ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181
dayak yemekten korkuyorum ama; ben sezen aksu yu hiç sevmiyorum, şarkılarından da hiç keyif almıyorum.**
gay olduğumu ilk defa sanırım ilkokul 4-5 zamanlarında anladım. ergenliğe girme dönemleri, sınıftaki herkes rüyalarına giren kadınlardan falan bahsediyordu. o zaman kirada oturduğumuz evimizin bir ev sahibi vardı, böyle kıllı sakallı bir adamdı (o zamandan belliymiş bear seveceğim). onu görmüştüm rüyamda, beni kucağına alıp öperek yatak odasına götürüyordu. gerisi tabiki yok rüyanın, o yaşta maksimum öpüşülebileceğini sanıyorsun çünkü. acaba nerde şimdi o adam, bak merak ettim şimdi. *
dayak yemekten korkmuyorum ama kendim hiç vuramamaktan korkuyorum sözlük. iki yumruk da ben atsam kavgadan gururlu bir şekilde çıkarım gibi geliyor. bir de destekli sütyen takıp uyumaktan korkuyorum. acıların en büyüğüymüş. bir de bir de hoşlandığım çocuğun yanında ağzım doluyken hapşırmaktan korkuyorum. yalandan da korkuyorum ayrıca. yılandan da korkuyorum ama. *
anlatmak istediğim ama, anlatamadığım daha doğrusu o insana anlatmaktan çekindiğim bir rüyam var, hemde birkaç gün üst üstte gördüğüm; başrolünde hep o vardı.

ilkinde; motorsikletin üzerinde, ben arkada ona sıkıca tutunmuş deli gibi bağırarak hava da geziniyorduk, bir yere varmaya çalışıyorduk ama nereye bilmiyorum. ikincisinde; onunla evlendiğimi görüyordum, müthiş bir histi. sevdiğin adamla evleniyorsun ya! var mı ötesi? üçüncüsünde; bölük pörçük yüzünü hatırlıyorum ama oydu, eminim; gülümseyişinden tanımıştım. *
ben var ya ben, sevgilimle ayrılmamız mevzu bahis olduğundan beri saçma sapan işler yapıyorum. işime gücüme bakmıyorum. sabahları yataktan çıkmak istemiyorum. ve daha nicesi. *
ben otobüsten tek başıma inemiyorum/inemezmişim sözlük. geçen bastım şu dur butonuna... işlemedi. o kadar sert bir şey ki basıyorum basıyorum olmuyor. allahtan geldi biri, bastı başka bir kapıdan. demek ki adam basmasa ben gideceğim son durağa kadar. *
sözlüğün tamamını okuyup bitirdim. şaka şaka! nasıl bitireyim, o kadar zamanım yok bir kere. ama çok yol aldım. ufkum açıldı. kendinden kaçmanın anlamsızlığını, her şeyin eninde sonunda aslına rücu edeceğini öğrendim.

itiraf ediyorum çocukken hep dansöz olmayı hayal ederdim. ama ailemin ve toplumun "düzgün" bir meslek sahibi olmaya yönlendirilmesiyle ola ola ağırbaşlı bir edebiyat öğretmeni oldum. gel gör ki şu yaşa geldim hala kendimi sisler içindeki bir sahnede çıkı çıkı dans eden bir dansöz olarak hayal ediyorum.

itiraf ediyorum çocukken annemin bana ve kardeşime yaşattığı travmalardan dolayı onu hiç affedemedim. kaç psikologla görüştüm, kaç terapi yaptık ama aşamadım bunu. insanın koşulsuz güvenip sığına bileceği ilk, bazen tek insan annesidir. ondan bir darbe gelince insan hayatı boyunca başkalarına güvenmekte zorlanıyor, dahası bu bir kişilik bozukluğuna kadar varabiliyor.
(bkz: güvenli bağlanma)
(bkz: bağımlı kişilik bozukluğu)

veee itiraf ediyorum evde kaldım! öyle" evlilik bana göre değil, hem çok statik bir kurum! canım evlilik tek ilişki türü değil ki! ben özgür ruhluyum..." hikaye! evlenmeyi, özellikle anne olmayı çok istemiştim ama bir kısmetsizlik, bir tökezleme... bildiğin evde kaldım!

itiraf ediyorum, okuldaki müdür yardımcısının ağzının ortasına kürekle vurasım var. "eşeğe semer vurma kendini at sanır."ın en güzel örneğidir kendisi.

itiraf ediyorum, arızalı erkeklere zaafım var. hiç şöyle aklı başında, dingin, mantıklı birini bulduğumu hatırlamam. ille sorunlu olacak! bu yüzden de "canım sevgilim, ne kadar huzurlu ve rahatız!" tadında bir ilişkim olmadı.

tamam itiraf ediyorum arada bir gizli gizli arabesk dinliyorum. ruhumdaki oryantalizm hep bir yerlerden pörtleyip çıkıyor. orhan gencebay şarkılarını ajda pekkan'dan, deniz seki'den dinlemek çok hoşuma gitti.

