ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
artık birisiyle sevişebilmeyi istiyorum. çok gerginim ve eskiye takılmış durumdayım, sürekli "ya gitmeseydi" diyerek hayaller kuruyorum. hayatımı yaşamama engel oluyor. gencim, üniversitedeyim ama tamamen ev kuşu haline geldim. insanların beni sevdiğini düşünmüyorum, beğenildiğimi hiç zannetmiyorum. ne mesaj atan var ne de iletişime geçen. beni sevebilecek tek kişiyi bulup kaybettiğimi düşünüyorum. tutarsızca sevişmek istiyorum. başka vücutlarda teselli aramak istiyorum ama cesaretim yok. başka biri ile tanışmak istiyorum ama nasıl yapacağımı bilmiyorum. hayatımın güzel bir evresinde olmam gerekirken ben bir noktaya saplanmış bulunmaktayım. bazı şeyleri kabullenmekten çekiniyorum, korkuyorum.
geçen hafta çocukluk arkadaşlarımın olduğu bir gruba açıldım ve 3 senelik bir birlikteliğim olduğunu söyledim. başta çok gerilmiştim ama sonra neden şimdiye kadar tuttun kendini dediler ve hepsi ilk etapta çok anlayışlı karşıladılar. üzerimden bir yükü daha attım bakalım önümüzdeki günlerde neler değişecek...
oturdum bir liste yaptım. ilk anda adı veya yüzü aklıma gelen tam 21 hayvana insan muamelesi yapıp, iyi davranmışım. bu sayı çok fazla.
100 tl karşılığında sex yaptım.
eskortluk yaptım.
j*nd*rm*
evliydi.
memnun kaldım dedi.
yine görüşelim dedi.
tmm dedim.
borcum var.
affedin beni..
insanlar ne kadar mantıklı, sağduyulu, tutarlı düşünse de bazı konularda olaylar düşüncelerini desteklediğinde çok salakça fikirlere kapılabiliyor. lise dönemi ergenliğiyle platonik bağlandığım okulumuzun müdür yardımcısı vardı. neredeyse aradan on sene geçmiştir. platoniklerin arasindan en tutkuyla bağlandığım adamdı. hayatta bana bir fırsat sunulsaydi, her türlü onunla değerlendirmeyi seçerdim. o kadar olağanüstü bir şey gibi geliyordu ki tenimin tenine değmesi; aşkı sevgiyi geçtim, sırf nasıl bir histir bu merağından belki de en çok istediğim şeydi. bilen bilir platonikler durup dururken birine bağlanma olayı değildir. dogru ya da yanlış karşı tarafın da tavırları seni buna sürükler. etkisini yitirdiğinde karşılık konusunda en iyimser düşündüğüm adamdı kendisi. yeni yaslarimin getirdiği tecrübe ve olaya birkac sene uzaktan bakınca en ufak bir alaka görmüyordum bile. hatta yakın zamanda onu gördüğümde karşılaşmamak için elimden geleni yaptım. ama dün telefona dalmışken iş yerinin oradan birinin geçtiğini farkederken kafamı kaldırır kaldirmaz birinin gözleriyle içeriye göz gezdirdigini gördüm. aynı zamanda yürüdüğü için tam gözler bana kayınca işyerini de geçmiş oldu. bir anlık noluyor lan dedim kendi kendime. anlam vermeye çalışıyorum. oldukça düşündüklerimden uzak ihtimallerden yana kullanıyorum mantığımı ama hafiften de aklım başka yana kaymiyor da değil. hani bir şey olacağından değil. biliyorum kırk yıl böyle sürse hiçbir şey olmaz ama içinin bi yerlerinde bir şeyler cız ediyor yine. gecem onu düşünerek geçti. hala karşıma çıkınca ayaklarım titriyor.
bir uygulamada tanışıp arkadaş olduğum bir kişiye acayip kıl olduğum dönemdeyim. ama maalesef ona hatasını anlatmaya çalışmama rağmen kendisi hala kendince haklı ve bjnu savunuyor ve gözümde o kadar komik bir yerdeki şuan artık açıklama bile yapmıyorum. oke diyip geçiyorum... cahile laf anlatmak zor hesabı yapmış olduğu hatayı kabul etmeyip salak saçma durumda görünmesi gözümde
korona salgını ile evlere kapandığımız günden beri omar souleyman dinleyip tek başıma odamda halay çekiyorum. zengini yapınca (zumba) spor oluyorda fakirin halayı neden spor olmasın.
çok az pişmanlıkları olan birisiyim.
geçen senelerde birisiylen 4 5 kere ilişkiye girdim. o zamanlarda hoşuma gitmişti ta ki dün yazana kadar.
ben nasıl olupta bu insanla ilişkiye girip hatta bunu kendimce olumyabildim anlamış değilim. resmen mideme kramplar giriyor.
sözlüğü bu sıralar amacı dışında, günlük gibi kullanmaktan daha çok zevk alıyorum.
-ortaokulda sınıftaki beğendiğim çocukların apış arasına yanlışlıkla olmuş gibi dokunurdum.
-lisede kerem'e aşıktım. elimi yüzüme kapatıp, parmaklarımın arasından onu izlerdim. herkes anlardı ama konduramazdı.
-okulun popüleri taha sürekli bana dokunurdu, yüzünü öptürürdü. her yerime dokunurdu. bu ilgiden sürekli başım dönerdi. bir kere arkama geçti, popomu elledi, korktum, kaçtım.
-daha sonra ogün'e aşık oldum. arkamda otururdu. bacağı, bacağıma değsin diye, pantolunumu yukarı sıyırırdım. en yakın arkadaşı ebubekir'i kıskandığım için nefret ederdim ondan.
-üniversiteye başladığımda çağlar'a aşık oldum. dersten sonra çıktıktan sonra , ben sana aşık oldum dedim. o da kibarca...
3. haftam evdeyim. evden çalışıyorum günleri karıştırmaya başladım dışarıya çıkmıyorum kimsenin canının riske atmamak için. dışarıda gezen salak insanları gördükçe bi gaza geliyorum sonra salak onlar salak otur oturduğun yerde dedikten sonra netflix te bir dizi daha bitiriyorum. sosyalleşmeyi çok özledim. arkadaşlarımla vakit geçirmeyi ama en çok deniz kenarında kahve içip arkadaşlarımla sohbet etmeyi
itiraf ediyorum; genel geçer içinde aykırı insan olmaktan korkarak olur olmadık her şeye evet demesinden, her geneli doğru zannedenlerden, alkış yapan tiplerden soğudum. sizi de rahatsız etmiyor mu?
fallara ve falcılara çok inanıyorum. iyi bir medyum olduğunu kanıtlamış falcıların söylediği her şeyi, koşulları uygun olmasa dahi onu gerçekleştirene kadar uğraşıyorum.
ve bunu farketmeden yapıyorum.

