ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
#388982
yukarıdaki mesajda 9 yıllık arkadaşıma açılıp güzel sohbetler ettiğimizi yazmıştım ya. şu anda benimle konuşmuyor kendisi. belirsiz bir süre kendisine ulaşmamamı istedi. her ne olduysa 1 hafta içerisinde bunca yıl ona nasıl yalan söylediğime, artık benimle ilgili neyin doğru neyin gerçek olmadığına karar veremediğini söyleyip sinirlenmiş bana. ne desem bilemedim.
yakın bir arkadaşım var. önceleri ayrı şehirlerde olduğumuz için sadece internet-whatsapp aracılığıyla görüşüyorduk. zaten internetten tanıştık. bu sene aynı üniversitede okumaya başladık. aslında ilk başta her şey normaldi ama sonra işler değişmeye başladı. uzaktan farketmediğim kötü huylarını farkediyorum, karakterini yakından tanıma fırsatı buluyorum. hala çok kötü bir şey farketmedim-yaşamadım ama sorun bu arkadaşımın sosyal çevresinin olmayışı-olması için çaba göstermeyişi. onu arkadaşlarımla tanıştırdım ama pek beğenmedi, herkeste bir kusur buluyor anladığım kadarıyla, beni de sürekli eleştirir zaten ama takmıyorum. ayrıca sosyal çevresi olmadığı için sürekli benimle takılıyor, onunla takılmak istemediğimde alınıp küsüyor. sonuçta bir insan yakın arkadaşım diye 24 saat onunla takılacak değilim, yakın arkadaş olsak ta aramızda bir mesafe olmalı diye düşünüyorum. sevgilim bile olsa tüm gün yanımda olmasından sıkılabilirim, bu çok çok insani bir şey bana göre, ayrıca bazen yalnız kalmak isteyebiliyorum, yanımda sürekli konuşan biri varken iç hesaplaşmalarımı yürütmek zor oluyor.kendi ayrı arkadaşlarımız da olmalı, bensiz de sosyalleşebilmeli. ayrıca çok çalışkan biri olmadığı için az çalışıyor ve benim çok ders çalışmamı eleştiriyor. bakalım bu düzen nereye kadar gidecek sözlük.
hoşlandığım çocuk heteroseksüel ve onunla karşılaşabilmek için gizli gizli ders programını fotoğrafladım.
altıyol kfc'de part time çalışıyordum bi yandan okula(balat'a) gidiordum ve şifayı apmıştım ve malesef izin verememişlerdi... ben de hasta halimle kola basarken hapşırdım ama kafamı çeviremedim...kapağı kapatım adama vermiştim ve bu benim isyanımdı,virüsü ve salyalarımı o hetero adama vermiştim. hayatımda yaptığım en kötü şey bu sanırım... özür dilemiyorum çünkü o adam bana yanındaki hatuna hava etmek için zor zamanlar geçirtmişti. tşk.
kendimi kayıp hissediyorum. türkiye'deki aylık ortalama gelirin çok çok üzerindeyim, iyi bir işim var ve başarılıyım. eli yüzü düzgün, konuşması düzgün biriyim. prezentıbıl holding bebesiyim ama holdingde değilim.

süper süper lükslerde yaşamak gibi bir derdim yok fakat üstüm başım düzgün, evim sıcak, dolabım dolu, konser listem tıka basa, sinema keza, kitap aynı şekilde. ancak hayatımda, uzun süreli bir ilişkiden çıkmamın üzerinden fazlaca zaman geçmesine rağmen, özel birisi yok ve istemiyorum da. kendimi yorgun hissediyorum, her şeye ve herkese karşı yorgun hissediyorum. birilerini tanımak gibi bir niyetim yok, birileriyle buluşmaya isteğim yok.

anlamıyorum neden fakat bana doğru geliyor. resim yapmaya, oyun oynamaya, kitap okumaya, müzik dinlemeye ve daha da önemlisi tezime çok fazla vakit ayırıyorum. hiçbirinden dolayı kendimi yorgun da hissetmiyorum.

tam tersine birisiyle anlamsız konuşmalara girip benim vaktimi çalıyor gibi hissettirdiğinde bu yorgunluğu hissediyorum.