eğer hala okuyorsanız gerçekten müthiş bir sabrınız var demektir. tebrik ederim! ben uzun entryleri okurken zorlanıyorum da ( aha bu da son itiraf olsun!)
itiraf ediyorum sözlük. kendimi aranıza sızmış ajan gibi hissediyorum. belki de yeni olmak bir ortamda böyle bir şey. eşcinsel bir deneyimim olması beni buraya getirdi diye düşünüyorum. hatta düşünmüyorum inanıyorum. batıl bir inanç belki ama insan bazen aklının sınırında karşılaştığı durumlara bir isim vermek istiyor. onun gibi bir şey benimkisi. her neyse itiraf ediyorum ben herhangi bir şey değilim. hayım huya gidiyorum.
herkesi dövesim var sözlük, yoluma çıkmayın, döverim.

edit: eksiyi basmışlar, yahu hep iyi günümüzde mi olacağız?
sabahtan beri üzerimde bir terslik var ki sorma sözlük. bir de birileri için üç saat ayakta kalıp sonra o birilerinden biri bana çemkirince daha bir hoş oldum. ayaklarm ve bacaklarımin ağrısından ağıt yakıyorum ve için için kızgınlığımı yaşıyorum.
mutsuzum sözlük. kötü şeyler oluyor etrafımda ve ben kendimde bunları veya benim üzerimdeki etkilerini azaltmak, engellemek için bir güç, bir istek göremiyorum. hayattan bezdim galiba, insanlara güvenim azaldı, ve sisteme karşı koyamamaktan, ve daha da kötü sistemin çarklarında bi dişli olmaktan hoşlanmıyorum. korkuyorum velakin, sıkıldım, geleceği kestirememekle birlikte, geçmişteki kimi olayların o zamanki anlamını yitirmesi bi nevi hayal kırıklığı yaşatıyor bana. çok mu saçmaladım acaba, itirafa biraz uzak kalsa da yazdıklarım, içimi dökmek istedim, off sözlük off, ergen triplerine bağlayasım var.
gecenin bu saatinde kiremitte tavuk yedim. pişmanım. eve geldim swing republic dinleyip kendimi electro swing`in kollarına bıraktım. dans ederek az da olsa eritecem bu göbeği. ciddiyim.
itiraf ediyorum itirafları okumaktan keyif alıyorum. okurken herkesi tanıdığım/bildiğim kişilerle özdeştiriyorum. sanki itiraflarınızda hep o bildiğim kişiler var. o kadar benzer ki kelimeleriniz, sizi hep 'onlar' sanıyorum.

da öte yandan biliyorum, sizi tanımıyorum. * *
yarın bir yolculuğa çıkıyorum ve aslında bunu hiç istemiyorum. uzun zamandır görüşmediğim ve pek sevmediğim insanlarla bir nikah düğün münasebeti sebebiyle bir araya gelmek zorunda bırakılıyorum. aile tarafından bana verilmiş bir görev bu. sanırım hiç kimse orada olmak istemiyor ve bunun için beni kurban ilan ettiler ve beni yolluyorlar. ailenin en uyumlu insanıyım sanırım. birde oradakilerin hemen hemen hepsi zengin ve sosyete tipler, birazda aile fertlerimin katılmak istememe sebebi bu gibi geliyor bana. neyse 1-2 saat katlanacağım artık. bu sebeple ilk defa hemen pazartesi olsun istiyorum.
unutulmuyor sözlük gidecek başka yeri yokmuş gibi zırt bırt aklıma geliyor ve acıtıyor
yakışıklı bir erkeği bir kızın elini tutarken gördüğümde üzülüyorum. hayır, sanki gay olsa üstüne atlayacağımdan değil ama insan yine de bir şansı olduğunu bilmek istiyor. *
hayatımdaki insanları çok kolay siliyorum. az önce hoşlandığım hatta sevgilim olmasını istediğim bir kızı sildim. sırf bana yalan söyledi diye. herkes birbirine yalan söylüyor ben de dahil. neden bu kadar sert tepkiler veriyorum anlamıyorum. hayatım sürekli birilerini hayatımdan çıkarıp sonra onları özlemekle geçiyor. kendi aldığım kararlardan dolayı kendime acı çektiriyorum. mazoşist miyim acaba?
dizimag in kapalı olduğunu görünce gözümden yaş geldi sözlük. *

(bkz: kafayı bozmak)
rüyamda novak djokovic'i gördüm, körkütük aşıktı bana böyle peşimden koşturuyordu falan. sanırım daha az tenis izlemem lazım.
4-5 kişilik bir tayfa var, sürekli onlar entrylerimi oyluyor. anlamadım sözlüğün oylama grubu falan mı var hahahahaha. ya da eli açık yazarlar bunlar.

seviyorum sizi...
  • /
  • 181