gizli ders programını fotoğrafladım.
bağlanmaktan korkuyorum yani karşımdakini mutlu edip edemeyeceğimden emin değilim ama kısa süreli ilişkilere de gelemiyorum. seviştiğim kişinin benden başkalarıyla da aynı şeyleri yaptığını, bana dokunduğu gibi başkalarına da dokunduğunu bilmek bende bir çeşit miğde bulantısı ve tiksinme duygusu yaratıyor. ayrıca bu şekilde kendimi değersiz hissediyorum. sanırım aradığım şey işin içine duyguları katmadan tek eşli olabileceğimiz bir partner, ama bir yandan duyguların da olması gerektiğini çünkü duygusuz sevişmenin tat vermediğini düşünüyorum. çoğunlukla benden büyük olan yani 30 yaş üstü insanlardan hoşlanıyorum ama bundan memnun değilim. kendi yaşıtlarımdan çok nadir hoşlanıyorum ama onlardan hoşlanmak benim için çok daha hayırlı olurdu. bunun nedeni var mı, çözümü ne keşke öğrenebilsem. bu durum bana kendimi yanlış hissettiriyor.
kendimi son dönemlerde milagros gibi hissetmem bence büyük bir sorun.

edit: buna da şükür. allahtan kendimi rosalinda malı gibi hissetmiyorum.
babam gay olduğum için dışarıya çıkartmıyor beni gece. hapis hayatı yaşıyorum. abim geziyor tozuyor. 10'dan sonra çıkmak yasak. bu arada eğer tanıdık bi ilkokul arkadaşım dışında dışarı çıkarsam sabah da izin vermiyorlar.
çok heyecanlıyım sözlük. neden mi? online oyunuma japoncayı da ekledim. çok güzel görünecek.
sinirlerim çok bozuk. anlamsız bir boşluğun içinde öylece elimdeki ekrana bakıyorum. baş ağrılarıyla boğuşuyorum. bir de üzerine insanlar canımı sıkıyor. çok fazla sıkıyorlar hem de. alakasız insanlardan bile trip yiyorum. yoruldum artık herkesten. her şey üst üste gelir ya aynen öyle bu aralar.
  • /
  • 13