"bu durumu yasaman senin sucun degil, olsa olsa bu bizim sucumuzdur ki sen kendini bunca yil yalniz hissetmissin" sozleri ile kral koltuguna yerlesen baba tipidir sansli iseniz.
ana haber bülteninde birkaç yıl önce izlediğim bir baba. habere konu olmasının nedeni oğlunun köyde kadın kıyafetleri giyerek dolaşması, traktör kullanması ve köylünün baba oğluna sahip çıktığı için bu duruma ses çıkarmamasıydı. baba muhabirin sorusuna şöyle yanıt vermişti: " önce kızdım, dövdüm. oğlum da kaçıp istanbul'a gitti. orada iş bulamadığı için fuhuş yapmaya başlamış. baktım çocuk ziyan olacak, aldım geldim. varsın gözümüzün önünde olsun. evladım sonuçta."
büyük adamdı vesselam. köylü, eğitimsiz ama kocaman yüreği olan bir babaydı. öpüyorum ellerinden.
arada düşünüyorum benimkine söylesem kabullenir mi diye garip ama kabullenir gibi geliyor. tek sorun öğrenince annemin kalpten gitme ihtimali. yoksa babamda o kabullenecek baba potansiyeli görmüyor değilim.
azdırlar,hele bu toplumda iyice azdır.benim babam değil onu söyleyeyim.asla anlamadı.uzun zaman önce de anlatmayı kestim.zaten 3 yıl içinde evi de terkediyorum.sen sağ,ben selamet.onun bana baktığı ve bana destek olduğu için insanlık konusunda içi rahat,benim de bakıldığım ve ne olduğuna bakmaksızın kendime yakın yasayabildigim için içim rahat.sadece anneme üzülüyorum,beni bir daha görmesi çok zor olacak.
eşcinsellik yanlış ya da kabullenmek zorunda kalınacak bir şey değildir ki. ama ne yazık ki ülkemizde hatta en gelişmiş toplumlarda bile ötekileştirilmeler ve sindirmeler sebebi ile normal olmayan ve başa geldiğinde de kabullenilecek bir durum oluyor.