bisiklet

lise yazlarında g*tüm yara olana kadar bindiğim alet. artık pek kullanma fırsatı bulamıyorum ama herzaman bir bisiklet aşığı olmaya devam edeceğim. candır çünkü o.
doğa ve sağlık dostu motorsuz taşıt.
iki tekerlekli özgürlük, huzur, spor ve ulaşım aracı. bağımlılık yapıcı özelliği de vardır.

bisiklet yolunda hipnoz olmuşçasına yürüyen yayalara edeceğiniz mini küfürlere rağmen, genellikle yüzünüzde sırıtmaya sebep olacak işe yarar oyuncak.

istanbul'da kullanması en keyifli yol ise kadıköy yoğurtçu parkından başlayıp caddebostan-bostancı üzerinden tuzla'ya kadar devam eden sahil yoludur. * *
hâlâ sürmeyi öğrenmediğim araç. lise yıllarında "bisiklete binmeyi öğreten kişiyle evlenirim" derdim, o derece istemem. korkuyorum sanırım araçlardan. çok ağlatırlardı beni bisiklete binmeyi bilmediğimden dolayı, inat ettim asla öğrenmeyeceğim diye, benim için hep bi boşluktur içimde.
ayrıca mor ve ötesi ?nin çok güzel bi şarkısıdır.
bu havaların vazgeçilmezi. bir gün adalar'da bisiklet zirvesine ne dersiniz? *
bunun sele kısmını tasarlayanlar nasıl bir kafa yaşıyor bilemiyorum ama, çoğunluğunun kadın olması ya da erkek düşmanı olması muhtemel.

bu alette taşşakların rahat etmesi imkansız lan. ya alt kıyafet gerilir araya sıkışır, ya sele sıkıştırır. sadece bende mi oluyor bilmiyorum ama şöyle rahat rahat sallaya sallaya süremedim bir türlü aq. şortun kenarından çıkarıp sallandıracam o olacak ya. hayret bişey.
çanakkale'de bütün şehitlikleri gezerken kullandığımdan mütevelli yaklaşık 2 gün boyunca kıçımın üstüne oturamamama neden olan, severek kullandığım, sevimli araç.
ayrıca lisedeki feminist bir kadın hocamızın sürekli söylediği bir sözde geçen araç.
"bir balığın bisiklete ne kadar ihtiyacı varsa, bir kadının da bir erkeğe o kadar ihtiyacı vardır."
ekimin geliyor olması ile, bodrum katlara, çatı aralarına kaldırılan, size özgürlüğü hatırlatan taşıt. bahar tez gelsin dedirtir.
şu doğa katliamı olan şahsi araçlar sebebiyle sürülmesi eziyete dönüşse de hatta sözüm ona bisiklet yolu yapan fakat yol değil rezalet olan üstelik ahmak yayaların fink attığı mersin belediyesi'ne sövme nedeni yaratsa da yeryüzünün en güzel 2 taşıtından biri ki öbürü trendir.bisiklet özetle aşktır,tutkudur.
ellerini bırakarak sürmek çok karizmatik gelirdi yapamazdım, kısa süre önce ellerimi de bırakmayı öğrendim ve bana artistik yapan bebeyi geçtim. değer miydi çocuğum hem sana iltifat da etmiştim ne güzel sürüyon diye.

seleyi fazla indirmemek gerekir zira bacaklarınızı çok kırarsanız dizlerinizi zorlarsınız. ben yaptım oradan biliyorum. inan bir ay bisiklet sürenlere baktıkça acısını hatırlayıp dizlerimi ovalamıstim.

ayrıca cahit sıtkı tarancı ikinci dünya savaşında paristen bisikletle kaçmıştır.
  • /
  • 2