en son falcı, bana pantolon değiştirir gibi sevgili değiştiriceksin dedi.

hadi bakalım..
gay olduğumu artık açıklamam gerektiğini düşünüyorum ama kimin ne tepki vereceğini kestiremiyorum.

ne bileyim ya garip hissiyatlar...
sözlüğün telegram grubuna katıldım. çok güzel eğlenceli sohbet,muhabbet oluyor. yazarlar çok samimi ve içten. daha önce hiç bu kadar insanın olduğu bir ortamda olmamıştım. ben de bazen sohbete dahil olmak istiyorum ama yazdıklarımın saçma olacağı ve/veya yanlış anlaşılacağı hissi yüzünden çok vazgeçiyorum. bazen bir cesaretle yazıyorum sonradan keşke yazmasa mıydım düşünceleri geliyor aklıma hep. bir yandan da kabuğunu kırmam gerektiğini,sosyalleşip böyle kalmamam gerektiğini düşünüyorum. ama bir yandan da çok çekiniyorum,utanıyorum ne kadar yazmak istesem de. yukarıdaki düşünceler geliyor hep. bir ara hastaneye bile gitmiştim depresyon,öfke kontrolü ve asosyallik tanısı koymuşlardı. ilaç tedavisi gördüm ama bir etki ettiğini düşünmediğim için bırakmıştım. bilemiyorum, böyle sessiz ve silik kalmak istemiyorum artık. bu çelişkimden kurtulmam gerekiyor ama ne yapacağımı bilmiyorum. yaşım çok büyük değil ama artık sıkıldım tek takılmaktan,iletişim kuramamaktan. hep böyle gidecek diye korkuyorum.
sözlüğün telegram grubuna katıldım. çok güzel eğlenceli sohbet, muhabbet oluyor. grupta konuştuğumuz başlıca konu, sözlük yazarımız olan kamyoncu'nun seks hayatı. karantinada kolonya şişesine bile yürüyecek duruma gelmiş yazarlarımızla tanıştığım için çok mutluyum. kendileri kamyoncu'nun entrylerine oldukça ilgililer. biliyorsunuz kamyoncu sekste ar-ge üzerine çalışıyor, sekste farklı pozisyonlar hakkında entryler giriyor. maalesef ben entrylerinde anlattığı pozisyonları hayalimde canlandıramıyordum. bazı yazarlarımız porno gifleriyle bu pozisyonları açıkladılar. böylelikle artık ben de deneyebileceğim. minnettarım. hatta kamyoncu pornosu atanlar bile oldu. bayağı içten ve samimi bi grup. her şeyi paylaşabiliyoruz.

