bugün ne oldu

belki ahmet adinda biri, otobüste, yada okul sirasinda, yada bir bankta otururken, yada vezne kuyrugunda, belki otobüs duraginda ali adinda biriyle karsilasti. yok, önce gözleri karsilasti. ikiside hiç bir sey konusmadan bakistilar bir süre.. bir sicaklik sardi ikisininde bedenini, kalp atislari hizlandi. ahmet aliye dogru yürüdü.. yada tam tersi, ali atti ilk adimi. saçma sapan bir soru sordu biri digerine.. belki saatin kaç oldugunu, belki sigara yakmak için atesi olup olmadigini, belki o anda uydurulmus bir adresi.... digeri cevap verdi kekeleyerek. baska anlamlarla sorulmus sorulara, baska anlamlara gelecek cevaplar verilerek sürdürülen sifreli bir muhabbetle sinadilar birbirlerini.. tehlikeli ve yabanci bir dünyada her an avlanma tehlikesi yasayan ürkek iki hayvan gibi, birbirlerini tedirgin bakislarindan tanimislardi. belki yalnizca bir günlük, belki uzun bir süre yasanacak bir kader ortakliginin, yol arkadasliginin baslangiciydi bugün. bugün ahmet ali ile tanisti. ve bugün ahmet' in yüregi mutlu olabilecegi ihtimali ile çarpti. ve bugün ahmet gelecege iliskin güzel düsler kurdu. ve bugün baska yüzlerce binlerce insanlik hallerinin yasandigi siradan bir gündü. ama ahmet ali'yi sevdigi için kiyamet kopmadi... ülke bölünmedi... din
elden gitmedi... sadece dünyada ask ile çarpan kalplere yeni birtanesi eklendi. siradan bir gündü... ahmet ali'ye asik oldu.
ben bugün safran ı gördüm. yedim onu yedim *
kardeşim nişanlandığını telefon da söyledi.sevinmem gerekirken içimi önce bir hınç sonra kıskançlık kapladı.konuşmanın ilerleyen dakikaların da ise pişmanlıkla karışık içim burkuldu.kendime kızdım,kardeşim bu mutlu haberi benimle paylaşmak istedi bense asla benim böyle bir imkanım olmayacak diye çocukça kıskandım.
özür dilerim hımmm hayırlı olsun dan daha fazla bir şey diyemediğim için.kısa kestim çünkü konuşmaya devam edemezdim.inşallah seni hak eden bir kızdır.*
huzurla uyanabildiğim için şükrettim, sol yanımı hala ihlal eden biri olmadığı için gözlerimi kısıp pencereden seyre durduğum manzaraya pis bakışlar attım. kırılmadım, düşmedim, aynada karşılaştım 'çok güzelsin' dedim sessizce, biraz daha yaklaştım kendime; içime döndüm kuytularıma saklanmış eskilerime, biriktirdiklerime baktım imrenerek. özlediklerimin listesini yapıp yazdım aklıma birer birer, vefasızlıkla suçlamadım kimseyi, sabahtan yıkadığım çamaşırları sererken benim olmayan bir tişört aradı gözlerim. yazmayı ne çok özlediğimi fark ettim, sevmekten yana umudunu yitirmiş olanı düşündüm, gülümsedim. kelimelerin sonsuzluğuna inancım biraz daha arttı.
bu başlığın olması gerektiğini düşünüyorum , büyük bir eksiklik olarak hissediyorum.günlüğünüze doldurduğunuz herşeyi buraya yazabilirsiniz.duygularınızı özgürce anlatmak istediğinizde biz burdayız , lütfen korkusuzca yaklaşın her konuda her olayda.yaşamın olağanüstü büyüsünü atıp gidin istediğiniz gibi yaşayın.özgür olmak nedir diye sorsalar hiçbirimiz cevaplayamayız.çünkü özgürlüğü sakınacak olmayacak hatta küçümsenecek bir zerre olacak kadar bir şey sayabiliriz.belki de çok da fazla bilmiyoruz bu hayatı nasıl yaşayabileceğimizi....
bugün ben birinden vazgeçtim. çoktan yapmam gerekirdi ama bugün canıma tak etti.
bugün iş yerinde çok yogun bir gündü. bu nedenle çok yoruldum.
ilkokul 4. sınıftan beri tuttuğum bir günlüğüm vardı bir aralar geçen onu buldum sayfaları karıştırmaya başladım ilk iki seneyi yazdığım iki defter gayet de düzgün bir şekilde akıcı ve uzun cümlelerle kurulurken sonra ki senelerde genelde hep aynı şey var "biri bugün ne oldu diye sorsa ne olabilir ki hayatımda diyeceğim, bir bok olmadı, eften püften bir gündü yine" hayatı pembiş pembiş gördüğüm o iki senelik kısım haricinde her gün eften püften yaşıyorum
bugün sinemaya 9 ve 5 yaşlarında 2 çocuğunu yalnız gönderen anne baba, biliyor musunuz? büyük olan küçük olanı film boyunca dövdü! lanet olsun size ki, çocuklarınıza sinemada eşlik etmeniz gerekirken bunu yapmadığınız için... yoktunuz!

bu iki çocuğun etrafında oturan onlarca diğer izleyici. lanet olsun size, film boyunca bu duruma tanıklık edip sessiz kaldığınız için, tepkisiz kaldığınız için... yoktunuz! ülkenin şuanki durumunun sebebi küçücük bir sinema salonunda bile gözler önüne serilebiliyor. bize bir şey olmazcılar! siz öyle sanıyorsunuz! susmaya ve tepkisizliğe devam edin... yok olun!