ayı sözlük itiraf

  • /
  • 181

ey sözlük! 3 ay sonra ilk kez bugün omuzlarımdan inen yükü ve rahatlığını hissettim.
bugün "varolmanın dayanılmaz hafifliği"ni yaşıyorum sözlük.
bugün 3 ay karnımda dönüp duran sancıları bir çırpıda döktüm. o kadar zaman o sancılarla beynimde filler sikişti durdu sözlük.
çok mutluyum, içime bir bahar serinliği yayıldı sözlük. yarın uzun zaman sonra vaktinde kalkıp gömleğimi ütüleyip müdürden önce işe gidicem. kot ve oduncu gömleği giymeyip kumaş gömlek giyeceğim. akşamında da tek başıma evimde fasıl yapacağım acılı doğanay şalgamımla*.
dünyanın en güzel poposu bir ülkücüde olur mu sözlük? olur mu hı? olmamalı değil mi? ama öyle. bende değil, sende değil o ülkücüde sözlük.
itiraf ediyorum, bakmadan duramıyorum.
ülkücü: günaydın kardeş (el sıkışılır kafalar tokuşturulur)
ben: (kafa tokuşturulurken popoya bakarak) ehehe sana da günaydın.*
pişman mıyım? yo değilim. o kızların poposuna bakarken iyi oluyor bana ne.
o kadar hırslı herifin tekiyim ki online yazarlar listesinde en tepede olmak bile garip bir haz veriyor. deli miyim neyim.*
pazar günlerini hiç sevmiyorum.
şu tatil bir an önce bitse de gitsem durumundayım sözlük. yaz tatilinde gelmemek veya kaldığım süreyi minimuma indirmek için elimden geleni yapacağım. gerekirse yaz okula kalırım veya üstten ders alırım. zaten biz buralı bile değiliz, ne işimiz var burada allah aşkına?!
sınavdan sonra saçımı boyamak istiyorum sözlük. ciddi ciddi istiyorum bunu çok uzun zamandır. ama o güne yaklaştıkça daha az gerçekçi geliyor bu istek. ne sinir bozucu bir şey şu millet ne der muhabbeti.

"sil baştan" filmi gerçek hayatta da varolabilseydi sözlük. yeminle hafızamda sildirmek istediğim kısımlar var. insanın istemediği hatırlamaktan rahatsız olduğu anılaırnın olması çok berbat bir şey. o kadar insana "keşke" demeyin bunlar sizin parçanız birer birer diye destek olurken bu kelimeyi kendi adına kullanmak çok acı.
itiraf ediyorum: lisedeyken yakın bir kız arkadaşımı kıskandığım için, ondan hoşlanan ve gıcık olduğum çocuğu bana verdiği facebook şifresinde siktir çekmiştim. * pişmanım gerçekten.
yazdan beri bazı şeyler kafama dank ediyor ama öyle böyle değil. aslında farkında olduğum, hep bildiğim ancak hiç bu kadar suratıma vurduğunu hissedemediğim cinsten. şaka bir yana, hiç öyle evlenip-çoluk çocuğa karışacak bir tip olmadım; zaten evlenme olayına pek de bir inancım yok. neyse bu evlilik konusuyla ilgili olayı bi yazın yüzüme dank etmişti ama bu seferki fena yaraladı. manevi ablam diyebileceğim bir tanıdığımın çocuğu oldu geçen hafta, haliylen dünyada en sevdiğim şey bebekler(tercihen koca kafalı ve tombik yanaklı olanlar) olduğundan hemen görmeye gittim. yok böyle bir şey, minik bir insan. suratı küçültmüşler minnacık bi şeye monte etmişler gibi, çok ilginç. bir de öyle bir şirin ki sıpa, bakmaktan alamadım kendimi... hani zaten bu olasılık benim için çok uzak bir ihtimalken, hele de bu ülkede imkansıza yakınken o an belki de hiç olmayacağı gerçeği epey bel altı vurdu. velev ki amerika'ya vs yerleştim, orada bile böyle gökkuşakları ve unicornlar, çiçekler, böcekler bir hayat yokken bir de bu. ne bileyim, hayat bazen fazlasıyla gök gürültülü ve sağnak yağışlı.
o hoslandığım 10 yaş büyük adamı düşünüp duruyorum.. daha yakından tanımak istiyorum ama fırsat vermiyor pek. o kadar umursamaz ki kendimi heterodan hoşlanmış gibi çaresiz hissediyorum.

edit : daha kötüsü aylar sonra bir sevgilisi olduğunu öğreniyorum.. keskin, küf kokulu, siyah, akıntılı bir aşk acısına dönüştü sanki yaşadığım şey.. galiba hiçbir zaman bilemeyecek hissettiklerimi, kimseye de anlatıp rahatlayamiyorum aq. ıyi ki varsın sözlük, give me a big hug, cmon now !!
şuanda erkin koray-sevince dinleyerek kendimi yerlerde yuvarlıyorum.öyle bir yol tutmuşum ki sorma.
sanırım kezbanım sözlük.
kaç seferdir biriyle öpüşme şansı yakalıyorum, her seferinde de geri çekilen ben oluyorum. dalgasına aslında, "öperim oğlum nolacak sanki" kafasında ortaya çıkan bir şey. karşıdaki bey hetero, ben niye geri basıyorsam? öp gitsin işte.
15 gb'lık müzik arşivim var gene de youtube'u açıp müzik dinliyorum. deli miyim neyim.
sanırım en popüler başlık bu.
neyse sevdim bu başlığı.


*beni facebooktan uzaklaştırdığı için sözlüğe teşekkür ediyorum. en azından burada okuyorum, yazıyorum. facebook anasayfasına bön bön bakmaktan içim eriyordu..
sanırım facebook, twitter, instagram dışında diğer sitelere girme özürlüsüyüm.

sözlüğe kaydoldum, entry nedir bilmiyorum, nasıl girilir bilmiyorum. hadi bir tanesini yazdım ikincisini nasıl giricem unuttum.

neyse şuan iyiyim.. alıştım buralara..
değişik mutsuzluklar yaşadım ama sevdiğin insanın sana aşk acısı çektiğini söyleyip senden onu rahatlatmanı beklemesinin tadı başkaymış. yeter ki o iyi olsun deyip iyi arkadaşlık yapmaya çalışıyorum.
ruh ikizimle aynı sınıfta olabilmek için sahte intihar teşebbüsünde bulunup sınıf tekrarı yapmayı düşünüyorum. bunun için de yurtta sakso çektiğim seksi hizmetli abiyi ayartıp bi tezgah kuracağım. fikirlerinize açığım.

alın size itiraf mq
tumblr'da fuckyeahgaycouples bloguna girip imrenerek bakıyorum sözlük. hepsi o kadar tatlı ki istemsizce mutlu oluyorum. sonra da hüzünleniyorum hayal ettiğim bazı kareleri görünce. mesela şunun yüzünden gözüme toz kaçmış olabilir ehehe:
http://fuckyeahgaycouples.tumblr.com/pos...
dün hayatımda ilk kez tekyöne gittim ama salak ben arkadaşımın erken gidiyoruz uyarılarını ciddiye almayıp ve 11de mekana girdik.(güya heteroseksüel mekanlar o saatlerde normal dolulukta oluyor ya ondan)hayatımda bu kadar aptal ender hissettim.içerideki kimse yoktu.15 dk falan oturduk.arkadaşımın dalga geçmelerine daha fazla dayanamayıp çıktık.kısaca hem kezbanım hem de her boku bildiğimi zanediyorum
  • /
  • 181