ayrıca grupta çeşitli münazaralar yapıyoruz. bir taraf kamyoncu'nun entrylerinin yüzde yüz gerçek olduğunu savunuyor. diğer taraf kamyoncunun sahte olduğunu, sikinin kalkmadığını düşünüyor. iki dakika içinde ejakülasyon olduğu ise grupta konuşulan bir diğer konu.

daha önce de dediğim gibi gruptakiler çok içten ve samimi. mesela grup üyelerinden bazıları tinder gibi profiline beş tane fotoğraf koyuyor. böylelikle birbirimizi daha yakından tanıyabiliyoruz. daha önce hiç bu kadar içten ve samimi insanların olduğu bir ortamda olmamıştım. kuasar bacınız gitti, yerinde inceledi ve bu grubu öneriyor. herkese çok teşekkür ederim.

not: "smiley" sebebiyle silinmişti, düzenlenip tekrar yayınlandı. bakalım şimdi ne gelecek başına?
geçen sene bu zamanlar ne istiyorsam oldu. bir işim var, kendime ait tek başıma kaldığım sahil kenarı bir evde yaşıyorum ama mutlu olup olmadığımı bilmiyorum. sanırım mutsuz olduğumda anlayacağım mutlu olup omadığımı
ona tekrar mesaj atmamak için kendimi o kadar zor tutuyorum ki. anlamam lazım artık bana değer vermediğini ama söz geçiremiyorum kalbime. rüyalarıma giriyor, elimde telefon resimlerine bakarken buluyorum kendimi. gündelik hayatımda bir anda karşıma çıkıyor sanki onu hatırlıyorum. çok kırdı beni. keşke hiç yazmasaydı, tekrar konuşmasaydı. sil baştan olabileceğini sandım.
arayıp bağırasım, ağlayasım geliyor. içimdeki her şeyi dökmek istiyorum yüzüne, ama yapmayacağım. karşılaşacağımız günü bekliyorum, gözlerinin içine bakarak konuşacağım. o zaman neler hissetirdiğini anlar belki.
bir yandan da kendime kızıyorum. nasıl bu hale geldin, sana bunları yapmasına nasıl izin verdin. neden bu kadar çabuk inandın, niye bu kadar kırılgansın.
ben rahat değilim, yaşamıma devam edemiyorum. yüzleşmem lazım sözlük.
kalp kırıklıklarıyla dolu bu başlık ayısözlük. yaşanmışlıklar, aldatılışlar, terkedilişler ve hayal kırıklıkları. zamanında dibine kadar yaşadığım için hepsini tek tek anlayabiliyorum. keşke kocaman kanatlarım olsa da sarıp sarmalasam bu insanları.

bugünlerde ben daha dingin, daha mutlu hissediyorum kendimi. çok güzel insanlarla tanıştım şu karantina sürecinde. sabahlara kadar sohbet ettiklerim, telefonda güzel seslerini duyduklarım oldu. hepsi çok güzel insanlar ve hepsini sonsuza dek hayatımda tutmak isterim. umarım onlar da benim için aynısını düşünürler.

teşekkür ederim sözlük. bana verdiğin güzel insanlar için teşekkür ederim.
  • /
  • 181