asosyalliğin ve sosyopatlığın tanımlarının çok yakınlarından geçiyorum. zira kendi içimde aşırı asosyal ve insanlara uzak hissederken dışarıdan insanlara kendimi sevdirecek ve yakın hissettirecek her şeyi yapıyorum. resmen iki değil, dört değil; binlerce maskenin altında kendimi saklıyorum.

ne yapacağımı bilmiyorum. intiharı her gün düşünmenin sağlıklı olmadığının da farkındayım üstelik.

benimki eşcinsellikle verilen bir savaş da değil, hayatla ve insanların sahteliğiyle verilen bir holden caulfield'lık. üstelik ilk değilim bunu düşünen, son da değilim.
her zaman yalnız hissediyorum sevgiye ihtiyacım var ama kendimi ifade edemiyorum insanlarla ya tartışıyorum ya da mutluymuş gibi davranıyorum kız muhabbetlerinden uzak duruyor fakat yine de stresten oluşan karın ağrılarına engel olamıyorum feminen olmasam da gay olduğumu gizlemek daha doğrusu kendim olamamak beni yoruyor buna bi son vermek istiyorum yapamıyorum sevmek ve sevilmek istiyorum ama bunu kimseye gösteremiyorum
artık kovulma riskim kalmadığına göre itiraf edebilirim. yurda rakı soktum bi de bira bu da benim itirafım
eskiden planetromeo'da bir tane tatlı erkekle tanışmıştım. gay olduğunu söylemişti. sonra konu nedense kızlara geldi. "kızlarla yapıyor musun" deyince o da "arada yapmak lazım yoksa gay olduğumuzu anlıyorlar" gibisinden salakça bi cümle kurmuştu. hemen sildim o kişiyi, o da şaşırdı. kızlarla ilişkiye girmesiyle bir sorunum yok ama kendisine biseksüel demesini isterdim. görünürlüğümüzü engelliyorlar bu şekilde. gerçi şimdi olsa buluşup sikişip ayrılırdım o çocukla.
kütüğüm kırıkkale. ne kadar seksi olabilirim ki?
şarjlı diş fırçamı fantezi amaçlı kullanıyorum.
bağlanmaktan korkuyorum yani karşımdakini mutlu edip edemeyeceğimden emin değilim ama kısa süreli ilişkilere de gelemiyorum. seviştiğim kişinin benden başkalarıyla da aynı şeyleri yaptığını, bana dokunduğu gibi başkalarına da dokunduğunu bilmek bende bir çeşit miğde bulantısı ve tiksinme duygusu yaratıyor. ayrıca bu şekilde kendimi değersiz hissediyorum. sanırım aradığım şey işin içine duyguları katmadan tek eşli olabileceğimiz bir partner, ama bir yandan duyguların da olması gerektiğini çünkü duygusuz sevişmenin tat vermediğini düşünüyorum. çoğunlukla benden büyük olan yani 30 yaş üstü insanlardan hoşlanıyorum ama bundan memnun değilim. kendi yaşıtlarımdan çok nadir hoşlanıyorum ama onlardan hoşlanmak benim için çok daha hayırlı olurdu. bunun nedeni var mı, çözümü ne keşke öğrenebilsem. bu durum bana kendimi yanlış hissettiriyor.
kendimi son dönemlerde milagros gibi hissetmem bence büyük bir sorun.

