max blum

az önce mesaj yoluyla bana asılan yazar . sevindirdi beni *
sümer tezkan spor yapıyor belki onu da orada görürüm diye spora başlayacak olan yazardır.kendisine defalarca "sümer gebezedeki spor salonunda ne yapsın canım benim etilerdedir o"desemde,kendisi illede gideceğini dilini dolamış ve salyangozcu mahallesinde karides aramaktadır.
ressamlar nasılki bir nesneyi karşılarına alıp onu çok güzel bir şekilde kağıda veya tuale dökerler.işte bu yazarımızda aynı nesneyi karşısına alıp,binbir yoldan o nesneyi size mantıklı biçimde anlatır.
hernekadar yumurta yapmayı bile beceremesede,inanılmaz güzel kahve yapar.asla 3 hafta ard arda bara gitmez,standartları vardır.ha bu arada arkadaşları da hep zengin. liseli dizilerine bayılır(bkz: glee)
yeteneklerini evinin içine hapsetmiş yalnız yaşayan yazardır.sosyalleşmek için beeves steakhouse da t-bone steak yer, happy moons un eşsiz soslarıyla lezzet fırtınası yaşar,gelen paket serviscilere bahşiş verip "hep sen gel olur mu" diyen yazardır.
tekyön çıkartmalarımda beni hiç yalnız bırakmayan adam.
kendini bulunmaz hint kumaşı zanneden çok sevgili yazarımızdır. iş gücü bıraktık sevgili arıyoruz adama. noktanın yerine çok yalnızım kullanmaya başladı bu sıralar. biran önce kendine gelmesini ve işine yoğunlaşmasını daha çok para kazanıp bana barda daha çok içki ısmarlamasını diliyorum * . haspam kimseleri de beğenmez. ama ben de yakıştıramıyorum ona kimseleri canım benim o ya. o da birgün beyaz atlı prensini bulacak inanıyorum.
her zaman ''kalite kalite kalite'' diyen, seviyeli hallerinden asla ödün vermeyen, adeta göze soka soka dolaştırdığı göbeğiyle tehditkar bir tavır sergileyen, dokunulmazlık zırhıyla kendini kuşatmaya ayırdığı eforu tişörtünü korumaya adayamayan* bir ayıcık. yaşadığı steril hayata güvenen sevgilisinin el üstünde tutulacak bu adamı sonsuz güvenle erkeklerin arasına göndermesinin haklı sebepleri olduğu kolayca anlaşılabilir. sonunda zengin koca hayallerine kavuşan max blumun sevgilisini, sevgilisiyle ilgili tüm ayrıntıları herkesler bilmek zorundadır ama kimsecikler ne ona ne sevgilisine dokunamaz; dokunursa bu pamuk gibi adam pençelerini çıkarıp gerçek bir ayıya dönüşebilir. tek yöndeki standart üst aramasını bile kimseciklere koklatmadığı vücudunun elden gidebileceğine dair bir tehdit olarak algılayabilecek derecede düzeyli bir eşcinsel kimliğidir. eşcinsel dediysek gizli eşcinsel tabii ki, hem de en gizlisinden.
dün gece zirvede yüz yüze tanışma fırsatı bulduğum, pratik zeka kavramının resimli sözlükteki karşılığı olan yazarcan. yok böyle bir tarz. bir adamın her lafı mı olay olur... çok memnun oldum tanıştığımıza...
cuma gecesi sözlükten gelen "ankaradayım" mesajına kahve ısmarlama teklifiyle yanıt verdiğim,** giderken kafamda acaba bana ne şekilde takılacak* arabama da laf eder bu * sünger bob t-shirtüne de bişey der mi acaba gibi saçma sorular vardı. kahvelerimizi içtikten sonra sahil kenarında yaşayan herkesin ankaraya geldiğinde sorduğu o meşhur sorusuna "ankarada deniz var mı" cevaben gölbaşında 90'lar türkçe pop eşliğinde keyifli bir sohbet ettiğim yazarcandır. o kadar keyifli bir sohbetti ki ertesi gün istanbula gidecek olmasaydım sabaha kadar dinlerdim kesin. en kısa zamanda tekrar bekliyorum.
artık kendisine bir koca bulamazsa düz duvarlara tırmanacak suser.
son günlerde yazdığı halı yıkama raporu, kedi boku ph'ı raporu, bu aussiebum neden balamozlardan hoşlanıyor? raporu yazmaktan beni bir ziyarete gelemeyen minik ayı.

havası batsın ki kendisi boğaziçi mezunuymuş!
dünkü sahaf festivali zirvesinde, önce göbegi, sonra kendisi, en sonunda keskin zekasinin sivrilttigi diliyle tanistigim yazar. çevresinde olup bitenlere sanki biraz uzaktan, sanki biraz nihilist pencerelerden bakan bir tür kabuklu yasam formu... kendi korunakli dünyasindan, hayatin geri kalanini bir tuluat tiyatrosu gibi seyreden, sanki herseyi görmüs, sanki herseyi yasamis bir hali var. gundelik yasamda olup biten hersey bünyesinde bir " dejavu " etkisi yaratir ve hiç bir sey onu sasirtamaz gibi. böyleleriyle dostluk kurmak zordur. baslamis dostlugu bitirmekde.
merhaba sözlük,

ben savcılığa gidiyorum. bankacının 100 metre yakınıma gelmesini yasaklatmak ve koruma talep etmek için. sonra da yavrubear ın ananesinin elini öpmeye gidceğim ki bana börek ve baklava versinler.
(bkz:#38196) nolu entrysiyle bir bakışta bear olanı olmayanı deneyimli tarzıyla anlamış yazar. artık sayesinde ne yastık, ne takma sakal, ne de kıl ektirmek işe yarayacak. "bear olunmaz, doğulur" demiştir resmen.
israil başlığının altına geçirdiği entry ile dikkatimi çekmiş yazar.. hnnnn zeka kokusu aldım
kendisi şeker bir adamdır. konuşunca sakinliğiyle beni her daim şaşırtmıştır, cüssesine ters oranla. candır o can.
zirvede göbek dekoltesi vermek isterken yanlışlıkla tüm üst bedenini toplumla temasa geçiren, seçkin zevkleri yüzünden kısmetlerini kapatan, adalardan bize bir yar gelse de kendisine uygun hiçbir adayın gelmek bilmediği, twerkte aldığı onur ödülleriyle dolgun kalçalarımdan ben mi suçluyum diye isyan etme noktasına gelen, istanbulun en merkezinde, gay cemaatinin tam ortasında oturmasına rağmen kimseciklere kendisini koklatmayan adeta çorak toprakların nazenin gelinciğidir o. belki rüzgarla çiçeğini hoyratça savurabilir, dalını kırabilirsin ama kökü ondadır işte. her çiçeğini koklayışta o dallarından yeniden fışkırır ve gelincik tarlasına evrilir. ve sen ona sahip olmak isterken, tarlayı da sürsen onlarca onu kaldıramazsın.
ayı sözlük yeni yıl zirvesi vol.2 de yine tüm elitliğiyle bizlerle olan yazar. gelirken de giderken de kimseleri öpmemesi de bu elitliğin bir göstergesi. söylentilere göre hala eline bir erkek eli değmemiştir. tebrikler.
zirvenin yarisina kadar kendisini baska bir yazar nicki ile karistirinca pek bir ayip oldu, allahtan sordum sonrasinda da farkina vardim rezilligimin. tetris oynayarak muhabbet cevirebiliyor.
  • /
  • 5