edit: buna da şükür. allahtan kendimi rosalinda malı gibi hissetmiyorum.
akrabalarımı çok ikiyüzlü buluyorum. zalimlikle birlikle. kendimi de ikiyüzlü buluyorum. dönüp bakıyorum nasıl bir sülale ise artık arkadan konuşmayı falan geçtim, kuzenine küfür edenler mi dersin tehditler mi dersin ama ne oluyor dönüp dolaşıp "barışıyorlar". ortada özür bile yok. kendime de şaşıyorum. bildiğin kuzen zalimliğinden muzdarip olmama rağmen gidip beni şikayet ettiği bir konu ile ilgili başıma gelenler yüzünden hesap sormadım, soramadım. şu an da hiçbir şey olmamış gibi davranıyorum. yıllar önce olmuş mevzu beni derinden etkilemesine rağmen kendi hakkımı savunamadım. hani böyle her ortamda kendi sözünün geçmesini isteyen tipler olur ya onlardan biri ve dönem dönem yaptıkları için tepki göstersem de esas öfkemin peşine düşemiyorum. bu da beni ikiyüzlü hissettiriyor. aynı apartmanda oturduğumuz için sürekli görüyorum. bazen kendini övmeleri falan oluyor, haksızlığa gelemiyorum lafları falan. konuyu araya sıkıştırmak rahatlamak istiyorum. ve hakikaten hep dışarıdan kötülük bekleyen, kendi iç hesaplaşmasını asla yapmayan bu insanlar artık iyice sinirimi bozmaya başladı.
ben: bugün erken yatacağım.
aynı zamanda ben gece 03:00'da: https://www.youtube.com/watch?v=zgWXUJqm...
bazen bu yükümü taşıyamayacağımı hissediyorum sözlük.
dile kolay kapalı kapılar, duvalar arkasından 4 yıl süren bir ilişki yaşadım, bitirdim. kafada biten şeyler ne yazıkki insanin kalbinde bitmiyor. çok fedakarlıklar yaptım sözlük. sevdim be abi gel dediği zaman yer, zaman düşünmeden koşa koşa gittim yanına sadece kokusunu alayım, gözlerinin içine bakayım diye. çok sevdim sözlük hemde çok yanında uyurken rüyalarıma girecek kadar çok sevdim hemde. birlikteyken altta çalan müziği hafizama kazıdım bu anı hiç unutmayayım diye.
peki ya o diyeceksiniz. o da çok sevdi beni bunu biliyorum ve hala sevdiğinide adım kadar eminim. 4 yıllık zamanda 3 kere ayrıldık kendi isteği yüzünden ama bunun sebebi sadece aile baskısı yüzünden evlenme derdiydi o da yapamadı, olduramadı tekrardan devam ettik.
tek isteğim gidebildiği kadar gitmesiydi ama evlenmesi gerektiğini ve yaşının geldiğininde farkındaydım.
son zamanlarımızda artık bunalmaya başlamıştım bunları düşünmekten çok acı be abi valla çok aci canını bile feda edebileceğin sevdiğin, aşık olduğun insanin artık başkasıyla olması gerektiğini düşünmek.
öte yandan onunda artık bunu son zamanlarda düşündüğünü biliyordum. ama bitiremezdi onda o kadar güç yok. aldım karşıma o beni bırakmadan ben bırakayım daha az acı çekerim diye düşündüm. evlenmesi gerektiğini, hayatını ve işini düzene sokması gerektiğini anlattım çok dramatize etmeden veda konuşmasi yaptım. sadece sustu, o sustukça içimde çığlıklar daha da arttı. tek isteğim be sözlük en azından biraz çabalamasıydı, uzatmalara oynayalım demeseydi. hak verdi bana çok saçma değil mi? hem ayrılmak isteyen ben olup hemde bundan şıkayetçi olmam. ben sadece yükümü ona vermek istemiştim aslında ama kızmıyorum ona biliyorum bu ülkede, bu evrende mutlu olabilecek iki insan değiliz biz.
düşünmediğim tek bir dakika yok onu.
onum sevdiği yemekleri yapıp kendim yiyorum onun gibi hissedeyim diye. en sevdiği parfümü kullanıyorum kokusunu unutmayayım diye. en sevdiği kitabi baş ucumda yatmadan rastgele bir sayfa açıp okuyorum.
her zaman onunlayken onsuz oluyorum sözlük. kırıklarımızdan yapbozu tamamlıyorum.
kendimi unutup ona dönüyorüm sözlük.
2018 berbat gecti sevdigim insanlari kaybettim gittiler beni tik daha i
ofke krizlerine girdim erkek arkadasim sagolsun yani adayi 1 ay boyunca konustuk dahada uzun olabilir durduk yere bana tekmeyi vurdu kicima yok arkadas kalalim falan dedi o kadar aramizdaki seylerden sonra ortada kalmak kotu oldu liman yok
biraz önce ilginç bi rüya gördüm. istanbul'daydık ve kuzenlerden ikisi de oradaydı. herkes ağlıyordu. kuzenimden birisi bi deri bi kemik kalmıştı. ben istanbul'da bir holding'de iş bulmuştum ama nedense kırıkkale'ye gitmeye çalışıyordum. her yerde dağ vardı. istanbul'da dağ olmaz ki. çok ilginçti.
spatula'nın umursamazlığından istiyorum.
muay thai biliyorum. çok yaklaşmayın.
  • /
  • 181